⚜️17⚜️

20.1K 1.2K 98
                                    

2.5 Bölüm uzunluğundaki kayıp bölümü buldum. Keyifli Okumalar

***

Kırmızı... Tutkunun değişmez asil rengi, aşklarının arka fonu, gecelerine sinen renkti Demir için. Seviyordu o rengi ta ki az önceye kadar. Şimdiyse karısının üzerindeki kırık beyaz elbisenin üzerinde bir daire oluşturarak gitgide büyüyen bu rengi gördükçe kalbi sanki yerinden sökülüyordu. Karısının ince belini kalın kollarının arasında sararken ellerine bulaşan kana aldırmadı.

Önde sürücü koltuğunda arabayı süren Emir'e dönerek yüksek bir sesle ve içindeki acının etkisiyle bağırdı. Kalbinde büyük bir yangın taşırken etrafa sıçrayan kıvılcımları umursayamazdı.
"Emir şu lanet arabayı daha hızlı sür. Sanki Şahin var altımızda."

Şu anda başlarına gelen felaketi de düşünecek hali yoktu. Babasının her şeyi öğrenmesi bile karısının ve varlığını daha birkaç dakika önce kız kardeşinin ağzından öğrendiği bebeğinin sağlığından önemli değildi. Kanın bulunduğu alan genişledikçe ve güzel karısının bilinci açılmadıkça tedirginliği artıyordu. Kadının tatil sayesinde biraz bronzlaşmış teni kan kaybettiği için yine soluklaşmıştı. Demir'i kor alevlere çeviren sıcak bedeninin ısısı düşmüştü ve ne yazık ki genç adam karısının bedenindeki bu değişimlerin farkındaydı. Karısının soğuk alnına küçük masum bir öpücük bıraktı.
"Beni bırakma kar tanem. Beni bugün bırakma sevgilim. Bu gün zindan zaten bana, sana da bir şey olursa nefes alamam bir daha."

Aileye ait özel hastanenin kapısına geldiklerinde bir düzine doktor ve hemşire kapıda hazır halde bekliyordu. Demir karısını kucaklayıp kapı önünde bekleyen sedyeye yatırdı. Sedye götürülürken Demir çaresizce olduğu yere çöktü. Karısının elleri üşüyordu ve ısıtması lazımdı o elleri. Nefesi kesilmiş gibiydi, tıpkı atak geçiren bir sara hastası gibi titriyordu. Nefes alamıyor aldığı her nefes kalbinin üzerine kara bulutlar gibi çörekleniyordu. Ellerini yumruk gibi sıkmış beyaz mermerin üzerine koymuştu. Bembeyaz karolara elindeki kan geçmişti. Sırtını yasladığı duvar olmasa yıkılır giderdi. Gözünün önünde onunla yaşadığı birkaç haftanın görüntüleri vardı.

Emir ve Cemre onun bu perişan hali karşısında elleri kolları bağlı bakakalmışlardı. Dağ gibi bir adamın yıkılışını gözleriyle görmek ikisi içinde sarsıcıydı. Birinin abisi, diğerinin yol arkadaşıydı.
"O gerçekten hamile mi?" dedi fısıltıyla Emir. Demir'in perişan hali karşısında kapana kısılmış bir fare gibi çaresizdi ve bu canını çok sıkıyordu. Genç kız yalnızca başını olumlu anlamda salladı konuşacak gücü bulmak için biraz beklemesi gerekmişti.
"Buğlem neredeyse emindi. Yarın buraya gelip test yaptıracak sonra abime söyleyecekti. Onlar gerçekten... Gerçekten sahte bir evlilik mi yaptılar?"

Demir yan tarafında konuşulanları duyacak halde değildi, ellerindeki kırmızımsı lekelerin karısının bedeninden döküldüğünü hatırladıkça nefessiz kalıyordu. Onun meleği, gökyüzünün tek yıldızı, hayatının yegane güneşi içeride hem kendi canı hem de ikisine ait bir parçayı korumak için savaşıyordu. Babasının sözleri beyninin içinde yankılanıyor, kulağı bir vertigo hastasıymışçasına uğultularla doluyordu.

Emir onun karşısına çöktüğünde bir süre ikisi de sustu. Demir korkak bir adam değildi ama hayatında ikinci kez çok korkuyordu ölümden. Gözünden yaşlar akarken açmadı hiç ağzını. İçinde biriken zehri akıtmak istemedi karısına aşk sözleri fısıldadığı dilinden. Kelimelerinin hepsini birkaç damla kan alıp götürmüştü.
"İyi olacak." Demir'in dudakları bir an için hareket etse de yeniden ifadesizleşti. Annesinin boşluğunu dolduran kadını kaybedemezdi. Kalbini elleriyle teslim ettiği iki dünyasının da kraliçesini, gönül mührünü kaybedemezdi.

ANLAŞMALI GELİN•GELİN SERİSİ 1•Where stories live. Discover now