Bölüm 9

952 89 72
                                    

Merhabalar... Çok fazla ara vermeden bölümü getirmeye çalıştım. Oy ve yorumlarınızı görmek beni çok mutlu eder.

Özellikle @LinaKarlina97, @SaraNoyan, @meltem_by ve @afsana900 şimdiye kadar her bölümde desteğinizi esirgemeyip yorumlarınızla varlığınızı ve desteğinizi hissettirdiğiniz için teşekkür ederim <3

İyi okumalar :)

....&&&&&&....

BÖLÜM 9

  Kulaklarıma dolan ses, iyileştirmeye çalıştığım tüm yaralarımın kabuklarını acımasızca kopardı. Kalbim, özlemle çırpınıp öfkeyle sarmalandı. Ayaklarım ona doğru koşmak, ruhum onun kokusuyla dolmak için öfkemle acımasızca savaştı. Kollarım onu sarmalamak, ona sarılmak isteğiyle karıncalandı. Bedenim ona kavuşmak için öfkemin önünde diz çöküp ona yalvardı.

Yaklaşan adım seslerini duysam da arkama dönemedim. Onu görmek, kalbime itaat etmek demekti çünkü. Kokusu burnuma dolduğunda kalbime saplanan sancı nefesimi keserken gözlerimi kapattım.

''Bulut?''

Titreyen sesini duyduğumda ruhum hasretin yangınına boğuldu. Öfkem geçen her saniye biraz daha başını eğdi özlemimin önünde. Zihnimin en kuytu köşelerinden bir ses duydum hemen sonra. O adamın telefondaki sesi doldu kulaklarıma bir kez daha. Öfkem eğdiği başını kaldırdı yeniden ve kılıçlarını acımasızca kuşanıp beni kendine tutsak bıraktı. Dişlerimi sıkıp kapattığım gözlerimi açtım ve ona doğru döndüm.

Bakışlarımız buluştuğunda gölgesinde huzur bulduğum yeşiller ilk kez huzuru tattırmadı bana. Gözlerine dolan yaşlar ilk kez yakmadı canımı, kalbimi acıtmadı. Elini bana doğru uzattığında bir adım geriye çekilip gözlerine baktım tüm öfkemle. Şaşırdı, elini titrekçe geri çekerken derin bir nefes aldı.

''Bulut...'' dedi bir kez daha ve sustu. Gözlerinden geçen onlarca cümle sesinde sustu.

''Fazla zamanım yok!'' dedim gözlerimi gözlerinden çekmeden.

Kalbim, ölmekten korkan yaralı bir kuş gibi çırpındı gözlerine bakarken. Yine de çekmedim bakışlarımı gözlerinden. Bu, kalbime yenilmem demekti ve ilk kez kalbimden vazgeçmek için acımasızca yaraladım kendimi.

''Lütfen, konuşalım.'' Dedi sesi de elleri gibi titrerken. Acımasızca baktım gözlerine.

''Ne konuşacağız?'' dedim alaycı çıkmasını sağladığım sesimle. ''Nişan töreninin ne kadar güzel olduğunu mu?'' dedim ve ona doğru eğildim. ''Yoksa beni nasıl ayakta uyuttuğunu mu konuşacağız?'' Bana dolu gözleriyle bakarken öfkeyle bağırdım.

''Söylesene Yağmur, biz seninle artık ne konuşacağız?''

Yanımızdan geçen birkaç kişi şaşkınlıkla bize baktığında derin bir nefes aldım ve gözlerimi kapatıp sakinleşmeye çalıştım. Yanağına akan bir damla yaşı hızla sildi ve dolu dolu olmuş gözleriyle bana baktı.

''Ben...'' dedi ve duraksadı. ''Benim sana şimdi anlatamayacağım şeyler var ama yemin ederim ben sana ihanet etmedim.''

Küçük bir kahkaha attım ve bir adım geriye çekilip ona baktım. Gözlerindeki şaşkınlık yerini hüzne bıraktığında kalbim bir kez daha onun acısını tam içinde hissetti. Yenilmek istedim ona ama yapamadım.

''Bizim konuşacağımız her sözcük, o adamın tek bir cümlesinde öldü Yağmur!'' dedim sesim dudaklarımı yaralarken. ''O adam senin telefonunu açıp nişanlısıyım dedi.'' Dedim ve ona umutla baktım. ''Yalan mı söyledi?''

Bakışlarını benden kaçırırken başını eğdi ve kısık sesini duydum hemen sonra.

''Hayır...''

RUHUMA DOKUN (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now