14.Bölüm - Kehanet Kitabı

799 112 22
                                    

YN: Herkese Hayırlı Bayramlar :)

Not: Umarım beklediğinize değen bir bölüm olmuştur.

Keyifli Okumalar...



**Kai**

Sehun, hiç birimize bir şey söylemeden Bilge āwak'ī takip edince, ister istemez tedirgin olmuştum. Sanki Sehun bizim bilmediğimiz bir şeyler öğrenmişti ve bu nedenle de onların yanında olabildiğine rahat davranıyordu.

Lu Han bile olanları garipsemiş görünmüyordu. Onu Kris'in kucağından iyileştirmek amacıyla almaya geldiklerinde Kris resmen kıyameti kopartmıştı. Lu Han'ı bırakmak istemiyordu.

Ben nasıl Sehun'u bırakmak istemiyorsam, Kris'de bu konuda kargaşa çıkartmaktan kaçınmıyordu.

Adının az önce Sehun, Bilge ile giderken öğrendiğim Pacem, yanıma gelmiş ve Lu Han'ı, Kris'in kucağından alıp iyileştirmeleri için götürmek üzere iki kişiye başıyla çabuk olmalarını işaret etmişti.

Diğer iki yabancı hızla ve Kris'i umursamadan Lu Han'ı kucaklarına almış ve yanlarından ayrılmışlardı. Kris koşarak peşlerinden takip ederken bile umurlarında değilmiş gibi ilgisizlerdi.

Onlar yanımızdan ayrılırken Pacem hâlâ yanımdaydı. Ona sormak istediğim çok fazla soru olsa da, beni cevaplayacağından yüzde yüz emin değildim. Her nasılsa benden pek de hoşlanmışa benzemiyordu.

Nedenini bilmiyordum. Yine de bunun bizimle ilgisi olduğu çok açıktı. Sehun'a ve Lu Han'a davrandığı gibi bana ve Kris'e pekte hoş davrandığı söylenemezdi.

"Benden hoşlanmadığını düşünmekte haksız sayılmam öyle değil mi Pacem?"

"Senden hoşlanmıyor değilim. Sadece gözlerini açmanı bekliyorum."

"Ne konuda?"

"Ne konuda olduğunu pekâlâ da biliyorsun. O kutsal biri ve sen hislerin konusunda net değilsin."

Pacem'in direkt olarak yüzüme karşı söylediklerinin beni sarstığını kabul etmeliyim. Ama hislerimin net olmadığını söylerken kesinlikle yanılıyordu.

"Hislerimin net olup olmadığından nasıl bu kadar emin olabilirsin? Benim hakkımda hiçbir şey bilmediğin halde ona karşı hissettiklerim konusunda nasıl bu kadar kesin konuşabilirsin?"

"Aslında kesin konuşmuyorum. Sadece seni deniyordum ve testi geçtin."

"Ne?"

Ne testinden bahsettiğini bilmiyordum. Sanırım bir nevi ağzımı arıyordu. Yöntemini tuhaf bulsam da, bakışlarının ve yüz ifadesinin değiştiğini görmüştüm.

"Gel sana temizlenmen ve dinlenmen için yer göstereyim."

Bir anda Pacem'in ılıman davranışlarına şaşırsam da, onu geri çevirecek durumda değildim. Gerçekten çok yorgundum ve söylediği gibi yıkanmaya ihtiyacım vardı.

"Teşekkür ederim."

Teşekkür etmemle birlikte yüzünde minik bir tebessüm oluştuğuna yemin edebilirim. Üzerinde fazla durmadan beni yönlendirmesine izin verdim.

Aklım sürekli Sehun'daydı. Bilge ile gittikleri yöne baksam da, tam olarak nerede oldukları hakkında bir fikrim yoktu.

Sehun tüm zihnimi işgal ederken, Pacem'in, banyo olarak adlandırdığı yere girdim.

*-*-*-*-*-*-*

*Sehun*

Kai, Lu Han ve tabi ki Kris'i, Pacem'e emanet ederek Bilge'nin peşinden giderken, aklımda olabileceklerin hepsi belirmeye başlamıştı bile.

Yıldız TOZUWhere stories live. Discover now