21. Bölüm

2.3K 119 136
                                    

Merhaba, biliyorum bitirip koycam dedim ama daha fazla bekletmeye yüzüm yok, bunu yayınlamaya da yüzüm tamamen olmasa da biraz var. Hepinizden tek tek özür diliyorum. Ne kadar söverseniz haklısınız. Yeni bölümü yazıyorum. İyi okumalar (tekrardan beni terk etmeyin diye yalvarsam?)

Aç hissetmediğim halde yarısını mideme indirebildiğim dolu tabağın kenarındaki sebzeler çatalım tarafından dürtükleniyordu. Etrafımdaki konuşmaları uğultu olarak duyuyordum, ancak dikkatimi verecek kadar önemsemiyordum.

"Cole?" Üzerine basılarak söylenmiş adım üzerine içgüdüsel olarak kafamı kaldırdım.

"Hm?"

"Büyükbaban seninle konuşuyor?" Annemin bir gülümsemeyi zorlayan yüzüne baktım. Sessizliğim için bana bir süredir anlayış gösteriyordu, ancak tabii ki bunu büyükbabamların masasında sürdürmemi saygısızlık olarak görüyordu.

"Affedersin büyükbaba." dedim bakışlarımı ona yönlendirip küçük bir gülümseme gönderirken.

"Sonunda! Daldığın düşünce alemi her neyse çıkamıyor gibiydin." Gülümsememin hafifçe solmasıyla devam etti. "Her neyse. Bir genç adam olarak hayatını soruyordum, biliyorsun uzun süredir telefonda bile konuşmuyoruz ve 'ne kadar büyümüşsün' muhabbetini de atladık." Büyükannem yanından destek veren bir gülümseme gönderdi, onları bu yüzden seviyordum. Neye sinir olabileceğimi kestirip yaşlılık içgüdülerine engel olabiliyorlardı.

Hafifçe boğazımı temizlerken annem bana endişeyle baktı, gerçekten anlatmaya kalkarsam nereden başlayacağımı bilemiyor gibiydi.

"Eem," hafifçe gülümsedim. "Aslına bakılırsa oldukça sıradan. Sorunsuz bir okul hayatım var, sevdiğim arkadaşlarımla vakit geçiriyorum ve her akşam eve, muhteşem anneme geliyorum." Son cümlemle beraber kolumu annemin omzuna attım, annem omzumu sıkarak takdir eden bir ses çıkardı. Büyükbabamın gözleri annem ve benim aramda gidip geldi.

"Pekala... buna şimdilik inanmış gibi mi yapmalıyım?"

"Ah çocuğu rahat bırak, zaten kısa süreliğine buradalar şimdiden bıktıracaksın." dedi büyükannem hafifçe ayağa kalkarak ve önündeki tatlı tabağına uzanarak. "Tatlı istersin, değil mi Cole?"

Babamla yüzleşmemden sonra eve gelip saatlerce hiçbir şey yapmadan uzanıp yaptığımdan pişman olup olmadığımı düşünmüştüm. Açıkçası, değildim. Ama bu kafamı kurcalamayacağı anlamına gelmiyordu, ne de olsa evlatlıktan... istifa etmiştim?

Annem en sonunda yeterince uzun süredir bir sürü sorunun içinde yaşadığımı savunmuş, bir süre uzaklaşmam gerektiğine kanaat getirerek büyükbabamın şehre 100 km uzaklıkta, ağaçların ortasında duran köy evine gelmiştik. Jason'a ve Lily'e de kısa birer mesaj atarak önümüzdeki hafta içinde telefonumu kullanmayacağımı belirtip telefonumu kapatmıştım. Üç gündür çantanın gözünde öylece duruyordu.

Kafamı kurcalayan asıl konuyu açmıyordum tabii. Ara sıra gözyaşlarının gözlerime batmasını hissetsem de, bir süre sonra geçiyordu. Duygularım aynı insan yüzünden o kadar çok parçalanmıştı ki, bağışıklık kazanmıştım ve artık parçaları toplamaya tenezzül etmiyordum. Kendimi dağılmış olarak kabullenmiştim.

Tatlılarımızı yerken ufak tefek diyaloglara katıldıktan bir süre sonra tekrar uzaklaşmaya başladığımı hissetmiştim. Kafamda aynı sahne dönüp duruyordu, görüntünün beynimdeki kalıntılarını silmek için gözüm parçalanana kadar göz kapaklarımı birbirine bastırmanın işe yarayacağını düşünüyordum.

"Cole? İyi misin canım?" Gözlerimi bir anda açtığımda masada diğerlerinin endişeli gözleriyle karşıladım. Büyükannem gözümün içine bakıyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 01, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

After Decisions (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin