23.Bölüm - Teklif

688 72 28
                                    

YN: Herkese Hayırlı Bayramlar...

Yaşadığımız her andan, her dakikadan ve de her saniyeden inanılmaz keyif almış, zevkin ne demek olduğunu onunla gerçek anlamda tatmıştım.

Yüzü benden santimlerce ötede, gözlerimin içine bakarak yüz üstü uzanıyordu. Dudaklarındaki gülümseme o kadar güzeldi ki, oracıkta öleceğimi bilsem bu anı hiçbir şeyle değişmezdim.

Derin bir iç çektim. Burunlarımız birbirine değene kadar ona iyice yaklaştım. Önce yanağına, sonra da şakağına birer öpücük bıraktım.

"Yorgun musun?"

Sesim boğuk çıkıyordu. Gerçi yoğun ve dolu dolu geçen iki günün ardından boğuk çıkması çok normaldi. İkimizde ne yemek yemek, ne de bir şeyler içmekle ilgilenmemiştik. Birbirimize o kadar açtık ki, diğer dünyevi ve de insani şeyler ikinci planda kalmıştı.

Şimdi ise birbirimizin gözlerinin içine su misali akarken, sonsuzluğumuz için güzel bir başlangıç yaptığımızı hissediyordum.

Defalarca, durmaksızın birbirimizin olmuştuk. Belki de birbirimize bu kadar aç ve tutku dolu olmamızın sebebi, bir asırdır bunu bekliyor oluşumuzdu.

Şikâyetçi değildim. Nasıl olabilirdim ki, Kai'yi kollarımın arasına almak, onun olmak, yarım ruhumun tamamlanmasına yetmişti.

Bunca zaman beklediğimize değdiğini biliyordum. Belki de bu yüzden bu kadar mutlu hissediyordum.

"Sanırım biraz... Galiba birazda acıktım Hun."

Haklıydı. İkimizde ruhumuzun ve bedenimizin açlığını doyurmakla o kadar meşguldük ki, onunla yeterince ilgilenememiştim.

"Şimdi sana kendi ellerimle kahvaltı hazırlarım ama önce gel beraber duş alalım."

Beni ikiletmeden yavaşça yataktan kalkmış ve elimden tutarak onu yatak odasının hemen yan tarafına açılan kapısından geçirerek, banyoya sokmama izin vermişti.

Bir tarafı tamamen camdı. Dışardakiler bizi göremeseler de, manzara açısından biz daha şanslıydık.

Kai ile birlikte el ele duş kabinine girdik. Suyu açıp ayarladığımda bile elimi bırakmamış bana daha çok sokulmuştu.

"Hep bu anı yaşayıp yaşayamayacağımızı düşünmüştüm."

Hafifçe gülüp onu da kendimle birlikte suyun altına çektim. Ne demek istediğini elbette ki biliyordum. Ruhlarımız birbirine bağlı olduğu için onun ne hissettiğini anlayabiliyordum.

Yanında olamadığım her anın acısını çıkartıp, bunu ona telafi edecektim. Bu yüzden kenarda duran şampuandan bir miktar alıp saçlarını yıkamaya başladım.

"Bizim dışımızdaki insanların, sevgilileriyle yaptıkları şeyleri mi yapmak istiyorsun Kai?"

Tatlı bir şekilde başını sallamıştı. Saçlarından kurtulan küçük bir tutam köpük köprücük kemiğinin üzerine düşmüş, oradan da göğsünün üzerine doğru kaymaya başlamıştı.

İtiraf etmeliyim ki, birlikteliğimizin ilk anından beri her hareketi beni deli gibi tahrik etmeye yetiyordu.

Yine de sabırlı olmalı ve biraz olsun ona zaman tanımalıydım. Büyüler bile bir neticeye kadar bizi dinç tutsalar da, asıl ruhunu yormaktan korkuyordum.

Her ne kadar onun da beni istediğini bilsem de gücünü korumak için dinlenmeli ve yemek yemeliydi.

Saçlarını yıkarken, o da benim saçlarıma şampuan dökerek işimizi hızlandırmıştı. Bir birimizi sabunlayıp tamamen arındıktan sonra, temizlenmeyi bitirmiştik. Bana bakıp kocaman gülümsedi.

Yıldız TOZUUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum