Bölüm 40 - Hakkını helal et

388 23 34
                                    

Bölüm şarkısı Levent Yüksel - Sezen Aksu - Karaağaç

Bölümde ara ara bu şarkının sözlerini yazacağım. Haberiniz olsun.

"Hazır mı herşey?"

"Hazır." Vural valizini kapatırken söyledi. Valizi alıp kapıya getirdi ve Ahmet'e döndü. Sıkıca sarıldı. Eğilip dudaklarını öptü.

Ahmet'e olan her dokunuşu bir veda niteliğindeydi. Bir daha dokunamayacak, bir daha öpemeyecek gibiydi.

Uzun bir süre kapının önünde sarılıp öpüştüler. Ayrılmak zordu ama mecburlardı.

En sonunda ayrılıp evden çıktılar. Kapının önünde bekleyen gruba baktılar.

Vural gülümseyerek çıktı kapıdan. Valizini aldı ve arabanın bagajına yerleştirdi.

Kenarda bekleyen kadına döndü. Volkan'ın annesi uğurlayıp evine dönecekti. Diğerleri Vural'ın kalkacağı otobüse kadar gelecekti.

Vural gidip ilk önce Volkan'ın annesinin elini öptü. "Hakkınızı helal edin."

"Ne yaptım ki yavrum, asıl sen helal et. O kadar ülkemizi koruyorsun." dedi gülümseyerek. Vural sessizce "helal olsun." dedi.

Herkes arabaya yerleşti. Volkan'ın annesi de evine döndü.

Yolda giderken herkes gülüyordu. Ağlayarak yollamak istemiyorlardı Vural'ı. Bu ayrılığa rağmen Vural'da mutluydu. Çünkü bir önceki görevine giderken vedalaşacak kimsesi yoktu. Şimdi onu bırakmaya bir grup arkadaşı vardı ve bu onu mutlu ediyordu.

Göreve gidecek diğer komutanların da toplandığı alana geldiler. Arabadan inip valizi çıkardılar. Vural valizi alıp otobüsün bagajına koyacak kişiye verdi valizi. Adam valizi yerleştirirken Vural diğerlerine döndü.

Sırayla hepsine sarılıyordu. İlk önce Vedat'a sarıldı. Daha sonra da Volkan'a sarıldı.

"Geldiğimde dokuzuncu sınıf karneni göreceğim. Hatta belki onuncu sınıftan bile mezun olmuş olursun. Söz ver ama, okuyacaksın."

"Tamam Vural abi. Söz." dedi gülümseyerek. Tekrardan sarıldılar. Vural Volkan'ın saçlarını karıltırığ "aferin sana." dedi.

Ayrılıp Engin'e daha sonra da Fırat'a sarıldı.

"Vural merak etme, Ahmet bana emanet."

"En çok da ondan korkuyorum ya Fırat."

"Valla yakışıklı adam, kaçırmam haberin olsun."

"Fırat, bak şu otobüsü görüyorsun değil mi? İçinde her türlü silah var."

"Anladım komutanım. Şaka yapmıştım zaten. Benim ne işim olur Ahmet'le?" derken hazır ola geçince Vural güldü.

Kızlara sarılıp onlardan da helallik aldı.

En son ise Ahmet'e döndü. Bilerek en sona bırakmıştı. Kollarını açıp sıkıca sarıldı. Ahmet'e söz verdirmişti ağlama diye. Ama kendisi ağlamak üzereydi.

"Yar, gidiyor musun?
Gitme, içimde bir korku var.
Biliyor musun
Böyle başlar ayrılıklar."

"Ahmet, hakkını helal et lütfen."

"Helal olsun Vural."

Sarılmaları uzun sürdü, ayrılamadılar. En son komutanlardan biri Vural'ı çağırana kadar sarıldılar.

"Hadi Vural, gidiyoruz." Vural en sonunda ayrılmak zorunda kaldı. İkisi de yüzündeki gülümsemeyi silmemişti. Bunu yapmazlarsa ağlarlardı çünkü. Vural ayrılmadan Ahmet'in cebine bir kağıt koydu.

Köy | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin