8.Bölüm

657 65 3
                                    

İlerleyen saatlerde beraber mısır patlatıp "Top Gun"ı izledik. Battaniyenin altında sarmaş dolaş koltuğa uzanmıştık. Bir an olsun elimi bırakmıyordu.Sonsuza kadar onunla bu şekilde kalabilirdim. Başımı boynuna gömerek , o vanilya çikolata karışımı enfes kokusunun ciğerlerimi doldurmasına izin verdim. Kokusu başımın dönmesine sebep oluyordu.Gülümsedim. Mutluydum.Çok mutluydum. Bugüne kadar mutluluğun yakınından bile geçmediğimi fark ettim. Bu an tam olarak mutluluğun tanımıydı.Gözlerim ağırlaşmaya başladığında,ne kadar mücadele etsem de uykuyla girdiğim savaştan mağlup çıktım.

Uyandığımda beni kucağında yatağa taşıyordu.

 "Kadir,ben kendim gidebilirim."dedim telaşla ama beni indirmeye hiç niyeti yoktu.

 "Hayır külkedisi, seni yatağımıza ben taşımak istiyorum" dedi.

 Evet "yatağımıza" demişti. İçimi bir panik duygusu  kaplasa da, hemen sonra sakinleştim. Benden öyle bir beklentisi olmayacağını biliyordum. Ona güveniyordum. Bu kadar kısa zamanda, nasıl böylesine alışabilmiştim ona bilmiyorum. Ama sanki senelerdir berabermişiz gibi hissediyordum.

 Beni usulca yatağa indirdi.

Yarın cumartesiydi, yani okula gitmemize gerek yoktu ama ben erkenden uyuya kalarak büyüyü bozmuştum. Şimdiyse uykum kaçmıştı. Üstünü çıkarmaya başladığında telaşa kapıldım. Ne yapıyordu ?Önümde mi soyunacaktı ? Halimi görüp kahkahayla gülmeye başladı.

 "Merak etme sadece üstümü çıkaracağım."dedi. 

Utanmıştım, bir kez daha. Karşımda ağır hareketlerle tişörtünü çıkarırken,çaktırmadan onu izlemeye başladım. Gözlerim önce muhteşem yüzüne,oradan damarları belirgin olan boynuna ve oradan da kaslı karnına indi. 

Çok güçlü görünüyordu.Bu kasları yapmak için kim bilir ne kadar sıkı spor yapıyordu.Gerçekten tapılası güzellikteydi. Boyu tahminimce 1.90 civarındaydı.Kapı kadar olduğunu söyleyebilirdim. Yanında küçücük kaldığım doğruydu. Ama bu hoşuma gidiyordu. Yani onun bu kadar kocaman olması. Hangi kız güçlü ve yapılı bir erkek arkadaş istemezdi ki ?

 Beni düşüncelerimden kopararak bana giymem için bir tişört uzattı,gözlerimi üzerinden çekebilmek için biraz çabalamam gerekmişti.Bakışlarımı fark etmiş olacak ki manalı manalı bana baktı.Panikleyerek kafamı çevirdim ve onunla ilgilenmiyormuşum gibi görünmeye çalışarak etrafı incelemeye başladım. 

" Ben banyoda giyineceğim" dedi.Ondan tarafa bakmamaya özen göstererek 

"Peki" dedim. 

Odasından banyoya geçince aceleyle giyinmeye başladım.T-shirt'ün üzerinde "Mine" yazıyordu.Ayrıntıyı fark edince sırıttım.Özellikle mi seçti diye düşünmekten kendimi alıkoyamadım. Çoraplarımı çıkartıp ayaklarıma baktım.Kırmızı oje sürmüştüm.Fena sayılmazlardı.Zaten oldukça küçüklerdi.  Saçlarımı açtım ve tam karşımda ki aynada kendime baktım. Yanında gerçekten gösterişsiz kalıyordum ama o benim nefret ettiğim çillerimden bile fazlasıyla hoşlanıyordu.Usulca odaya girdi. Altında yalnızca bir şort vardı. Baştan aşağı süzdüm onu. Göz göze geldiğimizde tek kaşını kaldırıp başını yana eğdi.

"Neye bakıyorsun sen öyle ?" Dedi.

 Yaramaz şey. Sanki güzelliğinin farkında değildi. Sorusunu duymazdan geldim.

" Beraber mi uyuyacağız?" Diye sordum.

"Sakıncası mı var ?" Diye sordu. 

"Hayır" dedim. 

Yatağa girdim.Yanıma gelmesi için boş tarafa doğru kaydım. Oda gece lambasını yakıp, diğer ışıkları söndürdü. Gözleri gözlerimde, yatağa doğru ilerlemeye başladı. Bu çocuk benim ölümüm olacaktı. Yatağa girip, bana doğru döndü. Kaslı kollarını sergileyerek tek bir kolunun üstünde duruyordu.

