11: ESKİ BİR ARKADAŞ

8.2K 321 60
                                    

Multimedia : Berkay GÜVEN


Berkay "Beni her seferinde inanılmaz derecede şaşırtıyorsun." diye söyledi dişlerinin arasından.

Gözlerimi devirdim. Bir kez olsun benden mükemmeliyeti oynamamı istemeseler olmaz mıydı? Gerçek şu ki; BEN KUSURSUZ DEĞİLİM. Hasarlıyım.

"Tabi. Bir köşede sus ve bende duvara konuşuyormuş gibi devam edeyim." Bunu o kadar sessiz söylemiştiki sanki benimle değil kendiyle konuşuyor gibiydi. "Ondan hiç hoşlanmıyorum..." Uras'tan bahsediyordu. "...ve sana bakışlarındanda." diye devam ettiğinde yola sabitlediğim gözlerim öfkeyle Berkay' doğru çevrildi.

"Bana zannettiğin gibi baktığı falan yok!" diye çıkıştım.

"Tamam. Özür dilerim. Sadece tüm gece sana ulaşmaya çalıştım. Senin için babana yalan söyledim. En azından mesajlarıma cevap vermez miydin? Sonunda Eren'de olduğunu öğrendim. Onu seninle aynı odada görünce çıldırdım." ses tonu sakindi.

Bıkkınlıkla nefes aldım ve bir kaç saniye sonra nefesimi geri bıraktım. Bununla uğraşmak istemiyordum. Yanından geçip geride bıraktığımız arabaları seyrederken gözümün önüme düşen saçları geriye ittirdim. "Bir erkekle beni aynı odada görünce çıldıramazsın, Berkay." Beni aldatmıştı ve buna hakkı yoktu. Tekrar birbirimize ait olmayacağımı anlamalıydı. "Biz arkadaşız ve arkadaşlar birbirlerini başka insanlarla görünce çıldırmazlar."

Usulca iç çekti. "Eğer bir arkadaş arkadaşına zarar gelebileceğini düşünüyorsa çıldırabilir. "

Kaşlarımı kaldırdım ve alaycı bir şekilde gülümsedim. "Yaptığın bu mu? Ağabeyim gibi beni korumak? Tıp kı dördüncü sınıfta yaptığın gibi..." diye sordum.

"Evet." dedi kararlılıkla.

"Kimsenin bana zarar verdiği yok, Berkay."

"Yani onunla uyumadın ya da ..."

Cümlesini tamamlamasına izin vermedim ve araya girdim. "Hayır!" diye cırladım. "Kaldığım oda ona aitmiş, hepsi bu. Bunları seninle konuşmayacağım."

Suratında kocaman ve keyifli bir gülümseme vardı. "Tamam. Konuyu kapatabiliriz. Bilmem gerekeni söyledin zaten."

Gözlerimi devirdim ve camı araladım. Eve yaklaşmış olamamız temiz havaya ihtiyacımı artırmıştı.

***

Babam "Bunun bir daha olmasını kesinlikle istemiyorum, Berkay." dedi, tekdüze bir ses tonuyla.

Berkay kafasını salladı. "Sizi temin ederimki bir daha böyle bir şey olamayacak." Bakışları beni baştan aşağıya süzdükten sonra tekrar babama döndü. "Sadece küçük bir kaçamaktı."

Hızla kafamı kaldırdım ve Berkay'a öfkeyle baktım. Yüzünde eğlenen bir ifade vardı. "Sadece küçük bir kaçamatı!" Bunu söylerken aklından ne geçiyordu?

Babam bakışlarını bana çevirdi ve "Sen, küçük hanım. Bu olanları sakın alışkanlık haline getirme. Seninle sonra konuşacağız."

Konuşacağımız tek bir şey vardı. Oda yüzük. Bu kadar kısa sürede nasıl anneme ihanet edebilirdi? Ben hala yas içindeyken babam balayı planlarına girişmişti. "Evet, konuşmamız gerenkenler var." diye çıkıştığımda babamın despot surat ifadesi şaşkın bir hal almıştı.

