5.Bölüm - Sehun

1.1K 132 47
                                    

~Sehun~

Gözlerimi ilk açtığımda, görmeyi beklediğim şey, kesinlikle Kai'nin bana endişe ve ilgi dolu bakışları değildi. Gözlerimi doğru gördüğümden emin olmak için birkaç kez kırpıştırsam da, hayal görmediğimi anlamama yetmişti.

"Sehun! İyi misin? Bir yerin ağrıyor mu?"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Sehun! İyi misin? Bir yerin ağrıyor mu?"

"İ-İyiyim?"

Yıllardır çocuksu ve şefkatli bakışları hiç değişmemişti. Şimdi de aynıydı. Üzerime eğilmiş, yüzümde varlığını sızlamaları sayesinde fark ettiğim yaralarıma bakıyordu. Onu incelerken, odada ikimizden başka birinin daha varlığını hissetmiştim. Yattığım yerden zorlanarak doğruldum ve başımı Kai'den yavaşça kurtararak sağ tarafıma baktım.

Lu Han kendi yatağının üzerinde oturmuş korkuyla bana bakıyordu. Acaba beni görmüş müydü? Eğer öyleyse bu korku dolu bakışlarını çok iyi açıklıyordu..

En son istediğim şey fark edilmekti ve ben bunun olmasını istemiyordum. Benim elimde olmayan bir şey için ona nasıl bir açıklama yapabilirdim ki?

Fakat Lu Han sanki ne düşündüğümü anlamış gibi, hızla yerinden kalkarak yanıma gelmiş ve bana sıkıca sarılmıştı. Nedense rahatlamıştım. Çünkü Lu Han'ın inanılmaz pozitif bir aurası vardı ve belki de ilk defa birine karşı normalde hissettiğim paranoyakça duygular onun yanında resmen kayboluyordu.

Daha İki gündür tanışıyor olabilirdik. Ya da ben her ne kadar ona kendimle ilgili bir şey anlatma ihtiyacı hissetmesem de, ondan gerçekten hoşlanmıştım. İnsanların arkadaş olmak isteyeceği tipte biriydi.

"Beni ne kadar endişelendirdiğinin farkında mısın? Neden bir şey söylemeden gittin? Yüzündeki bu yaralar, bunu sana kim yaptı?"

Sorular, sorular ve sorular... Kai'nin de bu soruların cevaplarını deli gibi merak ettiğini tahmin etmeme gerek yoktu. Çünkü biliyordum.

Yıllardır onunla ilgili her ayrıntıyı istemsizce bilirken, bunu da biliyordum. Dile getirmese bile, bakışlarını görmek bile haklı olduğumun bir işaretiydi.

Kai'yi tanımlamam gerekirse, hani ezgisini ve tınısını bilmenize karşın, sözlerini bilmediğiniz fakat yine de ısrarla eşlik etmek istediğiniz bir şarkı gibiydi. Ona eşlik etmek istiyordum. Ama nasıl yapacağım konusunda hiçbir fikrim yoktu.

Lu Han'ın sarılmasına zayıfça karşılık verirken bile Kai'nin üzerimdeki bakışları ayrılmamıştı.

"Önemli bir şey değil, sadece birkaç serseri Trol'e denk geldim."

"Peki, kimseye haber vermeden neden Akademi'den ayrıldın?"

Kai gözlerini gözlerimin içine dikmiş içtenlikle sorarken, tek yapabildiğim patlamış dudağıma rağmen gülümsemekti.

Yıldız TOZUWhere stories live. Discover now