14

915 75 9
                                    

-Çakır-

Kollarımın arasında uyuyan beden bana biraz daha sokulurken ben gözümü kırpmadan onu izlemeye devam etmiştim. Günlerdir uyumadığı, huzurlu ifadesinden belli oluyordu.Onu ilk kez böyle görüyordum. Küçükken bile yüzü hiç böyle görünmüyordu.

Sıcaktan alnına yapışan saçlarını onu uyandırmamaya özen göstererek geriye çekmiştim. Öne doğru büzülen dudağı ile ufak bir homurdanma bırakmıştı. Gülmemek için dudağımı dişlerken onu ne kadar özlediğimi fark etmiştim.

O beni tanımamıştı ama ben onu ilk gördüğüm an tanımıştım. Gerçi yıllardır aklımdan çıkmamıştı, yine de karşısına geçecek cesareti asla bulamamıştım. Ringte beni tedirgin bakışları ile izlemişti. Küçükken bahçede doğum yapan anne kediyi de ürkek bakışlarıyla izlemişti, yine o bakışları duruyordu yüzünde.

"Günaydın." Tavandaki bakışlarımı kısık gözleri ile nerede olduğunu anlamaya çalışan Arjen'e çevirmiştim. Tebessüm ederek sıcak yanağını okşarken yüzümü incelemişti.

"Uyumadın mı?"

"Kaçarsın diye nöbet tuttum." Yüzü renkten renge geçerken boğazını temizlemiş ve konuşmaya hazırlanmıştı. Ona fırsat vermeden yatakta doğrulmuştum.

"Kahvaltı da ne yersin?"

"Ben gitsem." Yalancı bir üzgünlük ile dudağımı büzmüştüm.

"Kendimi kullanılmış hissettim."

"O zaman beraber hazırlayalım."

"Çift gibi mi?" Sırtımı kapının pervazına yaslamış ve yataktan kalkarak üstünü düzelten bedeni süzmüştüm. Dudaklarında anlık bir tebessüm yer edinmiş ama hemen geri düz haline dönmüştü. Ufacık gülümsemesi bile kalbimi bu kadar hızlandırmamalıydı.

Beni geçerek mutfağa ilerlediğinde onu takip etmiştim.  Eskiden olduğu gibi yine beraberdik. Evime yeni gelmesine rağmen çekinmeden buzdolabını açmış ve kahvaltılıkları çıkarmıştı.

"Eski günlerdeki gibi"Kendi kendime mırıldandığımda kafasını bana çevirmişti.

"Anlamadım?"

"Simit olsa iyi olurdu." Kafasını sallayarak önüne dönerken bende çay demlemiştim. İkimiz sessizce kahvaltıyı hazırlamış, karşılıklı oturmuştuk.

"Akşama planın var mı?" Ağzıma attığım peynir parçasını çiğnerken konuşmuştum.

"Şu an yok, neden?"

"Seni yemeğe götürmek istiyorum. Rahat bir yere." Birkaç saniye düşünmüştü bu dediğimi.

"Artık kaçmayacaksın değil mi?"

"Sence istediğim için mi kaçıyorum?"

"İstediğin için kaçmıyorsun." Kalkıp onun yanıına oturmuş ve biraz yaklaşmıştım.

"Ama istediğin için, kendi ayaklarınla bana geliyorsun." Alt dudağını yaladığında bakışlarım oraya kaymıştı. Uzanıp doya doya öpmek isterken tek yapabildiğim ıslanan dudağını baş parmağım ile silmek olmuştu.

"Akşam haber veririm. " konuyu değiştirip önüne dönmüş, hızlı hızlı yemeğe başlamıştı. Bense heyecandan kasılan midem ile sadece onu izlemiştim.

KAFES -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin