İlk Hayat

504 47 6
                                    

Merhaba !
Bir müddet aradan sonra yeni bölümü yayınlayabildim sonunda :)
Umarım severek ve beğenerek okursunuz.
Zira biraz sıcak bir bölüm olduğunu itiraf etmeliyim..
Yorumlarınızı benden esirgemeyin lütfen ! :)
Hepinize sevgiler :))

Sabah üzerime çöken bir panik ve şokla, gözlerimi açmaya çalıştım. Ne olduğunu kavrayamadan;

"İyi ki doğdun Ablaaaa."

Sesiyle kıkırdamaya başladım.

Üzerim de yatan Aykan'a bakmaya çalışırak,
"O koca cüssenle üstümde ne arıyorsun ?" Diye sordum.

Ciddi görünmeye çalışıyordum.
"Hey ! Önceden sabahları yanında yatmamdan memnun olurdun.Boyunu ikiye katladım diye, huysuzluk yapmana gerek yok "dedi.

Kardeşime sırıtarak baktım. Sonra küçük yatağımda yana kayarak yorganı bir köşesinden kaldırdım. Hiç itiraz etmeden yanıma uzandığında, şefkatle saçlarını okşadım.
Muhtemelen yatakta komik görünüyorduk. Ben yanında ufacık duruyordum ve sıkışmıştık.
Umurumda değildi. Kardeşim hayatımda ki en önemli varlıklarından biriydi.

Küçüklüğünde bana babamızı soruşunu anımsayarak, yaşların gözlerimden akmaması için gözlerimi kırpıştırdıktan sonra güçlükle fısıldadım.

"Teşekkür ederim küçüğüm.."

Boynuma yasladığı kafasını kaldırıp bana o ışıl ışıl mavi gözleriyle baktı. Gördüğü göz yaşlarımdan olacak ki, kaşları çatılarak ;

"Ah hadi ama abla ! Bugün senin doğum günün. Bırak şu sulu gözlülüğü" diye şikayet etti.

Gözlerimi pijamama kurulayarak,
"Tamam, haklısın." Dedim.

Sonra heyecanla yanımdan kalkarak beni de kalkmaya zorladı. Biraz mızıldansam da sonunda ısrarına yenik düştüm.

Beni mutfağa yöneltti. Annem yemek masamızda oturuyor ve bana gülümsüyordu. Gözlerimi ondan masaya doğru döndürdüm.
Harika bir kahvaltı sofrası karşımda duruyordu.
Gördüğüm manzara karşısında karnım guruldadı.

"Ah annem !" Dedim boynuna sarılarak.
"Neler hazırlamışsın böyle?! "

Küçüklüğümden beri içimi ısıtan tebessümüyle yüzü aydınlanarak, saçlarımdan öptü.

Belki de uzun zaman sonra, kardeşim, annem ve ben beraber kahvaltı yapıp, keyifli bir sabah geçirdik.

Çalan zille beraber Aykan kapıyı açmaya gitti.
Bir süre sonra işittiğim gülüşmelerle sırıtmaya başladım.
Gelen Sedef'ti. Mutfağa girdiğinde her zaman olduğu gibi etrafa ışık saçarak, boynuma sarıldı.

"İyi ki doğdun, benim canım kardeşim !!" dediğin de, bir kez daha gözlerimin dolduğunu hissetmiştim.
Sarılmasına aynı sıcaklıkla karşılık verdim.

Sonra Aykan'a dönerek;

"Ufaklık ! Getir bakalım paketi." dediğin de, Aykan'ın gözlerinde gördüğüm bilmem kaçıncı düş kırıklığına kıkırdamamak için dudaklarımı birbirine bastırdım.

Sedef'e bildiğin yanıktı bizim velet. Sedefte durumu biliyor, "ufaklık" diye takılarak iyice deli ediyordu çocuğu.

Aykan biraz sonra içeri girdiğin de, elinde iki poşet vardı.
Bana alınan hediyeler olduğunu biliyordum ve herkes gibi hediye almayı elbette seviyordum ama nedense her defasında utanmama da engel olamıyordum. Gerçi hayatımda çok fazla hediye aldığımda söylenemezdi.

Yasak ElmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin