13

960 81 11
                                    


Dört gündür gözüme ne gündüz ne gece uyku girmiyordu. Ese'nin göğsünde belki saatlerce ağlamıştım, gözlerim bile şişmişti ama asla uyuyamamıştım.

Şimdiyse gecenin körüydü ve ben, onun mekanının köşesinde oturuyordum. Hava soğuktu, yağmur bütün gün boyunca hiç durmamıştı. Yaktığım sigara açık camdqn gelen damlalar ile ıslanırken bunu umursamamış ve içime derin bir nefes çekmiştim.

Neden buraya geldiğimi bilmiyordum. Onu kendimden uzaklaştırıp, tekrar ona gelmem komikti. Sigarayı sinirle camdan atmış ve direksiyona alnımı yaslamıştım. Uykusuzluk bana baş ağrısı olarak dönmüştü.Gözlerimi kapatıp, dışarıdaki yağmurun sesine odaklanmaya çalışmıştım.

Dakikalar sonra yan kapı açılmış, daha yeni olan ancak sanki asırlardır tanıdıkmış gibi gelen koku ile alnımı direksiyondan çekmiştim. Çakır ıslanan saçlarını eliyle dağıtarak arkasına yaslanırken direkt olarak önüne bakıyordu.

"Neden yağmurda bekliyorsun?" Ona cevap vermeyip, omuz silktiğimde yan dönmüş ve yüzümü incelemişti. Yüzü anlık buruşurken tırnak etlerimi o görmeden koparmıştım.

"Gözlerin. Ağladın mı?" Yüzük parmağının tersi ile moraran gözaltımı okşarken tebessüm etmiştim. Ufacık bir temas ancak bu kadar kalbimi hızlandırabilirdi.

"Uyuyamıyorum." Parmağını çekip, yumruğunu sıkmış ve arabadan inmişti. Birkaç saniye içinde bu sefer açılan kapı benimki olurken, bileğimi kavramış ve beni dışarı çekmişti.

"Gel benimle." Onı itiraz etmeden takip etmiştim. Sonuçta ne kadar kabul etmek istemesem de onu görmek için gelmiş ve saatlerce beklemiştim.

Acele adımlar ile beni odasına götürmüş ve kapıyı kilitlemişti. Gözleri ile etrafına bakarken geçen bana uzattığı kazağın hala aynı yerde olduğunu farketmiştim.

"Hasta olacağız." Üstündeki sweati çıkardığında vücudunun süzmüştüm. Kaslı vücudun ıslanınca daha çekici duruyordu ya da ben onu çok farklı bir yerde görüyordum. Bakışlarımı fark etmiş olacak ki sweati elinden düşmüş ve çenemin ucunu tutmuştu. Kafamı yukarı doğru kaldırırken dudaklarında arsız bir gülümseme yer edinmişti.

"Neden kaçıyorsun?" Gözlerimi bu sefer dudaklarından çekemezken anlık gelen cesaret ile tek elimi çıplak göğsüne diğerini ise ensesine koyarak dudaklarımızı birleştirmiştim. İlk şaşırsa bile kısa süre sonra onunda eli belimi bulmuştu. Beni kendine çekerken, ilk kez tattığım dudakların bu kadar güzel olması başımı döndürmüştü.

Acele etmeden, incitmeden dudaklarını oynattığında göğsünde duran elimi koluna indirmiş ve sert pazılarını sıkmıştım. Şu an dünyanın en sarhoş eden içkisinden şişelerce içmişim gibi başım dönüyordu.Düşünme yetimi tamamen kaybetmiştim. Elimi aşağı indireceğim vakit geri çekilmiş ve ıslanan dudaklarını yalamıştı.

"Gel, uyu biraz." Elini bana uzattığında parmaklarımı onun parmaklarına sarmıştım. Kalbim heyecandan dolayı hızlı hızlı atarken beni yatak odasına götürmüş ve temiz olduğu belli olan yatağa uzanmıştı. Tek kolunu diğer tarafa uzatırken başı ile de uzattığı kolunu göstermişti.

Kendime yine düşünme fırsatı tanımamış ve başım koluna gelecek şekilde uzanmıştım. Parmaklarını saç diplerime sokup, masaj yapar gibi okşuyordu. Gözlerim onun dokunuşu ve kokusu ile ağırlaşmış gibiydi.

"Kendine bu eziyeti yapmasan keşke." Uykuya dalmadan önce yarım yamalak sesini duymuştum.

KAFES -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin