17. Bölüm

4.7K 178 60
                                    

Okul nedeniyle ve çeşitli yazar bunalımları sebebiyle çok sık yazamıyorum ve gerçekten üzgünüm. Amaa 50K ve üstü beni çok mutlu etti ve yazma hissini özlediğimi fark ettim vfjvnk Bu da kendimi affettirmeye hiç ama hiç yetmiyor kısa, geçiş bölümü gibi bir şey ve iyi olduğu söylenemez. Gerçekten üzgünüm,ara ara oluyor. Kısa olduğunun farkındayım ama ancak böyle uzatmadan paylaşabilirdim. Sonraki bölüm daha kısa sürede gelecek en azından 2 buçuk ay değil valla söz bak. Neyse okuyun sonra saydırırsınız gecikme için, izin veriyorum fkbkbkbk

*reklam* Bu 50K -artık neredeyse 60k- şerefine bir larry oneshotı ekledim isteyen bakabilir tenk yu *bitti*

AUGUST

Tavanı izlemek en büyük eğlencelerimden biri sayılırdı. Kendi düşüncelerinle boğuşarak, yavaş yavaş kendini yemek ne kadar eğlence sayılırsa tabii.

Yaklaşık iki buçuk haftadır şehirden yaklaşık 300 kilometre ötede, ufacık bir kasaba evinde çok sevgili (!) halamla kalıyordum. Çünkü görünüşe göre babamla aralarında, "August problem çıkarttığı takdirde yanıma gönderilebilir" gibi bir anlaşma vardı.Tabii bu varlığımdan fazlasıyla memnun olacağını göstermiyordu.

Açıkçası tek yaptığım problem çıkartmaktı, niye şu ana kadar gönderilmemiştim anlamıyordum ama sonuncusuyla birlikte sınırları zorlamıştım sanırım. Ama kesinlikle o piç kurusu bunu hak etmişti, onu o an öldürsem de pişman olmayacağımı biliyordum.

Düşünme, August. Düşünme. Düşünürsen bu cehennem çakması yerden kurtulmak için bir fikir üretmeye sağlıklı düşünce gücün kalmayacak

Stacey, babamın genelde sadece ihtiyaç anlarında iletişim kurduğu kız kardeşiydi. Genelde benim için de yardımları olduğunu biliyordum, para yardımı gibi, ama bunu bana çaktırmamaya çalışıyorlardı. Aynı zamanda bunu, annem ben daha doğduktan kısa bir süre önce öldüğünde asla bana elini uzatan bir anneye sahip olamayacağım düşüncesinin onda bir suçluluk duygusu yarattığı için de yaptığını düşünüyordum. Bunun için de bir şekilde minnettardım. Tabii bu da, benim onun varlığından mutlu olacağıma işaret değildi.

Stacey hiç evlenmemişti. Yalnız başına olmayı, yalnızca bahçesiyle ilgilenmeyi ve öğrencileriyle ilgilenmeyi seviyordu. Okuluna, sanki çok umrumdaymış gibi, geri kalmamak için gidiyordum ve gözlemlediğim kadarıyla öğrencilerine göstermese de onlara gizli bir sevgi besliyordu ve bunu eline geçen belirli fırsatlarda hissettriyordu. Sanırım bana karşı hissettiği de bu tarz bir şeydi, belki o da hissettriyordu ama ben bir süredir hissetmeye izin vermiyordum. Bazen elimde olmuyordu ve en ufak seferde aklımı kaçıracak gibi oluyordum.

Ben de teyzemin öğrencisiydim tabii, çünkü kendisi matematik öğretmeni olduğu için matematik notlarımın pek de parlak olmayan durumundan haberdar olmuştu ve bana ders veriyordu. Bir tek onun dersini dinliyordum, çünkü beni buna zorluyordu. Boş boş bakma hilesini kullandığımda bile anlıyordu. İkna etme yöntemlerine gelirsek, pek de yumuşak biri değildi. Bahçesşne yardım ederken de aynı yöntemleri uyguluyordu. Matematiği öğretebilmek adına ciddi bir sevdası vardı, bu kadar talihsiz bir dersin öğretmeni olup nasıl bundan memnun olduğunu hala anlayamıyordum.

Talihsizlik.

Matematik.

Cole.

Lanet olsun, asla düşünmeyi bırakmayacağım. En ufak bir ipucuyla bile dının bir kez de olsa aklımdan geçmesiyle , beynimin içinde yankılanırken ve adının geçtiği son cümleleri bana her seferinde hatırlatırken düşünmemem ve kafayı yememem mümkün değildi.

Ama düşünmemeliydim. Son birkaç günümü teyzemin her dediğine karşı koymdan uyarak geçirmiştim, şüphelense bile umursamıyordu ve bunu mahvetmemeliydim. Bir an önce buradan çıkıp, olayın kaynağına geri dönmeliydim. Aslında uzak dururusam daha iyi olabileceğimi düşünmüştüm, ama burası hapishane yönetimi altında gibiydi ve telefonum, sigaram, param her şeyim elimden alınmıştı. Kahrolası evden bile çıkamıyordum ve bu yalnızca beni düşüncelerimle yalnız bırakıp sıyırmama yol açıyordu. Bu yüzden dönmeli ve cevap aramalıydım. Lanet olası bir cevap.

After Decisions (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin