14- life lined up on the mirror

4.1K 406 610
                                    

Louis nefes nefese karanlık sokakta koşmaya devam ediyordu. Amacı ondan uzaklaşan insanlara yetişmekti. Önünde yavaş bir şekilde ilerleyen insanlara ne kadar hızını arttırırsa arttırsın yetişemiyordu.

"Lütfen! Bekleyin lütfen!" Arkalarından nefesi yettiğince bağırmaya başladı. Ama hala yetişemiyordu.

"Lütfen!" Bir kez daha bağırdı.

Bir süre sonra yetişmeye çalıştığı bedenler kaybolmaya başladı.

"Hayır, tekrar yalnız bırakmayın!" Elini ulaşacakmış gibi onlara uzattı.

Artık koşmaktan dolayı nefes nefese kalmıştı. Yavaş yavaş hızını düşürdü. Eğilerek diz kapaklarına ellerine koyup nefesini düzene koymaya çalıştı. Kafasını kaldırıp yavaş yavaş kaybolan insanlara baktı.

"Lütfen..." Yalvarışı fısıltıdan farksız çıkmıştı.

Bir süre sonra ortam yavaş yavaş kaybolmaya başlamıştı. Louis öylece yok olan ortama bakıyordu.

Derin bir nefesle gözlerini hızla açtı. Yine her zaman gördüğü kabuslardan birini görmüştü. Ortamın farklı geldiğini farketti. Olduğu yerden hızla doğrulmasıyla başının dönmesi bir oldu kendini geriye doğru atıp baş ve işaret parmaklarıyla şakaklarını ovdu.

Harry'nin odasında ne işi vardı?

En son merdivende-

Olduğu yerden yavaşca kalkıp, mavi saten örtüyü üstünden attı ve elleriyle üstünü yokladı. Üstünde hâlâ Andy'nin giyinmesi için verdiği giysiler vardı. Etrafına baktığında Harry yoktu. Karşısında Harry'nin yatağı vardı. Yatak hafif bir şekilde dağınıktı. Gözlerini büyüttü. Buraya onu Harry mi getirmişti?

Üstündeki kaygan sateni tepikleyip ayağa kalktı. Biraz ayakta dikilip gözlerini karşısında duran aynaya çevirdi. Aynaya uzun süredir bakmıyordu. Üstündeki tişörtü yarım bir şekilde yukarıya doğru sıyrılmıştı. Yavaşca aynaya doğru ilerleyip bedenini süzdü. Elini yavaşca tişörtüne götürüp biraz daha yukarı sıyırdı. Tişörtü sadece meme uçlarını kapatıyordu.

Hafif yanık pürüzsüz tenini incelemeye devam etti. Bu giyimi bir kaç kere Kevin ve Andy'de görmüştü. Yüzünde hafif bir tebessüm oluştu. Şu anda bu tarzı Kevin ve Andy'den çok kendine yakıştığını düşünüyordu. Kendini incelemeyi bırakıp arkasını döndü.

Şu an ne barda olanları ne Harry'nin yaptıklarını düşünüyordu.

Louis hiçbir şey düşünmüyordu.

Unutmuş gibiydi.

Paytak adımlarla kapıya doğru ilerleyip kulpu çevirdi. Hole adımını atıp sol tarafa merdivenlere doğru baktı. Kafasını sağ tarafa çevirdiğinde striptiz odasıyla karşı karşıya geldi.

Adımlarını o tarafa çevirip ahşap kapıyı açtı. Oda karanlıktı. Elini sol duvara atıp ışıkları yaktı. Sadece striptiz direğini aydınlatan ışığı açıp bir süre öylece bekledi. Yavaşca arkasından kapıyı kapatıp direğe ilerledi. Elini saçından geçirip etrafına baktı. Sonunda basamakları tek tek çıkıp sağ eliyle direğe tuundu. Kendini direğe doğru çekip göğsünü direğe bastırdı.

O farketmiyordu ama yüzünde o sırıtış vardı. Kendinden emin aşağılayıcı sırıtma. Aklından geçen slow şarkının melodisini mırıldanarak söylemeye başladı. Yavaşca direğin etrafında yürümeye başladı.

