DOMİNO-2 BÖLÜM 19: YARIŞMA FİNALİ

3 2 0
                                    

BÖLÜM 19: Yarışma Finali

Aybüke'den 17.10.2019–08.30
İzmir

Hızlıca ve büyük bir heyecanla yatağımdan fırlayıp alarmımı susturdum. Nazlı ve Ece alarmımın sesine uyanmışlardı, bana değişik bakışlar atmakla meşguldüler. Anlamsız bakışlarına karşılık olarak büyük bir coşkuyla,

"Eee, ne bakıyorsunuz! Bugün yarışma var!" dedim.

Evet, bugün yarışma günüydü ve ben hiç olmadığım kadar heyecanlıydım.
Aradan geçen dakikaların ardından Nazlı ve Ece sabahın köründe uyandırılmayı bir kenara bırakıp benim heyecanıma ortak oldular. Son beş günüm mükemmel ötesi geçmişti, ilk defa her şey oldukça normaldi, herkes mutlu ve huzurluydu. Görkem'le güzelce vakit geçirmiştik, Ece ile sorunum yoktu, Nazlı ve Doruk arasındaki buzların neredeyse hepsi erimişti. Her şey garip bir şekilde normaldi, hayat ilk defa yüzüme gülüyordu, ilk defa tam anlamıyla mutluydum.

Yataklarımızı topladıktan sonra ben Yağız'ı, Nazlı da Doruk'u arayarak uyandırmıştı. Üzerimize rastgele bir şeyler giyip basit bir kahvaltı yaptıktan sonra beyler hazırlanmak için kendi odalarına, biz de kendi odamıza çekilmiştik. Nazlı önce makyajımızı yapmak için aynanın karşısına oturttu bizi. Önce ben, sonra Ece geçti. Nazlı narçiçeği tonlarındaki makyajımı bitirdikten sonra sandalyeden kalkıp Ece'ye yer verdim. Prusya mavisi tonlarındaki havuç pantolonumu giyip siyah kemerimi belimden geçirdim. Füme rengindeki kısa kollu tişörtümü üzerimden geçirip salaş bir şekilde belimin içine koydum. Bileğimin bir iki santim üzerinde biten ve pantolonumla arasında biraz boşluk bırakan lacivert converse ayakkabılarımı da giydikten sonra komodinin üzerinde olan minik poşetten takılarımı çıkardım. Sağ kulağımdaki kıkırdak deliğine gümüş bir halka geçirdikten sonra kulak memesindeki deliğe de üçgen şeklinde gümüş bir küpe geçirdim. Diğer kulağıma da üçgen küpenin eşini geçirdikten sonra gümüş renkteki zinciri belimdeki kemerin yanına taktım. Başka bir zinciri boynuma taktıktan sonra ipten bilekliklerimi de bileğime taktım. Ece'nin işi bittiğinde Nazlı'nın yanına gidip saçımı yapmasını izledim. Önce ıslatıp taradı, sonra düzleştirdi ve dağınık bir topuz yaptı. Oldukça spor duruyordu, bu hoşuma gitmişti. Nazlı'nın tarzını hep sevmişimdir.

Hazır olduğumda Nazlı büyük bir gururla ben ve Ece'ye baktı. Nazlı da hazırlandığında kapıdan çıkıp Görkemlerin odasına gittik. Kapıya vurduktan birkaç saniye sonra kapı açıldı. Görkem de benimkine oldukça benzer kombiniyle karşımda duruyordu. Kirli sakallarını düzeltmişti, saçları ise kombine uygun olarak dağınık duruyordu. Bunu ben ve Nazlı birlikte seçmiştik. Oldukça yakışıklı görüneceklerini düşünmüştüm, Görkem de bunun kanıtıydı. Yağız'ı görmeyi iple çekiyordum.

"Ooooo, kimler gelmiş kimler!" dedi Görkem imalı imalı sırıtarak. Görkem'e göz kırparak gülümsedim.

"Yakıyorsun yine ortalığı Görkem!"

"Sen de güzellik sen de!"

Görkem kapının önünden çekildiğinde hala aynanın karşısında olan Doruk'un yanına gittim. Görkem Nazlı ve Ece'yi içeri alırken Doruk'un aklını çıkardım.

"Böh!"

"Allah'ın cezası!" dedi Doruk korkuyla arkasını dönerek.

Tarakla saçını düzeltiyordu, önünde ise bir sprey vardı.

"Aşk olsun Oburiks'im, bende tam sana çok yakışıklı olduğunu söyleyecektim. Alındım!"

Kollarımı kavuşturduğumda Doruk sandalyeden kalkıp yanağıma bir öpücük kondurdu. Yanımıza gelen Nazlı ise, Doruk'a çattı.

DOMİNO Where stories live. Discover now