After Decisions

30K 387 26
                                    

"Ü-üzgünüm Sarah, ben artık ilgilenmiyorum-" Sarah hala sinirden kudurmakla meşgul gibiydi ellerini havaya kaldırmış titriyordu ve gözlerinden yaşlar süzülürken başını sağa sola çeviriyordu. Sanırım etrafa ne fırlatsam diye bakıyordu. Sonra titreyen sesiyle konuştu.
"Benimle mi ilgilenmiyorsun? Yoksa kızlarla mı? Ahh biliyordum, biliyordum yani yaklaşık 20 seferdir beni öpmekten kaçıyorsun. Elimi tutarken resmen arkadaş gibisin. Utanmasan kolunu atacaksın, ki bunu denemedin değil!"
"Yapma Sarah, o kadar da-"
"Biz yattık Cole ! Yattık ! Ve o gerçekti anlıyor musun?"
"İyi de o zaman ben-" bir an ne dediğimi fark ederek sustum ama ama çok geçti. Sarah sinirden sırıtıyordu bile.
"Evet, evet o zaman sen KIZLARDAN HOŞLANIYORDUN!"
"Hey, hey sakin ol bağırma-"
"Ve tabii ki yatmamızın bir diğer seferi olmadı çünkü yine kaçtın. Ahhh TANRIM!" Tam saçlarını yolmaya yelteniyordu ki ellerini indirdim ve bileklerinden sıktım.
"Sarah, sakin ol ve beni dinle. Bak senden gerçekten hoşlanıyordum ve hala hoşlanıyorum." Bir an kafasını kaldırıp bana baktı. Gülümsemeye çalıştım. "Ama arkadaş olarak." Sarah'nın yüzü korkunç bir hızla değişti ve daha sonra eli son süratle kalkıp yüzüme indi.
"Boşversene!" Sandalyeden kalktı ve sandalye devrildi. "Bir GAYLE çıktığıma, aa dur. Bir gayle yattığıma inanamıyorum!" Sandalyeyi tekmekedi ve gitti. Herkes bana bakıyordu. Başımı masama koydum ve yarım saat kaldırmadım.
**
Ertesi sabah kalktığımda dün olanları hatırlayınca başıma ağrılar girdi. Yataktan çıkmak istemedim. Ama ne yazık ki çalıştığım bir iş vardı. Hafta içi zaten okul varken çalışmak çok boktan.
Suratsız bir şekilde kahvaltı ederken annem bunu fark etmişti.
"Tatlım? Bir problem yok ya?"
"Hayır, hayır sadece... Sarah ve ben ayrıldık." Annem gerçekten şaşırmış görünüyordu. Bu kadar şaşılacak ne var anlamamıştım, aramızda bi 'kimya' olmadığı ortadaydı. Yani başlarda belki ama sonradan..
"Hayatım, çok üzüldüm siz ikiniz birlikte gerçekten harikaydınız."
"Yapma anne yani... Harika ? Doğru sözcük mü gerçekten? Son zamanlarda pek...yürümüyordu." Annem gelip omzumu sıvazladı.
"Bazen yürümez... Yine de herkes sizi çok seviyordu." Ah, bu işin bir de herkes kısmı vardı. Annem bir an benden ayrıldı ve şüpheyle gözlerini kıstı.
"Cole.. Yoksa başka bir kıza mı ilgi duyuyorsun?"
"Ne? Hayır, tabii ki de hayır! Dediğim gibi anne..yürümüyordu. Mutlu değildim." Hala şüpheli bakıyordu ama pes etmiş gibiydi. Ama doğruyu söylüyordum. Yani en azından bir kıza ilgi duymuyordum.
"Pekala ne dersen.. Umarım barışırsınız."
"Anne!"
"Tamam, tamam sustum. Krepini ye, geç kalacaksın." Ah, tanrım. Anlaşılan önümdeki birkaç ay bununla geçecekti.
Kahvaltımı ettikten sonra anneme veda edip evden çıktım. Her zaman gittiğim müzik dükkanına geldim. "Old Records". Evet adı Old Records çünkü çoğunlukla eski plakları satarız yenileri de plak ve CD halinde satarız ama bunlar azınlıktadır. Tabii bir de böyle daha havalı durduğunu düşünmüşler sanırım.
"Hey Cole! Bugün nasılsın bakalım?" Beraber çalıştığım Lilly'e omuz silktim. "İdare eder işte." Gidip üstüme yeşil Old Records tişörtümü geçirdim ve arka sıralardaki plakların tozunu almaya ve düzene sokmaya başladım. Lilly yanıma gelip kolunu attı.
"Sonunda yaptın mı yoksa?" Ona bakıp sessizce kafamı salladım. Burada yaklaşık 5 yıldır çalışıyordum ve Lilly en yakın arkadaşımdı. Onunla her şeyimi paylaşırdım. Son zamanlardaki kafa karışıklığımı ve aldığım kararı da onunla paylaşmıştım ve yakın bir zamanda Sarah'dan ayrılmam gerektiğini söylemiştim.
Lilly'nin ağzı önce O halini aldı ve sonra gülümseyerek havaya sıçradı ve bağırdı.
"İşte bu! O sürtüğün gitmesi gerekiyordu dostum!" İç çekerek toz almaya devam ettiğimde yüzü yumuşadı. "Yani.. Eminim zor olmuştur. İyi giderken birden bire onu terk etmen.." Kafamı iki yana salladım.
"İyi gitmediğinin o da farkındaymış. Eskiden kızlardan hoşlandığım şimdi hoşlanmadığım için onu terk ettiğimden falan filan bahsetti.." Lilly'nin gözlerinin korkuyla büyüdüğüne aldırmayarak ona 'ayrılık konuşmamız' ı anlattım. Lilly endişeli görünüyordu.
"Cole... Sarah'yı bilirsin yaşadıklarını birileriyle paylaşmayı sever." Yüzünü buruşturdu. "Fazla kişiyle. Ya...bundan da bahsederse? Yani...hadi ama ilk birlikte olduğunuz zamanı herkes biliyor." Gözlerimi devirdikten sonra korkuyla yutkundum. Bunu gerçekten de yapabilirdi. Ya daha ben bile tamamen emin değilken herkes öğrenirse? Yani tamam, hemen hemen emin olmuştum ama Sarah'dan yüzde yüz emin olmak için ayrılmıştım.
"Yalnızca bunun olmamasını umalım." Kafasını salladı ve o sırada ona bir Iron Maiden plağı soran yaşlı adama döndü. Burada tuhaf şeyler olur. Sonra birden kapının üstündeki zil sesi duyuldu ve içeri o girdi. Dalgalı kahverengi saçlarını savurarak içeri girdi. Ellerini cebine sokarak her zamanki dükkan turuna başladı. Her şeyin başlama sebebi oydu. Kafamın karışmasının sebebi. Kendimi sorgulamamın sebebi. Sonra bal rengi gözleri benimkilerle buluştu ve bana her zamanki gibi gülümsedi.
"Selam Cole. Hayat nasıl?" Yutkundum. Ona doğruyu söylemeyi çok isterdim. Yine de hiçbir şey yokmuş gibi sırıtmaya çalıştım.
"Çok çok iyi." Eline bir Scorpions plağı aldı.
"Sevindim." Eline birkaç plak daha alıp incelemeye başladı. Ben de onu. O bu dükkana girip çıkmaya başladığından beri böyle olmuştum. Sürekli buraya gelip plak alırdı, evinde koleksiyon yapıyordu.
O koleksiyonun bir gün bitmesinden çok korkuyordum.

After Decisions (GAY)Where stories live. Discover now