Berkay "Her şeyi Derin'e yüklemek haksızlık olur.Suç ortağı hemen burada duruyor." diye araya girdiğinde kendini işaret ediyordu. Gerginliği yumuşatmak için gülümsedi ve onu destekleyici bir şeyler söylemem için kaş göz işareti yaptı.

"Suç ortağım falan değil." Dişlerimin arasından söylendiğimde gözlerimi büyüterek Berkay'a baktım.

"Evet, öyleyim." diye tekrarladı.

Eğlenmediğimi belli eden bir inilti çıkardım ve gözlerimi devirdim. "Ha..." İtiraz edemeden babam araya girdi.

"Çocuklar. Didişmeyin. Ne zaman büyüyeceksiniz?" babam kaçlarını kaldırmıştı.

Berkay ise bakışlarını üzerimden çekti ve "Afedersiniz." dedi.

Baban sandalyesinde doğruldu ve ayağa kalktı. Ellerini masanın üzerine koydu ve öne doğru eğildiğinde "Suç ortağının olup olmaması umrumda değil. Anlaşmamızı biliyorsun." dedi.

Beni buradan vurmasından bıkmış ve usanmıştım. Haykırmak istiyordum.

İtiraz etmek için ağzımı açtığımda sandalyeye asılı ceketini giydi ve "Halletmem gereken işler var. Döndüğümde konuşuruz."

Gözlerimi devirdim. Tabi ya. Git ve kızından önemli ne varsa hallet!

Babam odayı terk ettiğinde Berkay "Neden seni kormama izin vermedin?" diye sordu.

"12 yaşındaki şımarık kız değilim artık. Beni korumaktan vazgeç." Buna ihtiyacım yoktu. Ben sadece babamla gerçekleri konuşmak istiyordum. Hissettiklerimi anlamasını ve bana sarılmasını.

"Benden bunu isteme."

"Neden?" niye çıkıştığımda koyu mavi gözlerine bakıyordum.

"Çünkü..." duraksadı ve yerinden kalkıp önümde çömeldi. Gözlerimin içine bakarak devam etti "Bak, seni sıkmak istemiyorum. Benim için değerlisin işte. Yaptığım yanlışlar bunu değiştirmeyecek. Uzak durmamı ve öylece bir köşede oturmamı isteme." sesi şefkatliydi.

Oda benim için değerliydi. Arkadaşlığını özlüyordum. Ama yanlışlarını affetmeye hazır mıyım, bilmiyorum. "Yanımda olmak için geç kaldın." deyiverdim.

Elini elimin üzerine koyduğunda anında geri çektim ve kaşlarımı çattım. "Derin, lütfen. Amacım kafanı karıştırmak veya seni etkilemek değil. Eşşeğin tekiyim. Beni affetmen için elimden geleni yaparım. Arkadaşın olmana izin verdin ama beni affetmemiş olduğunu görebiliyorum."

Derin bir nefes aldım ve bir kaç kez gözlerimi kırptım. Şu an zamanı değildi. Kafam çok doluydu. düşünmekten yorulmuştum ve dinlenmek istiyordum. "biraz uykuya ihtiyacım var bunları sonra konuşsak?" Gözlerimi kaçıdım.

Kafasını salladı. "Anlıyorum. Nasıl istersen. Zamandan bol bir şeyim yok." Gülümsedi. Fakat gülümsemesi hayal kırıklığını gizleyemiyordu. Ayağa kalktığında "Yarın sabah görüşürüz." dedi ve beni geride bırakarak odadan çıktı.

Lütfen bölümü beğenmeyi ve yorumlarınızı aşağıdaki kutucuğa bırakmayı unutmayınız :) Hepinizin yumoş yanaklarından kokulu kokulu öpüyorum ❤️

BEYAZ KUMRUWhere stories live. Discover now