Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte Lidena uyanmış ve herkesi de itina ile uyandırtmıştı."Pasna, Nina'yı yanıma gönder." dedikten sonra Olya'ya baktı. "Paya'ya haber salın geri gelsin. " diyerek aynanın karşısına geçti ve yüzüne uzun uzun baktı. "Nevil, en iyi bir sanatçı anlar. Bir prenses nasıl gözükmeli?"
Nevil gelen soru ile şaşkınca etrafındakilere baktı ve bir iki adım öne çıktı.
"Zarif, asil ve durdurulamaz. " dediğinde Lidena aynadaki aksine baktı.
"Tek eksiğimiz zariflik mi?"
Dönüp genç kıza baktığında Nevil zorla gülümsemişti.
"Hayır, majesteleri." dediğine Lidena dönüp Nevil'e baktı.
"Ne? " dedi kaşlarını çatarak.
"Bakım... "
Lidena tek kaşını havaya kaldırdığında genç kız zoraki bir tavırla gözlerini kaçırdı.
"Devam et." diyerek önüne döndü Lidena.
"Prensesler, cam gibi gözükürler efendim. Bakarken bile kırabileceğiniz bir değerlendedir. Kırılırsa acıtabilecek türden. Sizin hiç kırılacak bir yanınız yok. " dediğinde Lidena kendisini baştan aşağı süzdü.
"Güçlüyüm." dediğinde Nevil kafasını salladı.
"Ayrıca ürkütücüsünüz." dedi çekinerek. "İnsanlar bu gücünüz yanındaki tavırdan korkup sizden uzaklaşabilir."
Arkasındakiler de pür dikkat Nevil'i dinliyorlardı. O bu kadar fazla konuşan biri bile değildi ki. Onu böylesine değiştiren şey neydi? Tabii ki kıs kıs gülen Ult.
"Bunun yerine onlara kudretiniz ile birlikte merhametinizi de göstermelisiniz. Biraz sevgi, biraz güven." dediğinde Lidena bir şey demeden arkasını döndü ve Pasna'ya baktı.
"Nevil ile birlikte çarşıya gidin. İhtiyaç duyulacak her şeyi alın. Bugün bir işim var. Yarın yola çıkacağız." diyerek çıkıp gitmişti.
"Neye sinirlendi?" diye sordu Nevil korkarak. Onca şey söylemişti. Hiçbirine karşılık vermemişken son cümlelerinde...
"Sevgi kısmına. " dedi Pasna genç kıza bakarak. "Sonuçta bir başına Terlas Malikanesinde büyüdü. Sürgünde kimi sevebilir? Annesi de babası da ölmüştü üstelik."
Nevil gözlerini kaçırdı.
"Onu bizimle kıyaslamamam lazım. Hayatlarımız çok farklı." diyerek Ult'a bakmıştı. Şöyle bir düşününce eğer Ult ölse ve Pasna onu bırakıp gitse Nevil asla Lidena gibi iki ayağı üzerinde duramazdı. Kesinlikle duramazdı. Üstelik ilkleriydi. Onun için ilk arkadaş, ilk dosttu onlar. İlklerini böyle kaybetmek kim bilir ne kadar can yakmıştı.
Ult bir iki adım öne çıktı.
"Ben Nevil ile giderim. Siz de yolculuk için eşyaları hazırlayın." dediğinde Pasna dönüp Nevil'e baktı.
"Benim için uygun. " dedi Nevil hızlıca.
"Tamam, siz gidin ve gerekli eşyaları alın. Benim de almam gereken bıçaklarım var." demiş ve iki gruba ayrılmışlardı.
Ult ve Nevil birbirlerine bakıyor ama aynı zamanda çekiniyorlardı.
"Bugün çok tatlıydın." dediğinde Ult, Nevil şaşırıp kaldı.
"Ne?" dedi kıpkırmızı olmuş bir ifadeyle.
"Lidena'ya ağzına geleni söyledin. Çok rahatladım. Eğitimhaneden uhde kalmıştı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lidena
FantasyEski Veliaht Guan'ın kızı olan Lidena, babasını öldürmüş olan amcası Zeord tarafından sürgünden çağırılır. Ancak İmparator Zeord'un oğlu veliaht Gablin savaşta ölmüştür. Tahta geçebilecek herhangi bir veliaht yoktur. Zeord, Lidena'yı da savaşa gönde...