Peyda 22

19.3K 1.6K 114
                                    

11.04.2024
Yirmi ikinci bölümümüze hoş geldiniz.
Keyifli okumalar :)

Bölüm şarkısı:
Canozan&Şenceylik-Seni Gördüm Rüyamda
🎀

"Siyah ve Beyazın Tatlı Tezatı"

29 Ekim 2023
İstanbul, Türkiye

Rüzgar yüzüne vurduğunda bazı hislere ayılırdı insan.

Bu hisler değersizlik hissiydi çoğunlukla benim için. Kimse tarafından önemsenmediğim gerçeği rüzgar olup motorun tepesinde yüzüme vura vura saçlarımı geriye tarıyordu.

Bir motorun üzerindeydim, aslında ödüm de kopuyordu burada olmaktan ama rüzgarın kaskın altından yüzüme vuruşu, hızlı geçen arabaların arasından son hızda geçmemiz ve ellerimi beline doladığım adam ile birlikte nereye gittiğimizi bilmeden bir yolculuk yapmak uzun zaman sonra bana o kadar iyi gelmişti ki rüzgarı hissederken gözümden birkaç damla yaş firar ettiğini hissetmiştim.

Bu iyi gelmişti. Motor durana kadar Zahir'in beline sarılı olan kollarımı çekmedim. Ne zamanki motor durdu o zaman sımsıkı tuttuğum tişörtünü bırakıp onun yardımıyla motordan indim. Motordan indiğimde ilk yaptığım şey zor da olsa kafamdaki kocaman kaskı çıkarmak olmuştu. Her ne kadar rüzgar yüzüme vursa da kaskın kapattığı yerler terlemişti.

Elimle at kuyruğu yaptığım saçlarımı düzene soktum ve kafamdaki beyaz tacı çıkartıp tekrar taktım. Kaskı aceleyle takarken tacımı başımda unutmuştum ama şükür ki kafama çok batmamıştı.

Zahir, kafamdan çıkardığım kaskı elimden aldı ve kendi kaskıyla birlikte motorun arkasına yerleştirdi. Nereye geldiğimize ilk o an baktım. Geldiğimiz yer sahil kenarıydı, havanın yağmurlu olmasından dolayı çok fazla insan yoktu fakat seyyar satıcıların hepsi hâlâ buradaydı.

Hava soğuktu, yağmur yağdı yağacak bir moddaydı. Yağmurlu havanın rüzgarı, motorda nasıl yüzüme vuruyorsa boğaz kenarı sahilinde de öyle vuruyordu. Yolculuğumuz çok uzun sürmese de geldiğimiz yer Civelek'e uzaktı sanırım. Bunu dışarıya çıkınca anlamıştım.

Derin bir nefes çektim içime, o sırada Zahir'in de yanıma geldiğini hissettim. Dışarıda sadece rüzgarın uğultusu, sahil kenarında gezen tek tük insanların ve seyyar satıcıların sesi vardı. Bana verilen odadaki balkonda bulduğum huzurun üç katını burada bulmuş hissettim.

"Yolculuk nasıldı?" Zahir'in sessizliği bölmek için sorduğu soru ile birlikte bakışlarım kısa bir anlığına ona değdi. Siyah deri ceketi, siyah tişörtü, siyah pantolonu, siyah saçları, siyaha yakın gözleri ve daha bir sürü siyahın bir araya gelmiş hâli gibiydi. Buna rağmen bende karamsar bir hava uyandırmadı. Siyah rengini seviyor gibi değil de daha çok yaşıyor gibiydi.

"Güzeldi," Söylediğimin çok sade kaldığını hissedince "İlk defa motora binmeme rağmen..." diye ekledim. O sırada gözlerim yan yana duran bedenlerimize çarptı aslında ne kadar ters kişilikli göründüğümüzü şimdi fark ediyordum. Giydiğim krem ve beyaz ağırlıklı kombinim, başımdaki beyaz tacım, onunkine nazaran cüce kalan boyum ve onun kalıplı vücudunun tam tersi olan zayıf bedenimle birlikte yan yana gelince tezatlıklarımız konuşuyordu. Bu, siyah ve beyazın tatlı tezatıydı. Bu gereksiz bir şekilde hoşuma gitmişti.

"İlk seferine göre iyi dayanmışsın o zaman, ben motora ilk bindiğimde kendimi yere atıyordum az kalsın." dedi ve hatırladığı şeylerle hafif bir şekilde tebessüm etti. Onun tebessümüne karşılı verdim. O bana değil denize dönüktü fakat ben direkt olarak ona bakıyordum.

PeydaWhere stories live. Discover now