"Harry!" Andy sesini yükseltirken, Harry'nin, Peter'ın suratına inecek olan yumruk yaptığı elini tuttu.
Olduğu yerde öylece durmuş, olan biteni anlamaya çalışıyordu.
İlk defa karşılaştığı durumla ne yapacağını bilmeden kapıda durmaya devam etti. Harry'nin bedeninden Peter'ı göremiyordu. Harry bir darbe daha indirecekken, Andy onu kollarından tutup Peter'ın üstünden çekmeye çalıştı.
"Andy, bırak!" Andy'e yalvarır bir o kadar da sinirli ses tonunu işitti.
İçeriye Diego girdiğinde eliyle sımsıkı tuttuğu kapı kulpunu bıraktı. Diego ve Andy, Harry'i çekmeye çalışırken, omuz ve sırt bölgesindeki gerilmiş kaslara baktı. Harry kollarını kurtarıp tekrar sertçe Peter'a vurduğunda korkuyla yerinde sıçradı.
Andy, Harry'nin elini kendine çekip kulağına bir şeyler söyledi. Ardından Harry'nin gerilen kaslarının gevşediğine şahit oldu. Sonra kızarık yeşil gözler kendisine döndü. Boynundaki damarların belirginleştiği sevdiği çocuğa, korkmuş şekilde bakıyordu. Korkmasının sebebi ilk defa Harry'nin bu denli hiddetli sesi ve davranışlarıyla karşı karşıya gelmesiydi.
"Harry, hadi. " dedi Andy, Harry'i Peter'ın üstünden indirirken. "Lütfen. "
Louis, yere çivilenmiş ayaklarını harekete geçirip Harry'e doğru ilerleyecekken, Harry elini saçlarından geçirip hızlı adımlarla kapıdan çıkıp gitmişti. Peşinden gidecekken, Peter'dan çıkan acı tıslamayla ona baktı. Göz altında oluşan morluk, burnu ve dudağının kenarından boynuna doğru akan ince çizgi halindeki kanlara baktı.
"Neden kavga ettiniz?" diye sordu. Harry'nin neye bu kadar sinirlendiğini merak ediyordu.
"Sinirlendi." dedi ifadesizce Peter.
Burnundan akan kanı elinin tersiyle sildi. Peter'ın verdiği cevaba karşın kaşlarını çatıp, daha fazla bu odada durmamak için Harry'i bulmaya gitti. Harry'nin odasına doğru yürüdü ve kapıyı çaldı. Ses gelmeyince yavaşca kapıyı açıp odanın içerisinde gözlerini gezdirdi. Odasında değildi.
Kapıyı kapatıp holün girişine yakın resim odasına doğru ilerledi.
"Harry?" diye seslendi sessizce.
Kapıya kulaklarını yaklaştırıp, içerideki sesleri dinlemeye çalıştı. Yumruk yaptığı eliyle ahşap kapıya iki kere vurdu. Bir süre beklemiş, ses gelmeyince kapı kulpunu aşağıya indirmişti. Kapıyı hafifce ittiğinde açılmadığını farketti. Kapı kilitli değildi ama arkasında Harry'nin bedeni vardı. Nefesini toparlayıp kapıya yaklaştı.
"Harry benim Louis." Kapıyı hâlâ itmeye çalışıyordu. "Kapıyı aç lütfen."
Harry, böyle durumlarda hep yanındaydı. Onu yalnız kalmasını istemiyordu. En azından yanında durmak istiyordu.
"Yanında olmama izin ver lütfen." diye tekrar konuştu.
Bir süre daha ses gelmeyince hâlâ eliyle indirdiği kapı kulpuyla birlikte alnını kapıya yasladı. Peter'ın odasından bazı konuşmalar geliyordu ama önem vermedi. Birkaç saniyenin ardından kapı kulpunda çekilme hissetti.
Kapı aralanmaya başlayınca elini gevşetip kulpu bıraktı. Aralanan kapıda yeşil gözlerlerle karşılaştı. Harry kapıyı biraz daha açıp içeri girmesine izin verdiğinde, içeriye girip arkasından kapıyı kapattı. Harry'nin sırtı kendisine dönüktü. Ellerini önünde birleştirip ona ilerledi. Eliyle omzuna dokunup kendine döndürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dark sail
Fanfiction"bazen tüm acıyı hatırlıyorum. bu yaralar iyileşecek gibi gözükmüyor. merak ediyorum, daha ne olabileceğini. kalabalık bir odada, yapayalnız hissediyorum. kendi kendime düşünüyorum, korku, pişmanlık, yalnızlık... benim bundan kaçışım yok." "hâlâ kal...
