Bölüm 11

929 87 127
                                    

Herkese merhaba:)

Bu kez çok bekletmeden, hazır bölüm de bitmişken gelmek istedim. Diğerlerinden biraz daha uzun bir bölüm oldu sanırım:)

Bu bölüm için biraz daha fazla yorum alabilirsem mutlu olurum, bu bölümden sonra hikayemiz biraz daha farklı bir yol çizecek diyebilirim.)

İyi okumalar:)

...&&&&&&...

BÖLÜM 11

Rüya'dan...

Hastanede hepimiz doktorun odadan çıkmasını beklerken annemin ağlayışları geliyordu kulağıma. Babam duvara yaslanmış ve gözlerini bir noktaya dikmiş, dakikalardır aynı yere bakıyordu. Öykü de ben de odanın karşısındaki koltuklara oturmuş, bize haber vermelerini bekliyorduk.

Bakışlarım Öykü'ye çevrildi bir an için. Sessizce oturuyor, dizinin üzerinde duran elini sıkıp gevşetiyordu. Öykü en duygusal olanımızdı ve çoğu zaman her şeyin konuşarak çözüleceğine inanırdı. Bakışlarımı yüzüne çevirdim. Gözleri yaşlarla doluydu ama akıtmıyordu onları, sessizdi hem de çok sessizdi ve ben, Öykü'nün sessizliğinden her zaman korkardım.

Odanın kapısı açıldığında hepimiz ayağa kalkıp doktorun söyleyeceklerini beklemeye başladık. Doktor bize baktı ve derin bir nefes aldı.

''Oğlunuzun durumu şu anda biraz daha iyi!'' dedi annem ve babama bakarak. Hepimiz rahat bir nefes aldık bir an için. ''Ancak...'' dedi doktor konuşmaya devam ederek. ''Bu kez geçirdiği atak daha öncekine göre çok daha büyük ve ağır.''

''Bu... Bu ne demek?'' dedi annem zorlukla.

''Bu tür ağır ataklar sık tekrarlanırsa, ne yazık ki akciğerlere zarar verebiliyor ve normal zamanlarda da nefes almada büyük sorunlar yaşanmasına neden olabiliyor. Hatta bazı durumlarda çok daha kötü sonuçlarla karşılaşmamıza bile neden olabiliyor.'' Dedi hepimize kısa bir an bakarak. Ne kadar kabul etmek istemesem de anlamıştım demek istediğini.

Annem yavaşça yanındaki duvara tutunduğunda babam hemen onun yanına gidip kolunu beline sardı. Gözlerine biriken yaşlar canını yakıyordu biliyordum ama kendisini tutuyordu.

''Peki...'' dedi çatlak çıkmasını engelleyemediği bir sesle. Hafifçe öksürdü ve devam etti konuşmaya. ''Ne yapmamız gerekiyor?''

''Şu an için oksijen desteği veriyoruz ve oğlunuz buraya geldiği ilk ana göre çok daha iyi durumda. Nefesleri düzene girmeye başladı. Yine de tedbir amaçlı birkaç gün hastanemizde misafir edeceğiz. Daha sonra da ilaç tedavisine başlayacağız. Tedaviye düzenli devam ettiği sürece sorunları en aza indirebileceğimize inanıyorum.'' Dedi gülümseyerek.

Doktor yanımızdan ayrıldığında yavaşça odaya girdik. Gözleri kapalıydı ve uyuyordu. Düzenli bir şekilde nefes alabildiğini gördüğümde ruhum huzura kavuştu. Annem ve Öykü yatağın yanındaki sandalyelere oturduklarında bakışlarım babamı buldu. Uzun uzun baktı Bulut'a ve yavaşça arkasını dönüp dışarıya çıktı. Arkasından ben de odadan çıktığımda koridoru yarılamıştı. Hastaneden çıkıp bahçeye doğru yürüdü adımlarını yavaşlatmadan, bir an sonra sendeledi ve durdu.

Hızla yanına gittiğimde bir eli boynundaydı ve sesli, derin nefesler alıyordu. Koluna dokundum yavaşça, derin bir nefes alıp bana döndü. Gözlerinde biriken yaşlar kendilerini bırakmışlardı özgürlüklerine doğru. Uzun uzun baktık birbirimize ve bir damla yaş gözlerimden düştüğünde babam hızla bana sarıldı. Kollarımı beline sardığımdaysa tek duyduğum babamın hıçkırıklarıydı.

...&&&&&&...

Rüya abla ile karşılaşmamızdan sonra bir daha hiçbirisiyle karşılaşmadım. Bulut'u ne kadar çok görmek istesem de karşısına çıkıp konuşamadıktan sonra onun karşısına çıkmamın hiçbir anlamı kalmıyordu. O gün Rüya ablanın bana attığı tokat canımdan çok kalbimi yakmıştı ama onu hiçbir zaman suçlamayacaktım.

RUHUMA DOKUN (TAMAMLANDI)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora