13. KARDI, KURŞUN DEĞİL

65 31 5
                                    

SERA ÇİÇEĞİ 13. BÖLÜM 


Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


KARDI, KURŞUN DEĞİL

SENE 1998, ARALIK AYI

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

SENE 1998, ARALIK AYI


Bosna Hersek'e kar atıştırıyordu. Çocuklar dışarı çıkmış, aileleriyle arabaların kaputlarının üzerinde biriken karla kartopu savaşı yapıyordu. Herkes öyle mutluydu ki! 1992 yılında başlayan bu soykırım sonunda bitmişti. Boşnak halkı eski huzuruna yavaş yavaş geri dönüyordu. Tecavüze uğrayan kadınlar bu travmayı artık atlatmaya başlamış, bu savaşta gazi olan erkekler ise vücutlarındaki sızıyı hissetmemeye başlamıştı. Nice âşıklar bu savaşta ayrı düşmüş, nice çocuklar annesiz babasız kalmıştı. İnsanların evleri bombalanmış, sokaklarda kurşuna dizilmişlerdi. Kadınlar toplu tecavüze maruz kalmış, işkencelerle zindanlara atılmıştı. Zorla geneleve kapatılan bu kadınlar, şimdi dışarıdaydı. Herkes savaş yaralarını sarmaya çalışıyordu. Sonunda işkenceler bitmişti, Sırp halkı sonunda susmuş, Hırvat halkı sonunda yardakçılık etmeyi kesmişti. Bombalar susmuş, tüfekler susmuştu. Sonunda Bosna Hersek'e derin bir sessizlik hâkimdi. Saraybosna mutluydu, Gorajde mutluydu, Tuzla mutluydu... Artık toprakların üzerine mavi kelebekler konmuyordu.

Savaşın bittiği ilk yıllarda insanlar özgürlüğün ne demek olduğunu kavrayamamıştı. Sokakta yürürken bile gözleri hep gizlenmiş bir nişancıyı arıyor, sokaklardan çapraz koşarak geçiyorlardı. En sonunda soluklandıklarında ise kendilerine, "Ben ne yapıyorum?" diye soruyorlardı.

Yeniden özgürlüğün ne demek olduğunu çok sonradan anlamışlardı. Bosna özgürdü. Kadınlar özgürdü. Erkekler özgürdü. Çocuklar özgürdü. Hayvanlar özgürdü. Sonunda mutluluk vardı. Sonunda istedikleri gibi oruç tutabilir, namaz kılabilirlerdi. Namaz kılarken öldürülmeyeceklerdi. Oruç tutarken tecavüze uğramayacaklardı.

Çocuklar ellerinde oyuncaklarını tutarken bombalanmayacaklardı.

İşte kartopu savaşı! Bir çocuk babasına cılız bir kartopu atıyor, babası bunu gülerek karşılıyordu. Çocuğun annesi evde sıcacık bir çorba hazırlıyor, sofrayı hazırlarken eşini ve çocuğunu çağırıyordu.

SERA ÇİÇEĞİWhere stories live. Discover now