Bölüm 22

901 83 76
                                    

Uzun bir aradan sonra herkese merhaba,

İlk defa bu kadar uzun bir ara verdim bölümler arasında ama elimde olmayan nedenler karşıma çıkıp durdu. Önce işimle ilgili yaklaşık üç hafta boyunca aklımı işgal eden sorunlarla uğraştım, üstüne ağır bir grip geçirdim.

Bu hafta içi bölümü yazıp paylaşacaktım ancak bu kez de bir haftada iki kez astım atağı geçirip hastanelik oldum ve bölüm yine hafta sonuna kaldı. 

Bugün kendimi iyi hissedince sizi de kendimi de daha fazla bekletmek istemedim ve bölümü bitirir bitirmez buraya geldim.

Hikayeyi 30. bölümde bitirmeyi planlıyorum ve bu bölümden sonra yazacak 8 bölümüm kalmış oluyor. Umarım kalan bölümleri bu kadar ara vermeden yazıp bitirebilirim.

Herkese iyi okumalar ve iyi pazarlar diliyorum:)

...&&&&&&...

BÖLÜM 22

   Kendimi bir kez daha bu kapının önünde bulacağımı hiç düşünmemiştim ama bugün her şeye rağmen yine buradaydım. Babam, Doruk ile ilgili şahitlik yapmayı kabul ettiğini söyledikten sonra ona hiçbir şey söylememiş ve telefonu kapatmıştım. Ona söyleyeceğim her sözcüğü kendisine verilmiş ve tutulması gereken bir söz olarak kabul edecek ve beni kendi cümlelerimle vurmaya çalışacaktı, biliyordum. Biliyordum çünkü ben, en çok babama güvenmiyordum.

Telefonu kapattıktan sonra hemen aşağıya inmiş ve amcam ile Destan abime olanları anlatmıştım. Babamın bize yardım edeceğine inanmıyorlardı onlar da benim gibi ama yine de ufacık da olsa bir umut vardı içimizde. Belki de hayatında ilk kez kendisi için değil de benim için bir şey yapardı kim bilir? İçimdeki ufacık bir umut kırıntısı ona tutunmam için zorluyordu beni.

Alp amcayı arayıp durumu anlattığımızda babamın söyleyeceklerini dinlememizin bizim yararımıza olabileceğini söylemişti. Bize gerçekten yardım etmese bile belki söylediklerinden işimize yarayan bir şeyler bulabilirdik. O yüzden ayarlayabildiği en yakın zamana görüşme ayarlamıştı Alp amca ve işte şimdi, bir kez daha bu kapının önünde bekliyordum.

O akşam Bulut'a her şeyi anlattığımda benimle gelmek istediğini söylemişti. Onun yanımda olacağını bilmek sanki biraz daha güç vermişti bana. Onun varlığını hissetmek her şeyin daha güzel olacağının sözünü vermişti sanki.

''Yağmur'um iyi misin?''

Duyduğum sesle yan tarafıma baktığımda bana endişeyle bakan mavilikler karşıladı beni. Elinin içindeki elime ufak bir öpücük kondurduğunda içim huzurla kavuştu. Dudaklarıma yerleşen gülümseme onda karşılığını bulduğunda biraz daha büyüdü gülümsemesi. Elini biraz daha sıkı tuttum ve başımla onayladım onu.

''İyiyim Bulut, merak etme.'' Önüme gelen saçlarımı yavaşça okşadı ve omuzlarımın gerisine doğru attı. Derin bir nefes alıp başını iki yana salladı.

''Ben seni ömrüm boyunca merak edeceğim.''

Sesindeki sevgi kalbimin en yaralı kuytularını okşarken başımı göğsüne yasladım ve huzur veren kollarının beni sarıp sarmalamasının tadını çıkardım.

''İstersen geri dönebiliriz Yağmur'um.'' Başımı biraz yukarıya kaldırıp ona baktım ve derin bir nefes aldım.

''Bana neler anlatacağını duymak istiyorum Bulut. Söyleyeceği her şeyi gözlerime bakarak söylesin istiyorum.'' Başıma bir öpücük bırakıp kollarını omuzlarıma çıkardı ve sıkıntıyla bana baktı.

''Yağmur'um...'' dedi sıkıntılı çıkan sesiyle. ''Gerçekten bize yardım edeceğine inanıyor musun?''

Dudaklarım buruk bir gülümsemeyle kıvrıldı. Ben, ona inanmayı uzun bir zaman önce bırakmıştım ama bu kez umutsuzca ona inanmak istiyordum. Bulut'un gözleri yüzümü endişeli bakışlarla incelerken gülümsedim ve uzanıp yanaklarını yavaşça okşadım.

RUHUMA DOKUN (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now