Diğer elini de direğe atıp kendini yakınlaştırdı ve poposunu tutturduğu ritme göre sallayarak aşağıya inip tekrar kendini yukarıya çekti. Kahkaha atıyordu. Kendini direğin etrafında döndürmeye başladı. Kafasını geriye atarak kahkaha atmaya devam etti.

O delicesine kahkaha atarken Harry'nin içeriye girdiğinden haberi yoktu. Louis yavaşlayarak dönmeyi bıraktı. Bir bacağını demire sararak gözlerini kapatıp kendini yavaşca arkaya bıraktı. Bu hareketi bardaki striptizci çocuklarda görmüştü.

Gözlerini yavaşca açtığında, mırıldandığı molodiyi bıraktı. Harry'nin yüzünü kafasının dibinde olduğunu farketti. Harry öylece ona bakıyordu. Yüzünden eksilmeyen sırıtışıyla Harry'e bakıp yavaşca doğruldu. Harry'e sırtını dönüp yarım kalan melodisiyle birlikte dansını sürdürmeye devam etti. Bir süre sonra ensesinde nefes hissedince yarım ağız sırıttı.

Poposunu biraz daha Harry'e itip önceden yaptığı kalça sallama hareketini yaptı. Harry'nin nefesini tuttuğunu hissedince, hareketlerini sürdürdü. Harry'nin elini beline sarılırken yavaşca dönerek Harry ile yüz yüze gelip ellerini, Harry'nin boynuna attı. Suratını Harry'nin suratına yaklaştırmaya başladı.

Harry'nin bir anda belini bırakmasıyla affallayarak Harry'e baktı. Harry gerileyip son bir defa kendisine bakıp hızlı adımlarla odayı terketti. Louis olduğu yerde kaldı.

Neden gitmişti?

Hızlı adımlarla Harry'nin peşinden kapıdan çıktı. Holde kimseyi göremeyince Harry'nin odasına girdi. Yatağına oturmuş ve başını elleri arasına almıştı. Önüne kadar gelip ona bakmasını bekledi. Harry'nin yavaşca başını kaldırmasıyla ellerini tutup kucağına çıktı.

Harry'nin afallamış suratına bakıp sırıttı. Dudaklarını vahşice dolgun dudaklarına bastırdı. Harry boğukça inleyip Louis'nin belini sıktı. Harry boynuna yönelince başını omzuna atıp onun dudaklarına boynunda yer açtı.

"İşte..." dedi Louis. "...Beni öylece bırakıp gidemezsin."

Ama bunu içinden söylediğini zannediyordu. Birden Harry'nin doğrulmasıyla düşmemek için geniş omzuna tutundu. Harry onu yere indirip aynaya doğru sürükledi. Louis'yi aynanın karşısına geçirip arkasına geçti. Louis ne olduğunu anlamıyordu. Harry kulağının arkasına yaklaşıp nefesini oraya bıraktı.

"Sen bu değilsin." Louis neden bahsettiğini soracakken, Harry devam etti. "Kendine gel, Louis." Harry başını kaldırıp Louis'nin aynada ki gözleriyle göz göze geldi

Harry, Louis'nin omzundaki ellerini çekip odayı terketti. Louis aynadan Harry'nin odadan çıkışını seyredip gözlerini devirdi.

Niye kendine gelsin ki?

Aynaya tekrar baktığında, olduğu yerde titremekten kendini alamadı. Yansımasında ki kişi sanki başka biriydi. Kendini hızla odadan dışarıya attıp holde koşmaya başladı. Lavabonun kapısını hızla açıp arkasından kapıyı kapattı ve hızla nefes alıp vermeye başladı.

Bir an sonra tüm yaşadıkları aklına
geldi.

Bar, David, Harry, Michael, Sam ve tekrar Harry...

...Ona neler oluyordu böyle?

***

y/n; louis'ye neler oluyor sizce?
bu bölüm nepitee ' me ♡

dark sailWhere stories live. Discover now