Bölüm 37 - Pazar gezmesi

505 44 43
                                    

Pazar günü sabah kalkıp şehir içine gitmişler, akşama doğru da tepedeki çay ocağına geçip oturmuşlardı. Yavaş yavaş güneş batıryordu ve herkes günbatımını izliyordu.

Bu romantik anın içine tabii ki de Fırat etmişti.

"Amına koyayım yandım lan." Üzerine dökülen sıcak çay ile herkes gülerken o kıyafetini çekiştiriyordu. "Yandım diyorum, gülmeyin pezevenkler."

Müge gülerken çantasından ıslak mendil çıkarıp Fırat'a uzattı. "Sağol yavrum. Sen olmasan ne yapardım." dedi iğneler gibi.

"Anasını satayım ya, kızla konuşurken yanınca mesajına görüldü atmışım gibi oldu." dedi ve hemen cevap yazdı.

"Salak, yazarsın kıza. Yanıyorsun da hala kız diyorsun."

"Sus Vedat, susmazsan öperim seni."

Vedat anında suspus olurken Fırat çatık kaşlarıyla dönüp "bunu dediğim için daha çok konuşman gerekiyordu." dedi. Vedat kafasını çevirip Fırat'a bakmamaya başlayınca Fırat güldü ve üstünü sildi.

Tüm bunlar olurken Vural ile Ahmet sessizce oturuyorlardı. Vural'ın göreve gideceğini anlatmışlardı.

Fırat kafasını kaldırıp baktı ikiliye. Ciddi duran Ahmet'in suratına bakıp "Ahmet öyle durma, bak benim polis travmam var." dedi. Ahmet anlamaz gözlerle Fırat'a bakarken Fırat güldü ve "hadi size polis travmamı anlatayım." dedi.

"Şimdi bizim oturduğumuz mahallede karakol vardı. Ama adamlar nasıl klas. Homoseksüel damarlarım atıyordu onları görünce. Jilet gibi herifler. Böyle polis üniformalı, traşlı..."

"Yavaş, ağzının suyu aktı amına koyayım." Engin sinirle söylenirken herkes Engin'e güldü.

"O adamları görsen seninde akardı. Neyse. Bizim mahallede erkekler akşama kadar top oynardı. Ama ben genellikle kızlara şarkı söylerdim. Yakışıklılığım, cazibem ve güzel sesim birleşince bütün kızları kendime aşık ederdim tabii."

"Olayın polisle olan kısmını dinlemek istiyorum artık."

"Hemen geleceğim Ahmetciğim. Yine işte günlerden bir gün bizim çocuklar futbol oynuyor ben kenarda kızlara şarkı söylüyorum, kızlar bana aşık oluyor falan... O dönem on altı yaşında falan  genç yakışıklı bir delikanlıyım tabii. Bizim futbol oynayanlardan biri hastalanmış. Ben girdim onun yerine oyuna. Kızlar nasıl izliyor ama beni. Hepsi bana tezahürat yapıyor falan."

"Fırat amına koyarım anlat artık."

"Ay sus be Müge, çekemiyorsun da bu kadar kıskandığını da belli etme. Neyse... İşte ben o gün futbol oynadık, yorulduk oturduk sohbet ediyoruz. Bizim çocukların bir tanesi de, bizim o dönem iyi bir arabamız vardı, sizin arabayla gezelim biraz ya dedi. Ben de o dönem araba kullanmayı biliyorum. Böyle boş arazide falan babam öğretti bana. Ara sokaklarda gezelim dedi. Polislerde görmez falan... Neyse bana da çok mükemmel bir fikir geldi o an. Dedim hadi kalkın. İşte kızlara döndüm hepsi de onları davet etmemi bekliyor. Dedim kızlar sizde gelin. Biz bindik arabaya geziyoruz. O sırada da sokakta bir polis ekibi şey yapıyor, şu kontrol amaçlı sokakta geziyorsunuz ya neydi o abi?"

"Devriye."

"Heh, devriyeye çıkmış bir grup polis. İşte benim direksiyonda olduğumu gördüler. Tabii bebek gibi bir suratım olduğu için anlamışlar on sekizimden küçük olduğumu. Ben de bizim yanımıza geldiklerini görünce bastım gaza. Kaçtım amına koyayım. Korktum da. Ama kızlar polisten kaçacak cesaretim var diye bana daha da aşık oldular. Bilselerdi göt korkusuyla kaçtığımı... Bütün ünüm giderdi."

Köy | bxbWhere stories live. Discover now