Bölüm 1

3K 136 104
                                    

Herkese merhaba... 

Biraz gecikmeli de olsa ilk bölümle gelebildim. Haziran ayı oldukça yoğundu benim için ve bu yüzden de daha önce yazma fırsatı bulamadım. Daha fazla beklemek istemediğim için de bölümü yazar yazmaz paylaşmak istedim. 

Çok fazla konuşmak istemiyorum ve bölüme geçiyorum. İyi okumalar:)

................&&&&&&..............

BÖLÜM 1

Elimdeki kahveyi sıkıca tuttum ve diğer elimdeki kitapları düzeltip bahçeye çıktım. Hava ne kadar sıcak olsa da kahveden vazgeçemiyordum. Son sınavımı atlatmıştım bugün ve önümde mezun olmam için hiçbir engel kalmamıştı. Dört yıl boyunca emek verdiğim okulum bugün bitmişti sonunda.

Elimdeki soğumuş kahveden son bir yudum daha aldım ve karton bardağı yan tarafımdaki çöpe attım. Burayı çok sevsem de evime dönmek istiyordum artık. Kalabalık bir aileye alışkın olunca yalnızlık bir süre sonra yorucu olmaya başlıyordu. Her ne kadar özgür hissetsem de kendimi, tanıdık gülüşleri arıyordu gözlerim. Döndükten sonra kısa bir tatil yapıp çalışmaya başlamak istiyordum.

Ailem beni hiçbir zaman seçeceğim meslek ya da okuyacağım okul konusunda zorlamamıştı. Ama ben sayılarla iç içe olmayı sevmiştim hep ve bu yüzden ekonomi okumayı seçmiştim. Şimdiyse eve döndüğümde babamlarla çalışmaya başlayacaktım.

Ben küçüklüğümden beri babamın yanında onu izleyerek büyümüştüm. Onu ve amcamı izleyip ben de büyüdüğümde onlar gibi olacağım demiştim hep, onların yanında çalışıp onların izinden gideceğim demiştim. Ama en çok da bir gün birini seversem onlar gibi seveceğim demiştim. Kırmadan, parçalamadan, tüm kalbimle seveceğim. Sevdim de...

Başımı kaldırıp karşıya baktığımda bana burayı sevdiren kişiyi gördüm. Adı gibi yağmurlu bir günde çıkmıştı karşıma tam bir yıl önce. Bakışlarındaki şimşekler çekmişti beni ona. Bana gülümsediğinde gülüşü ruhuma dokunmuştu sanki. Gözlerinin yeşilinde bulmuştum bahar yağmurlarını. Evrenin yeniden doğuşunu hissetmiştim ruhumda. Aynı şehirde yaşayıp birbirimizi bu kadar geç tanımamız bize oynanan bir oyundu sanki.

Yanıma geldiğinde gülümseyerek ayağa kalktım ve kollarımı beline sarıp saçlarına bir öpücük bıraktım. Belime sardığı kolları gülümsememi büyütürken kendimi biraz geriye çekip gözlerine baktım. Gözleri uyumadığını belli ediyordu, sınav zamanlarında hep böyle olurdu.

''Yağmur'um, yine mi uyumadın sen?'' dedim sahte bir kızgınlıkla. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı ve başını göğsüme yaslayıp onayladı beni. Onu kendime biraz daha çekerek çıkışa doğru yürümeye başladım.

''Kahvaltı da yapmadın tabii?'' dedim sorarcasına yüzüne bakarak. Bakışlarını kaçırdığında istemsizce güldüm ve arabamın kapısını açıp binmesini bekledim. Daha sonra ben de arabaya bindim. ''Neden hiç şaşırmadım acaba?''

''Ben senin gibi kahvaltı yapamıyorum Bulut.'' Dedi sahte bir kızgınlıkla. ''Senin de nasıl bu kadar düzenli kahvaltı yapabildiğini hala anlayabilmiş değilim gerçi.'' Dedi merakla. Gülümsedim.

''Küçüklüğümüzden beri annem her sabah başımızda bekler ve kahvaltı yapmadan dışarıya çıkmamıza izin vermezdi. Evde olduğumuz zaman hala aynı şey yapar ablamlara da bana da.'' Dedim ve güldüm. ''Hatta babama bile.''

Başımı ona doğru çevirdiğimde gözlerine ulaşan bir gülümsemeyle beni dinlediğini gördüm. Ben de gülümsedim istemsizce.

''Ailenle tanışmasam bile onları tanıdığımı hissediyorum biliyor musun?'' dedi kısık bir sesle. Derin bir nefes aldım ve başımı tekrar yola çevirdim. ''Bazen senin nasıl bu kadar sevgi dolu olduğunu merak ediyorum.'' Dedi daha çok kendisiyle konuşur gibi.

RUHUMA DOKUN (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now