48. Lidena

896 144 46
                                    

     "İyi midir? " dedi Eris tedirgince.

   Fanra kafasını salladı.

     "İyidir." dediğinde Eris dönüp Fanra'ya baktı.  Fanra da bu bakışları hissedip Eris'e dönmüştü.

   "Onu çok iyi tanıyor gibisin. " dediğinde Fanra küçük çocuğa baktı. Ağlayarak uyuya kalmıştı.

   "Sen de kardeşi gibisin." dediğinde Eris yumruklarını sıkmıştı. Kardeşi falan değildi!

   "Hayır, nereden çıkardın? " dedi sinir olarak.

   "Saygı göstermediğinden."

    Bu söz Eris'in çok zoruna gitti.

    "Çünkü çok yakınız. Keşke sen de benim gibi yakın olabilsen(!) " dedi iğneleyerek. "O zaman saygı kiplerini o istemiyor."

    Fanra dişlerini birbirine bastırdı. Lidena'nın gözdesi. Ona ters bir şey yapamazdı. Lidena'nın biriciği...

     Kasabanın girişine geldiklerinde Lidena'yı gördüler. Bir çardağın altında birkaç kişi ile birlikte çay içiyordu. Eris gergin nefesini hızlıca geri üfledi. Onu sapasağlam görmek ne kadar da rahatlatmıştı kendisini.

     Herkes onları görünce karşılamaya gelmişti. Kimileri yüklerini almış, kimileri ise su ikram etmişti.

    Küçük çocuk ise uyanır uyanmaz çardaktaki adama koşmuştu.

    "Baba! "

     Lidena küçük çocuğun babasının kucağına atlayışını izledi. Bir şey demedi, bir tepki de vermedi ama sinirli gibi gözüküyordu.

    "Biz geldik. "

    Fanra kaşlarını çattı.

    "Yolda bir şey oldu mu? " dedi Lidena çocuğu izlerken.

    "Hayır, sıkıntı çıkmadı."

     Fanra yumruklarını sıktı. Lidena ise gözlerini çocuktan çekti ve yere baktı.

    "Git bana bir bardak su getir. " dedi önündeki çaya bakarak.

    "Tabii."

     Lidena hızla ayağa kalktığında Fanra gergince bedenine baktı.

     "Sen."

     Fanra gözlerini Lidena'nın mavi gözlerine dikti. Hayır, hayır başını eğ! Başını eğ!

     "Yol üstünde ne oldu? "

      "Hiçbir şey. "

      Lidena kaşlarını çattı.

      "Gözümün önünden kaybol."

       Fanra arkasını döndüğü gibi oradan uzaklaştı. Ve uzun bir süre de geri dönmedi.

      "Merhabalar." diyen Olya ile tatlı bir kadın onlara gülümsedi.

     "Aç mısınız? Majesteleri bize bolca erzak hediye etti. Sizlere yemek yapıyorduk. " dediğinde Nevil gülerek araya girdi.

    "Biz de yardım edebilir miyiz? Yemek yapmayı çokça severiz. "

    Genç kızlar kasabanın hanımları ile yemek yapıp muhabbet ederken erkekler kendi aralarında konuşuyorlardı.

   "Yok üstünde birkaç tane hayvan gördük. Alıp evcilleştirirseniz tarlalarınızı daha güzel kazabilirsiniz. " dedi Pasna. "Biz buradan birkaç gece uzakta kalıyoruz. " İki öküz tarlalarımızı rahatça kazmamızı sağlıyor." dediğinde erkekler onları onaylamıştı.

LidenaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin