26.Bölüm - Seni Seviyorum Sonsuzluğum (Final)

955 81 19
                                    

Medya: Zara Larsson - Uncover

*Kai*

Heyecanım için birden ona kadar bir sayı vermem gerekse, bu 11 olurdu. Çünkü aşırı heyecanlıydım. Sehun ile evlenme düşüncesi beni sarsıyordu. Hem de beni allak bullak edecek, sersemletecek kadar.

Ren'in bana Shangri La'ya Sehun'la birlikte, ayak basar basmaz, yönelttiği bakışlar sayesinde, gerçekliğinin farkına varmıştım.

Bu çocuğun beni sevmesi için ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Eskisinden de sert olan bakışları beni tedirgin ediyordu.

Bunu Sehun'a elbette ki söyleyemezdim. Netice de aralarındaki bağ çok güçlüydü ve ben onu üzmek istemiyordum.

Şu anda Sehun ile birlikte arınma odasında yıkanırken, hemen yan odamızda Ren, Luhan ve Kris vardı. Tabi birde Sehun'un dünyada ki yardımcısı Lay'de törene katılmak için buradaydı.

Sehun, bacaklarımın arasında sırtı bana dönük suyun içinde oturuyordu. Onu gümüşi pırıltıları olan suyla yıkarken, gözleri kapalı başı omzuma yaslıydı.

"Ne düşünüyorsun Kai?"

Ani sorusuyla beni şaşırtmıştı. Gerçi buna alışmam gerekiyordu. Beni hissediyor ve düşüncelerimi biliyordu. Endişelerimi onunla paylaşmam gerektiğinin farkında olarak iç çektim.

"Ren... Birlikte yaşayacağımızı söylediğini biliyorum. Buna kesinlikle karşı değilim. Sadece benden nefret ederken, bunun nasıl mümkün olabileceğini sorguluyorum."

"Öncelikle o senden nefret etmiyor. Sadece biraz fazla sahiplenici bir çocuk. Sana alışacaktır. Buna o da istekli emin olabilirsin."

Başını çevirip dudaklarıma sıcak bir öpücük bıraktığı anda gevşeyip rahatladığımı hissediyordum.

Sehun'u, Pacem ve yardımcılarının öğrettiği şekilde yıkamayı bitirmiştim. Şimdi sıra ondaydı.

Yerlerimizi değiştirip bacaklarının arasına oturdum ve sırtımı göğsüne dayadım. Avucuna doldurduğu gümüşi sudan önce saçlarıma damlattı. Sonra sırasıyla gözlerime, dudaklarıma, boynuma ve köprücük kemiklerime döktü.

Tekrar avucuna doldurduğu suyla bu sefer kollarımın üzerini ıslatmaya başladı. Her ıslatma işleminden sonra şakağıma küçük bir öpücük bırakıyordu.

Gözlerimi kapattım ve sırtımın hemen altında, huzur verici bir şekilde atan kalbin ritmine kendimi bıraktım.

Bir süre daha bu şekilde beni yıkamaya devam etti. İşini bitirince aynı anda büyülü sözleri söylemeye başladık.

Kalplerimiz gibi ruhlarımız da sonsuza kadar gerçek anlamda birleşecek ve bir daha hiç ayrılmayacaktı.

İkimizde susunca bana sıkıca sarıldı. Ellerimizi iç içe geçirdiğinde ikimizin de sol el bileklerimizde ve sol göğsümüzün üzerinde, birer yıldız damgası belirmişti. Önce ki hayatımızda olduğundan daha belirgindi. Yıldızlarımızda ki tek fark, iki yıldız izimizde de yani bileğimizde ve göğsümüzde ki yıldızların içerisinde, birer sonsuzluk işaretinin bulunmasıydı.

Yüzümde ki gülümsemeye engel olamıyordum. İlk ritüeli tamamlayarak, birlikte ayağa kalktık. Hemen taş bankın üzerinde duran tören kıyafetlerimizi giyinmeye başladık. Hava kararmış ve ay yakında en uygun konuma gelerek bizi yıldızların altında kutsayacaktı.

Siyah üzerine gümüş simlerle işlenmiş üç parçalı kıyafetlere baktım. Hem modern, hem de fazlasıyla alışılmadık görünüyorlardı. Siyah pantolonumu çıplak tenime giyerken, Sehun'un beni bakışlarıyla süzdüğünü biliyordum.

Yıldız TOZUWo Geschichten leben. Entdecke jetzt