 "Uykun var mı ?" Dedi.

 "Hayır" dedim.

Gözlerini gözlerimden ayırmıyordu.

 "Ne yapmak istersin?" Diye sorduğunda gözlerim yuvalarından fırlayacaktı. Şaşkın halimi görmüş olacak ki, o güçlü kahkahasını attı. Sonra aniden beni yatağa yatırıp üzerime çıktı. Ne yapacağımı bilemez haldeydim. Ellerimi başımın üstüne elleriyle hapsetmişti. Ilık nefesi yüzüme vuruyordu. Hızlı hızlı nefes alıp vermekten başka bir şey yapamıyordum. 

"O kadar masumsun ki" dedi şefkatle.

 Sonra yavaş yavaş dudaklarıma yaklaştı, 

"Ve çok güzel" diye mırıldandı. 

Dudaklarımız birleştiğinde hafifçe alt dudağımı ısırdı.Yaşadığım şehvet ve heyecanla ufak bir inilti çıktı dudaklarımın arasından. Beni o kadar nazik öpüyordu ki, eriyip gitmeme ramak kalmıştı. Dilini ağzımda hissediyordum. Islak ve nefes kesiciydi.

 Dudaklarını dudaklarımdan ayırmadan;

 "Kendini bana bırak" dedi. 

Öyle de yaptım. Şimdi bende ona beceriksizce karşılık veriyordum. Yavaşça ellerinden kurtulup, pürüzsüz sırtında gezdirmeye başladım ellerimi. Zevkle inledi. Nefes nefese kalana kadar öpüştük. Dudaklarımın uyuşmaya başladığını hissediyordum. Ağırlığı fazla gelmeye başlamıştı ama onun altında ezilmek bile öyle güzeldi ki.Yavaşça dudaklarını çekip alnıma bir öpücük kondurdu. Gözlerinin içine bakarak gülümsedim. 

Dağılan saçlarında parmaklarımı gezdirmeye başladım. Bu defa burnumu öptü. Kıkırdadım. 

"Sanırım bunu yapmandan hoşlanıyorum" dedim.

 "Imm demek öyle."

 "Hı hı " diyerek başımı salladım. 

Beni gıdıklamaya başladı. Artık gülmekten karnıma ağrılar girmiş ve durması için yalvarmaya başlamıştım. Sonunda bıraktı.Tek bir hareketle beni kendine çekti. Hiç beklemeden başımı göğsüne yasladım. Bir müddet sessiz kaldıktan sonra kolumun üzerinde doğrularak

 "Neden kendine ait bir evin var ?" Diye sordum.Sorumdan Rahatsız olmuş gibi bir tavrı vardı.

 "Çünkü yalnız yaşamaktan hoşlanıyorum." dedi basitçe. 

Pekala, demek ki kolay açılan biri değildi. 

Söylediğini kafamda tartar gibi yaparak;

 "Neden?" Diye sorduğumda şaşırarak bana baktı.

" Yalnızlığı severim. Ayrıca farkındaysan evim okula çok yakın, gidip gelmek kolay oluyor". Dedi. Onu sıkmak istemediğim için daha fazla soru sormamaya kadar verdim. Uzunca bir süre konustuk. Ona babamın bizi terkedişini, annemin bize bakmak için ne kadar çabaladığını, kardeşimin okulu bıraktığını anlattım. Anlattıklarımdan fazlasıyla etkilenmişe benziyordu. 

Beni kollarına sararak, "Bu kadar zor bir hayat yaşamak için çok narinsin." dedi.Omuzlarımı silktim. Öyle miydim? Bilmiyorum. Hiç düşünmemiştim. Sonra birden yatakta oturur hale gelmemizi sağladı.

" Devrim, sana her şeyin mükemmel olacağı, hep mutlu olacağımız ya da hiç acı çekmeyeceğiz şeklinde sözler veremem" dedi. 

"Ama seni dünyanın en mutlu kadını yapmaya çalışacağım. Seni herkezden, her şeyden hatta gerektiğinde kendimden bile koruyacağım." dedi.

 Gözlerim dolmuştu. Yüzünü avuçlarımın arasına aldım.

 "Sana güveniyorum" dedim.

 Ve güveniyordum da. Hayatımda bu kadar mutlu olduğum tek bir gün hatırlamıyordum. Sonsuza dek onun yanında kalabilirdim. 

Kollarında uyumak üzereyken kulağıma;

 " İlk öpücüğünü bana sakladığın için teşekkürler güzelim" diye fısıldadı. 

Gülümseyerek kendimi uykuya teslim ettim.


Yasak ElmaWhere stories live. Discover now