5.Bölüm.

6.9K 306 25
                                    

1.000 OKUMAYI GEÇMİŞ ??!?!?!?! Hani her okuma sayısı arttığında evde küçük çaplı sevinme törenlerim olurdu ama bu seferki 10 dakika sürdü. Şaka yapmıyorum. Birçok kişiye göre normal belki ama benim ilk başarılı hikayem olduğu için fnkffv Hani.. ÇOOOOOOOK teşekkür ederim. Zaten küçük şeylerden mutlu olan bi insanım ama bu bana baya büyük scnkjbkd görürü görmez motivasyonum arttı ve yazmaya devam ettim elimden geldiği kadar güzel yazmaya çalışarak. Umarım seversiniz ve tekrar teşekkürler :dd

Eve gittiğimde annem meraktan çıldırmış ve ağlamaktan yorulmuş durumdaydı, ona her şeyin düzeleceğini söylemiştim ve yanağından öptükten sonra uyumasına izin vermiştim. Okuldayken üzerimde tuhaf bir sakinlik vardı. Babama olan öfkem yerindeydi ama onu dengeleyen huzurlu bir taraf vardı. Ve her ne kadar itiraf etmek yanlış hissettirse de bunu August'a borçluydum.

Normal adımlarla biyoloji sınıfına girdim. Bana gülümseyerek selam veren Jason'a gülümsedim. Tuhaf hissettirmişti, ama gergin değil. Tabii ki August üç sıra arkamda oturuyordu ve her zaman yaptığını yapıp dış dünyayla alakadar olmuyordu. Yine de dönüp ona baktığımda hafifçe gülümsediğine yemin edebilirdim ve bu beni de gülümsetti. Normal geçen dersten sonra sınıftan çıkarken Jason onu sınıfın önünde bekleyen Daisy'le "kavuşmalarını" izlemek hafif de olsa içimde bir yeri sızlatmıştı. Hızlı adımlarla koridora ilerlerken sınıfların birinin içinde notların arasında boğulmuş Lilly'i fark ettiğimde durakladım. Bir süre boğuşmasını izledikten sonra sınıfa adım attım ve yanına ilerledim. Geldiğimi fark etmemişti bile.

"Lilly?" Bir anda kafasını kaldırıp bana baktı ve anlık korkudan sonra yüzünde rahatlama belirdi.

"Cole! Tanrı aşkına beni korkuttun."

"Şimdi her sabah ne hissettiğimi anlamışsındır. Sabah demişken... sahi neden bu sabah dolabın önünde ödümü koparmadın?" Hüzünlü bir iç çekti.

"Annem ve babam matematikten ek dersler almam için beni zorladı. Sabah acilen Bay Matthews'u bulup belirli teneffüsler için ders rica etmeliydim."

"Vay canına... Kim derdi Lilly Castle inek olacak diye?" Yakınında duran silgisini bana fırlattı ama son anda gülerek yana kaçtım.

"Zorlamasan iyi edersin. Sahi August'la korku seansınız nasıl geçti?" Bir anda dükkanda yalnız kaldığımızı ve ondan ödümün koptuğunu hatırladım. Sonra da dolabın içinde yaptığımız konuşmayı. Daha dün olmasına rağmen şu an çok uzak geliyordu.

"Düşündüğüm korkunç değil. İkimiz de ayrı ayrı işimizi yaptık. Daha sonra da eve döndüm, hepsi bu kadar." Eğer August hakkında daha fazla şey bilmek istiyorsam Lilly'e her şeyi anlatamazdım. Bana engel olmaya çalışabilirdi. Yaptığı şeyleri anlatırsam da August'un güvenini boşa çıkarırdım. Lilly şüpheli bakışlarını benden ayırmadı.

"Hmm.. Yani hiç konuşmadınız?" Dudağımı ısırdım. Bir gün içinde iki kere uzun konuşma yapmıştık ama kim sayıyor ki?

"İyi akşamlar ve günaydın dışında hayır." Lilly aynı şekilde bakmayı sürdürdü. "Ne?"

"Bence... bana yalan söylüyorsun. Ama şu an doğruyu söylemek için seni zorlamanın srrası değil çünkü birazdan Bay Matthews gelip sorularıma bakacak. Ve bu kağıtta olan her şeyi sormam lazım ki bu hoş olmayacaktır o yüzden sana iyi günler dilerim ve tekrar en yakın arkadaşım olduğunu hatırlatırım." Gözlerimi devirdim.

"Tamam Lilly." Yine de Lilly beni çok uzun süredir tanıyordu ve ona yalan söylemek hoşuma gitmiyordu ama bu almam gereken bir riskti.

Günün geri kalanında August her zamanki gibi yalnızdı. Beni de takmıyordu. Tabii ara sıra verdiği güven verici bakışlar hariç. Yemekte onu görmezden gelmek zorunda kalmak zorunda kalmıştım çünkü bu Lilly'nin daha çok sinirlenmesine neden oluyordu. Zaten yemekte Sarah'nın beni görünce triple yolunu değiştirmeye çalışırkenyerdeki dökülmüş püreye basarak kayması ilgiyi baya dağıtmıştı. Bütün gün aynı ifadeyle dolaşan August'un kahkahalarla güldüğüne tanık olmuştum. Ben tabii ki de gülmedim, bunun için dudaklarımı birbirine acıyana kadar bastırmam gerekse bile.

After Decisions (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin