Özel Bölüm

145 8 19
                                    

Yıllar insanların dört mevsimi gibidir. Dökülmeye başlayan yapraklar ardından kışı tüm şiddetiyle sürüklerken acılar canınızı yakmak için sırasını bekler. Fırtınalar sizi dört bir yana savurmaktan çekinmez, soğuk tüm benliğinize yavaş yavaş işler. Vazgeçmek seçimlerin en kolayı gibi gelir insanlara çoğu zaman. Soğuğa teslim olup acılardan uzak kalmak, fırtınalarda düşmüş bir yaprak gibi savrulmak...

Yine de bazen tüm bu vazgeçişe inat, gelecek olan baharın umuduyla yoluna devam edersiniz yolunuza. Açacak rengarenk çiçekler süsler hayallerinizi, tüm buzları eritecek yumuşacık bir sıcaklık kaplar en derinlerinizi. İşte o zaman acılar terk etmeye başlar tutundukları yerleri birer birer.

Ben, ruhuma işleyen kışın içinde baharın umuduna sarıldım en çaresiz hissettiğim anda. Ödülü ise yıllarca aradığım güzel bir aileye kavuşmak oldu.

Yan tarafımda hissettiğim hareketle düşüncelerimden sıyrılıp bakışlarımı yanımda zıplayan oğluma çevirdim ve dudaklarım kocaman bir gülümsemeyle buluştu.

''Anne, anne ben uyandım.'' Onun bu neşesi beni de güldürürken kolları kocaman açıp bana sarılmasını bekledim ve boynuma sarılan küçük kollarla oğlumu kendime doğru çekip yanağına bir öpücük bıraktım.

''Günaydın anneciğim.'' Dedim bir kez daha öperken ve parmaklarımı karnına getirip yavaşça hareket ettirdim. ''Sabah sabah çok neşelisiniz bakıyorum da beyefendi, nedenini hemen öğrenmek istiyorum.''

Kahkahaları kulaklarıma dolarken ben de onunla birlikte güldüm ve gıdıklamaya devam ederken onu koltuğa yatırıp öpmeye başladım.

''Anne, anne dur. Anne ya!'' Bana doğru uzattığı minik elleri tutup öptüm ve gülümsedim.

''Evet sizi dinliyorum Alphan Bey.'' Dedim minik ellerini bırakmadan koltukta oturması için yardımcı olurken. Mavi gözleri heyecanla parıldarken ne söyleyeceğini merakla beklemeye başladım.

''Bugün okul çok yok demiştiniz ya?'' dedi gözlerime ve gözlerime dediği şeyi doğrulamam için baktı. Ben de onu bekletmedim ve başımla onaylayıp yanıt verdim.

''Evet bugün okulda daha az kalacaksınız anneciğim, doğru.'' Dedim ve devam etmesini bekledim. Almak istediği yanıtı duyduğunda ellerini heyecanla çırptı ve konuşmaya devam etti.

''Yarın dedemle konuştuk.'' Dediğinde gülmemek için kendimi zorlayarak ona baktım ve düzelttim.

''Dün dedenle konuştunuz anneciğim evet.'' Kaşlarını çatıp birkaç saniye düşündü ve başını sallayıp dediğimi doğruladı.

''Dedem bizi okuldan sonra lunaparka götürecekmiş, öyle dedi. Hem de binecekmişiz, söz verdi.''

Şaşkınlıkla oğluma baktım. Bugün okul çıkışı çocukları babamın alacağını biliyordum ama dönme dolap kısmını hiç tahmin etmemiştim.

''Deden?'' diye sordum şaşkınlıkla. ''Dönme dolaba mı binecekmiş?'' Başını hızla sallayıp onayladığında mırıldandım. ''Nasıl olacak ki o?''

''Söz verdi dedim anne. Dedem sözlerini tutar.'' Alphan'ın çattığı kaşlarını gördüğümde gülümsedim ve alnına bir öpücük kondurdum.

''Tutar tabii.'' Dedim gülümseyerek.

''Siz bize haber vermeden ne yapıyorsunuz bakalım burada?''

Bulut'un sesini duyduğumda bakışlarımı merdivenlere doğru çevirdim. Bulut, kucağında hâlâ uyumaya çalışan Ayperi ile içeriye girdiğinde kalbim sıcacık bir duyguyla sarmalandı. Yanlarına doğru yürüyüp kızımın yanaklarına öpücükler kondurdum önce. Ayperi gülerek başını babasının boynuna sakladığında uzanıp Bulut'un dudaklarına küçük bir öpücük bıraktım.

RUHUMA DOKUN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin