Bölüm 16

14K 756 29
                                    

Elif birinin kolundan tutup, yukarı çekmesiyle boğulmaktan son anda kurtulmuştu... Oksijenle, ciğerlerinin kavuşma anı, onu derin derin nefes almaya zorluyordu. Kendine gelmeyi başarınca gözlerini açtı. Bu sefer onu kimin kurtardığını merak etti...

Göz kapakları kalktığı an, suda geriye doğru sendeledi. Görünmeyen bir el tokat atmıştı sanki... Karşısında duran adam kocası mıydı? Yoksa beyninin bir oyunu muydu? "Ben..." sesi çıkmadı. "Ben, öl-düm mü?" dedi kekeleyerek.

Aras karşısında aptal aptal yüzüne bakan karısını sudan çıkardı. "Birkaç saniye daha geç kalsaydım... Evet, ölecektin!"

Kız şoktan bir türlü çıkamıyordu, kendini tokatlamak istiyordu... Kulaklarıyla duymuştu, doktor öldüğünü söylemişti... Başı dönmeye başladı. "Sen" dedi "Öldün!" son kelime dudaklarından dökülürken, adamın kollarına yığıldı.

...

Elif tekrar bir odada açtı gözlerini, bir rüya mı görmüştü? ... O sahile hiç gitmemiş, boğulma tehlikesi atlatmamış mıydı yani? ... Aras yaşamıyor muydu? ... Kızın beyninin iflas ettiği sırada Aras içeri girdi. "Uyanmışsın!"

Kız yeniden bayılacağını sandı. "Buda mı rüya? Neler oluyor bana?" deliriyor muydu?

"Sakin ol kelebek... Her şeyi anlatacağım!" dedi Aras, karısının daha fazla kafasının karışmasını istemiyordu. Yeterince yıpranmıştı.

Elif bir elini alnına dayadı. "Sen ölmüştün! Dün... Dün gece doktor öyle söylemişti... Yani... Ben..." kelimeleri bir araya getirip, toparlayamıyordu.

Adam, kızın yanına oturdu. "Ben ölmedim Elif! Sadece bir oyundu!" açıklamaya çalışıyordu.

"Bana birkaç dakika ver!" dedi Elif ama yaklaşık beş dakika sonra elini alnından çekti... Bir anda kocasına vurmaya başladı. "Oyun mu? ... Gerizekalı, nasıl bir oyun bu? He! Cevap ver!..." o kadar sinirliydi ki, şaşkınlığı yanında kayboluyordu. "Nasıl yaparsın? Bunu bana nasıl yaparsın? Senden nefret ediyorum!" ağlıyordu. Duyguları birbirine savaş açmıştı.

Adam karısının ellerini tutup, sarıldı. "Özür dilerim... Böyle olsun istememiştim!"

Elif hıçkırmaya başladı. Dünden beri çektiği acı bir hiçten mi ibaretti? Ömründen en az on yılını feda etmişti! Karşılığı bir oyundu! "Dileme! ... Özür dileme benden! ... İnsanlar istemeden yaptıkları şeyler için özür diler! Sen bunu bilerek yaptın!" kocasının kollarından kurtuldu.

"Bak Elif! ... Vurulduğumda kurşunun sıyırdığını biliyordum. Bunu sana söylemek yerine, beni kaybetme korkunu görmek istedim... Sevdiğini itiraf etmeni!"

Kız adamın söylediklerine inanamadı. Ona çektirdiği acılara bahanesi bu muydu? "Bıktım senin aşırı, saçma oyunlarından! ..." yataktan kalktı. "Beni bir daha aptal yerine koyamayacaksın! Buna izin vermeyeceğim! Sana kanmayacağım!" diye bağırdı.

Aras gayet sakin bir tavırla "Çok geç!" dedi "Başardım, sevdiğini itiraf ettin!"

Elif sinirden güldü. "Öyle mi bay ukala! ... Ben ölmek üzere olan birinin son isteğini yerine getirdim! Seni sevmiyorum!"

"Boşuna kıvırma! ... Beni sevdiğini söyle demedim, duygularını bilmek istiyorum demiştim... Sevdiğini sen söyledin!" karısının koluna uzandı.

Kız geri çekilip bağırdı. "Dokunma!... Bana sakın dokunma! Uzak dur benden!" gözyaşları yeniden yanaklarını ıslattı. "Fazla ileri gittin! Yaralıyken, oyunu oynadın... Neden öldüğünü söyleterek, konuyu uzatıyorsun?"

BİRİ AŞK MI DEDİ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin