SERA ÇİÇEĞİ

4. GİZ

SERA ÇİÇEĞİ 4. BÖLÜM 

GİZ

Dudağımı ısırmış Gökhan'ın anlatmaya başlamasını bekliyordum. Sabırsızlıkla, "Hadi!" dedim.

Gökçe, "Ben Deniz'i götüreyim." diyerek birlikte salondan ayrıldıklarında Gökhan derin bir nefes aldı ve bana bakarak, "Oğlum bak, anlatacaklarım seni nasıl etkiler, bundan sonra ne yaparsın bilmiyorum." dedi ve öfkeyle yüzünü sıvazladı.

"Ben sana kendimi nasıl affettirebilirim, nasıl böyle bir bokun içine seni sürükledim, onu da bilmiyorum."

Ona tereddütle bakarak, "Korkutma, en kötü ne olabilir ki?" dedim.

"En kötü neyse o oluyor kardeşim."

Vücudunu bana doğru döndürüp, "Bu kadın, dedim ya sana düzenbazmış, hakikaten de öyle. Döndürmediği dolap yokmuş. Efnan, ne desem bilemiyorum ama... Amına koyayım bu kadın evliymiş!" dedi.

"Ne?" diyerek ona döndüğümde kan beynime çıkmıştı. "Evli miymiş?"

"Evliymiş." dedi kafasını sallayarak. "Bu bakımevi var ya." dudaklarını yalayarak başını eğdi. "Bakımevini iki ortak açmışlar. Bu kadının ortağı da kocası. Bakımevini açtıktan sonra evlenmişler."

"Lan o zaman kocası nerede, kadın bana yürürken hiç mi haberi olmadı? Magazinlere çıktık anasını satayım, boy boy fotoğraflarımız var. Godoş muymuş kocası? İnsan bir kere olsun karım ne yapıyor diye sormaz mı?"

"Dur bir dur, sakin ol." diyerek elini kaldırdı. "Kocası değil şimdi önemli olan. Önemli olan ne biliyor musun?"

Elimi, 'ne' der gibi salladım.

"Kocasını aldatıyor doğru ama aldattığı kişiyi de seninle aldatıyor."

"İyice Aşk-ı Memnu'ya döndü, ne diyorsun abi sen? Yedi kocalı Hürmüz mü bu kadın?"

"Bakımevinde bir bekçi var, adı Necip." dedi, tuzlukta yazan şu isim... Necip. Beni ikaz eden bekçi. "Kocasını Necip'le aldatıyor. Necip sosyal medyada fotoğraf paylaşmış, biraz müstehcen bir fotoğraf. Bu kadın evlendikten üç ay sonra çekilmiş bu fotoğraf."

"İyi de ben bu kadını kapının önünden aldım birlikte arabaya bindik. Necip o kadar baktı, bir şey demedi. O da mı godoşmuş?"

"La godoş deyip durma," diyerek sinir bozukluğuyla güldü. "Bize ne godoşluklarından? Önemli olan bu da değil. Önemli olan ne biliyor musun?"

"Hay anasını avradını... Ne önemli olan, ne, ne?"

"Bu kadının yıllık cirosuyla alakalı bir araştırma yapmalarını söylemiştim bizimkilere. Bir avukat tanıdığım var, sağ olsun eli kolu uzun, epey araştırmış, bir şey bulmadan da bize bilgi vermek istememişler. O yüzden kadınla ilgili bilgi yok falan demişler ama varmış abisi. Üstüne biraz gidince bütün bokları ortaya çıkmış. Bu kadının bakımevinde toplamda babanla birlikte otuz tane hasta var. Hepsinden aldığı ödemeler belli. Bu bakımevi 2018 yılında faaliyete geçmiş. 2018, 2019 ve 2020 yılında yaptığı cirolarda hiçbir problem yok ama 2021 yılından itibaren kazancından daha fazla ciro yapmış bu kadın ve bu her yıl giderek artmış. Bu kadının çevirdiği dümenler var gibi düşünüyorum ben."

Hayretle onu dinliyordum. "Kara para mı aklıyor sence?"

"Bana öyle geliyor abisi." dedi. "Yoksa geçen yıllarla bu kadar tezat oluşmaması lazım."

Duyduklarımı sindirmeye çalışırken bir yenisini daha ekledi. "Kadının kocası Sabri Canyurt. Bu Sabri başkan biraz düzenbaz bir adam gibi geldi bana. Çok başarılı bir iş insanı olduğu söyleniyor ama ben bundan şüphelendim. Kimsenin kin gütmediği, herkesin aşkla bahsettiği birinde bir bok vardır. Çünkü bir insanın seveni olduğu kadar sevmeyeni de vardır. Herkes Sabri de Sabri deyip duruyormuş. Olur mu la böyle bir şey?"