"Bir gün gelecek, özgür olacağız." dedim ona dikkatle bakarken. "Duydun mu beni Sera Çiçeği'm, bir gün gelecek biz seninle sarılacağız."
Ülkesini her defasında onurlandıran bir boksördü Efnan, şampiyondu. Ancak kimsenin göremediği, kalbinde dağ gib...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Dilim damağım kurumuştu. Gözlerimin önünde şimşekler çakıyordu. Başımı ellerimin arasına almış soğumuş çay bardağındaki soyulmuş çiçekleri izliyordum. Neden sonra kendime gelebilmiştim. Ellerimi başımdan çekip, "Nasıl?" diye sordum.
"Nasıl yani... Ayla..." dudaklarımı yaladım. "Ben anlayamıyorum. Bu nasıl oluyor? Bu... Bu kadar tesadüf..."
"Tesadüf değildi. Planlanmıştı." dedi sonunda dudaklarını aralayarak.
"Planlanmış mıydı?"
"Planlanmıştı." dedi ve genzini temizledi. "Ben de yalnızca bu planın mecburi parçası oldum. Benden kurtulmak istediler. Aşklarını doya doya ve legal yaşamak istediler. Benim gibi bir Sırp tohumuyla olmak istemedi Anel. Ailesi buna karşı çıktı ve ona savaş hikâyelerinden bahsettiler. Savaşta neler olduğundan bahsettiler. O da bana daha çok diş biledi. Bu savaşın intikamını benim üzerimden çıkarmak istedi. Benim babam iyi bir geçmişi olan bir adam değil. Benim babam bir savaşçı. Babam bir katliamcı. Bir soykırımcı."
Uzun uzun düşüncelere daldı ve hâlâ kırgınlığının izlerini duyabileceğim bir ses tonuyla devam etti. "Öyle bir adamın kızını sevmemekte haklı."
"İyi ki sevmemiş seni." dedim dudağımın kenarıyla gülümseyerek.
"Neden böyle söyledin?"
Omuz silktim. "Senin sevgin bana kaldı da ondan." gözümü kısarak ona baktım. "Ben halimden memnunum."
"Efnan, duymuyorsun ya da duymak istemiyorsun galiba ama benim babam böyle biri. Onun kanı benim damarlarımda akıyor. Belki bir gün o hain kanı fokurdayacak, belki ben de öyle olacağım. Nasıl beni böyle tereddütsüz sevebilirsin ki?"
Omuzlarımı düşürüp derin bir nefes aldım.
"Sen birini öldürdün mü hiç?"
Başını salladı aceleyle. "Tabii ki hayır!"
"Bir çocuğu dövdün mü?"
"Hayır! Asla!"
"İşkence ettin mi birine?"
"Sözü bile olamaz."
"Bir kadına tecavüz edilsin diye erkeklerin önüne yem diye attın mı?"
"Asla yapmam."
Kaşlarımı kaldırdım. "Ee? O zaman?"
"Ne?"
"Bunların hiçbirini yapmadıysan ve yapmayacağına inanıyorsan nasıl hâlâ baban gibi biri olabileceğini düşünüp kendine yeni endişeler yaratıyorsun ki? Boğulma düşüncelerde." uzanıp ellerini tuttum. "Sen hep benim tatlı Ayla'm olarak kalacaksın."
