Peyda 32

14.6K 1.8K 393
                                    

18.05.2024
Otuz ikinci bölümümüze hoş geldiniz.
Keyifli okumalar :)

Bölüm şarkıları:
Sena Şener- Bak Bana
Sezen Aksu- Yalnızlık Senfonisi
🎀

"Yeniden Yarı Yolda Bırakılmak"

Bazı yalanların sebep olduğu şeyler vardır.
Yalanların sebep olduğu şeyler yalancıların üstlerine teker teker yıkıldığında tüm yalancılar ve yalanlar toz duman altında kalır, gerçekler ise gün yüzüne çıkar.

17 Kasım 2023
İstanbul, Türkiye

Zor durumda kaldığım her an yalana baş vururdum. Yalan her zaman bir çıkış yoluydu benim için.

Hayatlarının çoğunu baskı altında geçirmiş çocukların çok iyi bildiği bir şeydi, yalan söylemek. Özellikle de istenmeden heyecandan söylenenler...

Çilem'e ani gelen bir dürtüyle söylediğim yalanın hayatımı etkileyeceğini düşünmemiştim. O an tek düşündüğüm kendimi o durumdan kurtarıp konsere gitmekti çünkü.

Çilem ise ona söylediğim şeyi gizleme gereği duymadan iyi bir şey yaptığını zannederek Cihan Bey'e bu yalanı söylemişti.

Zahir ile sevgili olduğumuz yalanını...

O an Zahir'in bana dönen şaşkın bakışlarıyla yerin dibine girmek istemiştim. Kimse onun bakışlarını görmemişti çünkü herkes şaşkınlıkla Çilem'e bakıyordu. Ben de dahil...

Çilem ise söylediği şeylerin başıma neler açacağını bilseydi söylemezdi, biliyordum. Çilem kötü bir insan değildi. Kalbinde kötülük yoktu. Alatonların aksine...

Zahir'in şaşkın bakışlarından sonra gözlerimi kapatmıştım ki Cihan Bey'in ani ve sesli "Ne!" nidası gözlerimi açmama sebep oldu.

Keskin bakışları benim üzerimdeyken ben ona bakmaya çekiniyordum. Neden çekindiğim hakkında ise hiçbir fikrim yoktu.

Alparslan da şaşkınlıkla bana bakarken ben onlara bakmamak için kafamı yana çevirmiştim. Böylelikle de Zahir'le göz göze geldiğimi fark ettiğimde ise bakışlarımı vücudumla beraber arkaya çevirmiş, onlara sırtımı dönmüştüm.

Onların yüzüne bakarak konuşma yapabileceğimi düşünmüyordum.
O an mekandaki neredeyse herkesin gittiğini gördüm. Bu an bana Civelek'e ilk gittiğimiz gün Zahirlerin mekanı basmasını hatırlattı.

"Ne yani o gün hiç kaçırılmadın mı?" Alparslan'ın hayal kırıklığının her tonunu barındıran sesi gözlerimi doldurdu. "Peyda, ben onlarca gün boş yere mi kendimi suçladım?"

Evet, Alparslan'ın hiç suçu yoktu. Bu eve geldiğim ilk günden beridir bana hep nötr yaklaşıyordu fakat ben, onu kandırmıştım. Kaçırıldığım yalanını atmıştım ve istisnasız her gün Alparslan'ın suçlulukla kavrulan bakışlarını görmüştüm.

Bundan pişmanlık dahi duymadan...

Ona karşı yalan söylememiştim, sadece gerçeği bilip de susmuştum. Aynı onun bana yaptığı gibi.

Benim nezdimde bir eşitlenmeydi bu. Bu dakikadan sonra Alparslan'a karşı bir tavır almazdım çünkü onun bana yaşattıklarını ben de ona yaşatmıştım. Hem de en ağır şekilde, pişmanlığın kollarına atarak...

PeydaWhere stories live. Discover now