1.Bölüm - Merak Kediyi Öldürür.

2.2K 171 32
                                    

**Kai**

O yıl sırf merakımızdan, arkadaşlarımla dünyada yapılan bir karnavala gitmiştik. Adını da, zaman zaman dünya tarihi dersinde bize gösterilen filmlerden birinde görmüştük. Gizlice yaptığımız bu gezi, güçlerimizin bir üst düzeye taşındığı ve ergenliğimizin de ilk dönemlerine rastlamıştı.

Ne arkadaşlarımın ailesinin haberi vardı bu geziden, ne de benim ailemin.

Dünya denilen yeri hepimiz o kadar çok duymuştuk ki, Megar resmen gitmemiz için bizi kışkırtmıştı.

Ben, Megar, Minseok ve Jongdae yine Megar'ın gizlice kütüphanenin yasak kitaplar bölümünden aşırdığı kitap sayesinde ve tabi ki onu da yanımıza alarak dünya ile Kiran arasında bir geçit açmıştık.

Her ne kadar koordinat kavramımız pek gelişmese de, karnavalı yolda denk geldiğimiz hemen hemen herkese sorarak kolayca bulmuştuk. Her şey tam da filmde anlatıldığı gibiydi.

Gizlice ve izinsizce dünyaya geçtiğimiz için büyü yapamaz ya da kendimizi ifşa edemezdik. Yine de hiç birimiz bundan şikâyetçi değildi. Gördüğümüz her şey o kadar enteresan ve ilgi çekici geliyordu ki bize bunu sorgulamak aklımıza bile gelmemişti.

Her yerde çeşit çeşit oyuncaklar ve eğlenen, gülen insanlar vardı. Görünmediğimizden emin olarak ufak tefek büyüler yardımıyla, ceplerimizi istediğimiz kadar oyuncak ve de şeker alabilecek parayla doldurmuştuk.

Birbirimizden ayrılamayacağımız için her oyuncağa birlikte biniyor ve yeni bir deneyim edinerek eğlencenin tadını çıkartıyorduk.

O karnaval alanında ilk defa normal bir çocuk olduğumu hissetmiştim. Büyülerden ya da tılsımlardan uzakta sadece eğlenen bir çocuktum. Omuzlarıma binen ağır bir sorumluluk yoktu.

Ya da üstlenmem gereken roller yoktu. Sadece ben ve arkadaşlarım vardı. Olabildiğine çocuk ve de bir o kadar da bunun için ceza alacağıma adım kadar emin olsam da hürdüm.

Minseok, bindiğimiz dönme dolaptan aşağıdaki insan seline bakarken, birden kolumu çekiştirmeye başlamıştı.

"Kai bak, o çadırın önü neden bu kadar kalabalık? Bizde gidip bakabilir miyiz? Hadi inip bakalım."

Demişti zapt edemediği bir heyecanla. Ona olmaz demem için hiçbir sebebim ya da gerekçem yoktu.

Diğerleri de aşağıda olup bitenleri görmek için adeta dönme dolabın ucuna yapışmışlardı. Dönme dolap turunu bitirip de aşağıya inince, Minseok önde ve diğerleri de hemen onun peşi sıra kalabalık çadırın önüne doğru yürümeye başlamıştı.

Çadıra yaklaştıkça içimde beliren ve beni gerçekten de huzursuz eden bir his vardı. Nedenini bilmiyordum. Buna rağmen ayaklarım sanki benden bağımsız hareket ediyormuşçasına çadıra doğru ilerliyordu.

Megar her zamanki hilebazlığını burada da göstermekten çekinmedi. Küçük bir "Defet" büyüsüyle, çokta şaşırmadığım bir şekilde, sıranın en önüne geçmiştik.

Minseok ve Jongdae ağzı resmen kulaklarında bir keyifle, dışında hiçbir ibare belirtilmeyen ya da yazı yazılmamış olan çadırın hemen kapısının önünde sessizce bekliyorlardı.

Merak duygusu öyle bir duygudur ki, sizi rezil de edebilir, vezir de. Tamamen öğreneceğiniz şeyin kalitesiyle alakalıdır.

Sanırım, en az onlar kadar meraklı ve hevesliydim. Bu gizemli çadırın biz karnavaldan adımımızı attığımız andan beri olmadığının dördümüzde farkındaydık. Yine de merakımız her şeyin önüne geçiyor ve bize aptalca diyebileceğim bir cesaret veriyordu.

Yıldız TOZUWhere stories live. Discover now