•Özel Bölüm 2•

31.5K 1.7K 174
                                    

Merhabalar. Özel bölüm ile geldim çünkü bunun iki nedeni var. Biri son birkaç bölümdür çok üzüldük. Biraz da gülümseyelim. İkincisi de bugün gördüğüm sıralama beni çok mutlu etti. Aylardır ilk yüzdeyiz. Umarım finale kadar da bu böyle devam eder. Bu özel bölüm hikayenin ana zamanından yıllar sonrasında geçmektedir. Spoi içerir mi birazcık... Finalden sonra bu bölümü sona taşıyacağım :D 

Multimedyadaki şarkıya bu ara taktığım doğrudur.

❄️❄️❄️❄️❄️

"Demir... Sahip ol şu oğluna tutturdu Prensese bineceğim diye hayvancağız hasta.. " diye bağırırken bir yanda çiftliğin her yerinde kocasını arıyor bir yandan da kocaman olmuş karnını tutuyordu. Minik kızlarının tekmelerinin etkisi şiddetli bir deprem gibi sarsıcı ve hissedilir derecedeydi. Tekrar seslenecekken kocaman karnına sarılan iri kollar onu sert bir gövdeye çekip yapıştırdığında kıkırdadı. Burnuna dolan erkeksi koku genç kadının tüm sinirini almıştı. Vücudu bu adama değdiği an suflenin içindeki çikolata kıvamına geçiyor adeta kalbi eriyordu.

"Benim minik Bulut'umla alıp veremediğin ne senin hatun? Hem doğuma şurada iki ay kaldı kalmadı neden ayaktasın?" diye sorularını arka arkaya sıralarken karısının boyun girintisine dudakları ile aşk mühürleri bırakıyordu. Buğlem'in ikinci hamileliği ilkinden daha güzel ve özel geçmişti. Demir iki hamileliğinde de genç kadının üzerine titriyordu. Bu sefer bir de Demir'in arzusu gerçekleşmişti. Buğlem karnında ikiz kızlarını taşıyordu. Bu yüzden de daha nazlıydı. Her tavrının altında bir işve, bir cilve gizliydi.

"Kızların hareketli, oğlun onlardan daha hareketli Demir ben ne yapayım?" derken dolgun pembe dudaklarını elinden oyuncağı alınmış çocuk gibi büzmüştü. Demir onu öpmemek için kendini zor tutuyordu. Buğlem sözlerine daha doğrusu nazla sızlanmalarına devam ediyordu.

"Oğlunla başa çıkamıyorum. Sabah Güneşi ile Prenses menajda gezerken gördü. Tutturdu bineceğim atıma diye de seyis bu sabah söyledi daha zavallı at hastaymış. Dinlenmesi gerekiyormuş." dediğinde gülümsedi kocası.

Hayatının anlamını katan kadın kendisine söylenirken bile ona hala ilk günkü aşkla bakıyordu. Çiftlikteki büyük mangal partisi Demir ve Buğlem'in beşinci evlilik yıl dönümü şerefine veriliyordu. Birbirlerine hala aşkla bakan çift her sene daha da çok sevseler de bu sene iki kat birden artmıştı aşkları.

"Dadısı Bulut beyi alıp banyoya soktu. Birazdan bizimkiler de gelir hadi hazırlanıp misafirlerimizi karşılayalım." derken karısının kollarının arasından çıkıp ellerini tutmasını sağlamıştı. Bu kadını kalbine silinmez bir aşk mürekkebi ile yazmıştı. Buğlem sımsıkı tuttuğu eli bırakmadan yüzünü kocasına döndü. Hamilelik hormonları yüzünden daha hassas ve ağlamaya daha meyilliydi.

"İyi ki o kadın seni o evliliğe zorlamış yoksa şu an senin elini tutuyor olmazdım. Yakındığım oğlum, doğmalarını heyecanla beklediğim kızlarım olmazdı. Sen bana dünyadaki en büyük mutlulukları verdin Demir. Melike şu an sağlıklı, mutlu. Üniversite mezunu ayağı yere sağlam basan bir kadın oldu. Bu evlilik bizim kaderimizi değiştirdi."

Ne dese eksik kalacaktı o an. Demir tüm sözleri söylemek yerine karısının alnından öptü. Birbirlerinin alın yazısı oldukları için her gün şükrediyordu.

Kocaman bir masanın etrafında toplanmış on kişi bir yandan sohbet ediyor bir yandan da Demir'in ev sahibi olarak pişirdiği leziz etlerin tadını çıkarıyorlardı. Çocuklar bahçede oynarken sesleri herkese neşe veriyordu. Hele ki Buğlem üç canlı olduğu için bir de kocasının hazırladığı muhteşem lezzetteki özel marine edilmiş etleri yemeyi sevdiği için çifter çifter ağzına atıyordu lokmaları. Feyza önündeki antrikotları Buğlem'e uzatırken kıkırdadı.

ANLAŞMALI GELİN•GELİN SERİSİ 1•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin