6: DENKLEM

13.2K 464 97
                                    

Multimedia : Uras ARSLAN

"Nasılsın?" diye sordu yeni terapistim, dosyamı incelerken.

"İtibarını öz kızından daha çok önemseyen, kontrol manyağı bir babam var. Sevgilisinden nefret ediyorum ve annem... O artık yok. Babamla berbat bir anlaşma yaptım ve kendimi her kötü hissettiğimde hap açlığım ve isteğim artıyor. Onlara alışmaya başlamak, korkutucu derecede rahatsızlık veriyor. Sizce nasıl olabilirim?" Vermek istediğim cevap buydu, fakat babamın bıraktığım izlenimlere verdiği önem ve yaptığımız anlaşma dürüst olmamı engelliyordu. Bunun yerine gözlerimi uzaklaştırarak "İyi." dedim.

Karşımdaki koltukta oturan babam, saatine baktı. Muhtemelen şu çok önemli toplantılarından birini kaçırmak üzereydi.

"Yeni bir şehir ve yeni bir okul... Hayatındaki değişikliklerden memnun musun?" diye sorduğunda hala dumanı tüten, bol köpüklü kahvesinden bir yudum aldı, Çiğdem Hanım.

"Şey..." diye söze başladığımda karşımdaki koltukta oturan adama ait olan açık kahverengi gözler beş gündür ilk defa benimkilerle çarpıştı. Kısa süreli duraksamamdan sonra cümleme "...Henüz alışmaya çalışıyorum." diye devam ettim.

"Derslerine hızlı adapte olsan iyi olur." dedi babam. Hoşnutsuz bakışları bende gözlerimi devirme arzusu oluşturuyordu. Bu hissi bastırıp görmezden gelmeye çalışarak elimle diğer elimin tırnak kenarlarımdaki etleri ittiriyordum.

"Engin bey, Derin'in dersleri ortalamanın üstünde olmayabilir, fakat ortalamanın altında da değil. Üstesinden gelebileceğine eminim." Dudak kenarları yukarı kıvrıldığında sağ yanağındaki çukur ortaya çıktı.

"Derin en iyisi olmalı. Sonuçta o bir Ertürk." Babam son cümlesini Tanrısal bir varlık gibi söylemişti.

"Anlıyorum, fakat şu süreçte baskı oluşturmak pek iyi bir fikir gibi gözükmüyor."

Ah... İyi fikir olmayan aile terapistiydi. Babamın gerginliği dikleşen omuz kenarlarından ve hoşnutsuz olduğunu gösteren ağız ve göz çevresindeki çizgilerden anlaşılıyordu.

"Söz konusu benim kızım, Çiğdem Hanım. Onun için en doğrusu bu. Beklentilerimi bilmesinde sakınca görmüyorum." dedi, tekdüze sinir bozucu bir tonda. Onu 'I'm a God.' yazan fosforlu tişört içinde hayal ediyordum.

"Ben yalnızca işimi yapıyorum, Engin Bey ve psikolojik baskıların Derin'e zarar verebileceğini söylemek benim görevim. " Doğrudan babamın gözlerinin içine bakıyor ve ona meydan okuyordu. Ağzım açık kalmış, gözlerim ikisi arasında gidip geliyordu. Babamın hakkından gelen ilk terapist olarak, hediyelik eşya dükkanlarında satılan ödüllerden hakkediyordu.

Babamın dudakları cevap vermek için aralandığında titreşen telefonuna gelenleri aşağı kaydırdı.

Çiğdem hanımın bakışları, farkında olmadan parmaklarımın arasında oynadığım yıldız kümesi şeklindeki gümüş kolyeye kaydı.

"Kolyen çok hoşmuş. Anlamı ne?" diye sordu.

"Teşekkür ederim. Annemin hediyesi. Benim ve onun doğum günlerine ait ve burçlarımızın temsili olan yıldız kümelerinin birleşimini temsil ediyor." diye yanıtladım düz bir sesle. Şu ufacık gümüş parçasının değdiği yer tenimi yakıp kavuruyordu.

Ufo gördüğüm iddalarımdan sonra annem yıldız haritalarını nasıl kullanabileceğimi öğretmişti. Babamla ile yaptığımız teleskobu ağaç evime taşıdıktan sonra sık sık orda vakit geçirir yıldız kümelerini incelerdim. Astronomiye olan ilgim lisede azalmaya başlasa da yalnız kalmaya ihtiyaç duyduğum geceler ağaç evimde teleskobumla saatlerce vakit geçirirdim.

BEYAZ KUMRUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin