16. Bölüm

4.9K 204 107
                                    

Suçlu bir merhaba. Ne kadar uzun zaman olduğunu -yine- söylemeyeceğim ama geçerli açıklamalarım var. Birincisi, lanet olsun ki okulların açılması, ikincisi bir hafta boyunca evimde Alman bir kız ağırlamış olmam ve daha birçok şey. Bir de tıkanmam, yazdığımı beğenmemem falan filan ama bunlar önemsiz şeyler. Neyse, o kadar aradan sonra bununla mı geliyorsun diye küfür yiyebilirim belki -August ilk kısım dışında yok falan filan. Ve geçiş bölümü, gibi- ama ortaya çıkan bu. İleriki bölümlere umarım. Umarım seversiniz bu arada ben de sizi seviyorum dekldkdks

- Yavşak Yazar

AUGUST

Kağıttaki adrese bir kez bakmam yeterliydi, çünkü nereye gideceğimi zaten biliyordum. Bu içimdeki binlerce şüpheyi uyandırsa da oraya gitmek zorundaydım. İronik olan daha az önce orada olmamdı, David'e yalnızca adresi almak için uğramıştım şimdiyse aynı yöne gidiyordum.

Neden özellikle benim istendiğimi birçok defa sormama rağmen bana yalnızca gidip işimi görmemi söyleyip geçirmişti. Yüzünde de bir gülümseme vardı, hoş bir şey olduğunu düşünüyor olmalıydı ama ben olmadığını biliyordum. Eskiden olsaydı belki şüphelenmezdim, ama burada ün salmam bu zaman zarfı içerisinde mümkün değildi. Kuşku içimi yiyip bitirse de yürümeye devam ettim. Bir yandan da hala inanamadığım, Cole'un benim için yalan söylediği gerçeğine ihanet edeceğimden çok korkuyordum.

Korktuğum başıma geldi.

Sokağın başında dikilirken tanıdık yere bakındım. Bu sokak olmasını istemiyordum. Yanlış yere gelmiş olmalıydım. Ama kapının önündeki karanlıktan beliren tanıdık ve içimdeki tüm öfkeyi harekete geçiren yüz bana şüphelerimde haklı olduğumu gösterdi. Yüzündeki pis sırıtış bir anda tüm yüzüne mikrop gibi yayıldı. Yumruk yaptığım elimdeki tırnaklar derimi delmek üzereydi.

"Beni. Neden. Çağırdın." Dedim dişlerimin arasından zorlukla konuşarak. Steve'in yüzündeki sırıtışı silmeden birkaç adım daha ilerledi.

"Sürpriz!" Ellerini hafifçe iki yana açmıştı. "Şu başınızdaki yumuşağı bulup ona bir arkadaşım olduğunu, uzun süredir annemin yanında kaldığımı ve döndüğümü eski mekanımıza gidip sana sürpriz yapacağımı söyledim." Burnumdan ne kadar hızlı soluduğum hakkında en ufak bir fikrim yoktu. "Nasıl? Sürpriz!" Yüzüne yumruğu geçirmemek için yumruklarımı iyice sıktım, elimde bir yerlerdeki derinin kalktığını hissedebiliyordum.

"Beni hangi cehennemden buldun?" Bana giderek yaklaşıyordu, ben suratına yumruğu patlatmamak için neden aradıkça o pis suratını dibime sokuyordu.

"Eh tek, 'eskilerden beri ortalarda olan' sen değilsin değil mi? Benim de kendime göre takip etme becerilerim var." Hayır, onu gözden kaçırmış olamazdım. Özellikle Cole'dan sonra takip edilme konusunda çok dikkatli davranıyordum.

Hayır.

"Takip etmiş ola-"

"İnan bana arkanı kontrol etme yöntemlerin çok bariz." Bir anda arkamı dönüp ellerimi saçlarımın arasından geçirdim. Bu oluyor olamazdı.

Kalbim duyduğum öfkeyle çarparken birkaç adım geriye gidip tekrar öne yürüdüm.

"Benden hala ne istiyorsun!" Öfkenin etkisiyle suratının dibine girmiştim, bağırırken yüzüne tükürükler saçtığımdan emindim.

Vücudumdan fışkıran tüm öfkeyle psuratına bakarken bir anda gözünü bir hırs bürüdü ve beni yakalarımdan tuttuğu gibi duvara yapıştırdı. Dişlerinin arasından konuştuğunda pis nefesi içimde kusma isteği uyandırıyordu.

"Beni öylece alt edip siktirip gidebileceğini mi zannediyordun? Arkadaşının yardımıyla?" Arkadaş kelimesine vurgusu dikkatimden kaçmamıştı.

After Decisions (GAY)Where stories live. Discover now