⚜️13⚜️

42.2K 2.3K 163
                                    

Bölüm ithafı her zaman yanımda olan desteğini esirgemeyen Yaren'ime.

Selamlar, sevgiler.

Canlarım bir kez daha Facebook grubumuzu hatırlatayım. Bölüm alıntıları, afişler, spoi niteliğinde gelecek sahneler hakkında resimler ilk olarak orada yayınlanıyor. Periden Masallar Hikayeleri yazarsanız bulabilirsiniz.

Bölüm Playlist: Eflatun&Burcu Güneş- Çıkmaz Sokaklar

❄❄❄❄❄

Dur Demir. Ne olur dur..."

Bu sözü duymasıyla elini daha birkaç salise önce ulaştığı cennet yuvasından çekip usulca kızın yüzüne, yanağının kıyısına getirdi genç adam. Durumu şu an vahim, içi biraz buruktu. Yerinden hayli memnun olan yüzünü de güçlükle kaldırdı ve karısının yüzüne baktı. Gözlerinde pişmanlık görme ihtimali onu ürkütüyordu. Fakat tek gördüğü ilkleri yaşamanın yarattığı belirsizliğin doğurduğu korkuydu.

Buğlem göğüslerine gömülen yüzünde yavaşça kalkmasıyla kocasının hayal kırıklığı içindeki bakışlarını gördü. Böyle bakmasını hiç sevmemişti. Ona kalsa Demir'in gözlerinin içi hep gülmeli, gözleri ışıl ışıl parlamalıydı. Derin bir nefes almaya çalıştı. Şimdi konuşmalıydı, ona bir neden sunması lazımdı. Demir anlayışlı bir adamdı, yine anlardı. Kocasının gerçeği gözlerinden anladığını bilememişti o an.

"Ben... Ben hazır değilim. Şeye, yani oraya dokunmana. Utanıyorum ben hâlâ. Sadece bunlarla yetinsen bu günlük..." derken eli adamın siyah saçlarına gitmiş onun başını yeniden göğüslerine yaslamıştı.

Kalın, erkeksi dudaklarını sızlayan göğüs uçlarında hissetmek istiyordu. Buna hem kendisinin hem de onun ihtiyaç duyduğunu hissediyordu.

Demir derince bir nefes aldığında karısının göğüs oluğundan yayılan mis gibi yasemin kokusu genzine doldu. Karısına dokunmak, onunla bir bütün olmak isteyen bedenini ancak karısına karşı duyduğu aşk ve şefkat durdurabilirdi. Kokunun ana kaynağına aşk kokan bir öpücük kondurdu. Sonra da dudaklarıyla sevdi karısını. Elleri belinden öteye gidemese de, yetmeyeceğini bilse de dayanmaya çalıştı.

***

Sonunda alışverişini bitirmişti Sümeyye Hanım. Cemre'nin içine saldığı korkuların verdiği neşeyle alışverişe çıkmıştı. Gezerken gözü yandaki vitrine dalmıştı ve önündeki taşı görememişti. Ondan sonrası bir toz ve gaz bulutuydu.

Gözlerini açtığında burnuna steril hastane kokusu dolmuştu. Bembeyaz duvarları olan bir hastane odasında yine beyaz bir odada yatıyordu. Biraz daha bakarsa beyaz zehirlenmesi geçirecekti. Gözlerini kapattıktan birkaç saniye sonra abisi ve oğlunun tEdaşlı sesini duydu. Gözlerini tekrar açtığında gözü tavana doğru yükseltilerek asılmış ayağına takıldı. Acısını o an için hissetmese de hemşirelerin koluna taktığı ağrı kesici etkisi yapan serum etkisini yitirince çok büyük acılar çekecekti.

"Annecim iyi misin?" diyen oğluna küçümser ve hoşnutsuz şekilde bakarken bir yandan da bu durumun yaşanacaksa bile evde yaşanmamasına içten içe hayıflanıyordu. Evde olsaydı bu durumu lehine kullanır, bir şekilde Cemre ya da yeni gelinin üzerine bu kazayı yıkabilirdi.

"İyi hissediyorum ama ayağım neden bu durumda?" dediğinde Kasım Bey öksürerek söze girdi.

"Ayak bileğini kırmışsın, bacağında da doku zedelenmesi varmış bir de başını çarptığın için kafa travması ihtimali ile tomografi çekilmiş ama iyisin." dediğinde rahatladı Sümeyye Hanım. Kasım Bey'in sözü bitmemişti.

" Bu akşam burada müşahede altında kalacaksın. Yarında uçağa kadar tekerlekli sandalye ile seni götüreceğiz. Ev içinde de sana yardımcı olması için bir hemşire tutarız." diyen abisini onayladı.

ANLAŞMALI GELİN•GELİN SERİSİ 1•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin