⚜️9⚜️

51.5K 2.8K 102
                                    

Güzel bir bölümle daha karşınıza gelmeye çalıştım. Umarım seversiniz.

Bu bölümü de yine mesaj ve yorumları ile beni motive eden bir okuruma ithaf ediyorum. Hep benimle kalın.

Sevgilerimle.

***

Buğlem Demir'in sözleri karşısında hem şaşırmış hem de utanmışa benziyordu. Genç adam karısına biraz zaman yaratmalıydı bu yüzden odadan çıkmak için en iyi bahaneyi bulmuştu. Kardeşinin yanına gidip küçük cimcimesini görecekti. Aklının burada kalacağını bilse de kardeşine duyduğu özlem duygusuna ket vuramamıştı. Hem biraz daha Buğlem'le aynı yatakta duracak olursa rüyasındakileri gerçeğe çevirmek için tetikte bekleyen bedenini durduramayacaktı

"Ben Cemre'nin yanına gidiyorum. Sende bu sırada hazırlan güzellik yüküm. Yirmi dakika sonra burada olacağım." dedi ve yataktan kalktı Demir.
Odasından çıkıp merdivenleri inerken kendi kendine homurdanıyordu.

"Aferin sana Demir. Daha ilk geceden infilak seviyesine geldin. Bakalım sevgili karını kendini aşık edene kadar kaç gece daha içinde çakacak o şimşekler. Hayatının soğuk sular evresine hoş geldin." dedi kendine kızarak. Bundan sonra bir süre tek sığınağı buz gibi sular olacak gibi gözüküyordu.

Cemre'nin odasının önüne gelince usulca kapıyı açtı. Kız kardeşi kocaman yatağında üstünü yine açmış şekilde yatıyordu. Annesinden aldığı simsiyah saçları beyaz yastığın üstüne dökülmüştü. Demir kardeşine duyduğu şefkatle yatağa yürüdü. Kardeşine olan özlemi bambaşkaydı.. Annesinin tek emaneti, Demir'in tek gerçek servetiydi düne kadar. Dün o gerçek servetin eksik parçasını tam anlamıylabulmuştu Demir. Karısı... Artık o da Demir'in vazgeçilmeziydi.

Yatağın kenarına oturup kardeşinin saçlarını okşamaya başladı. Ancak Cemre'nin böyle uyanmaya niyeti yoktu. Aklına çocukluklarındaki uyandırma taktiği geldiğinde şeker görmüş bir çocuk gibi gülümsedi. Ne kadar büyürlerse büyüsünler hala birbirlerinin yanında çocuk oluyorlardı. Demir yataktan kalkıp yatağın ucuna geçti ve küçük yaramaz bir çocuk gibi kardeşini ayaklarının altından gıdıklamaya başladı. Cemre çığlık atarak uyanmıştı. Bunu bu evde kendisine yapabilecek tek bir kişi vardı. Sevgili abisi...

"Abi..." diye bağırdı. Ancak Demir onun muşmula yemiş gibi ekşittiği yüzüne bakarak kahkahalar atıyordu.

"Ya abi kazık kadar, evli barklı adamsın. İnsan böyle mi uyandırılır." dedi.

Başucundaki sudan bir yudum içti. Hiçbir şey olmamış gibi sırıtan abisine bakarken iyice gıcık olmuştu.

"Birde gülüyor. Allah yengeme sabır versin." dedi. Gece Emir, şimdi abisi bir rahat uyutmamışlardı.

"Allah yengene beni verdi. Başka da bir şeye gerek yok. Hadi uyan. Babam tam saatinde herkesi kahvaltı masasında görmek ister." dedi Demir. Kız kardeşinin alnına içindeki şefkatin taşan küçücük kısmıyla bir öpücük bıraktı.

"Sonra da belki özlem gideririz abi kardeş. Tabi yengem bırakırsa... Hem yeni evlendiniz hem de bulmuş senin gibi adamı bırakır mı hiç?" dedi Cemre. Abisini her şeye rağmen çok seviyordu.

"Bırakmaz tabi. Hadi canım sen hazırlanıp in. Yengeni almaya gideyim bende." dedi ve kardeşine göz kırpıp odadan çıktı. Kardeşi her yenge dediğinde aklı yatak odasındaki karısına gidiyordu.

Yatak odasına girdiğinde Buğlem neredeyse hazırdı. Kolları kesik bir bluz ile siyah, ince bacaklarını tamamen saran, dar bir pantolon giymişti. Bu kızın güzelliğini her gördüğünde beyninden vurulmuşa dönüyordu Demir. Aklına radyoda dinlediği bir şarkı düşmüştü. Islıkla şarkıyı çalmaya başladığında Buğlem ona döndü gülümseyerek. Demir daha büyük bir gülümseme ile elini uzattı.

ANLAŞMALI GELİN•GELİN SERİSİ 1•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin