İçimdeki korku

11.3K 512 28
                                    

Merhaba benım guzel okuyucularım. Bölüm biraz geç kaldı ama kusura bakmayın arkadaşlar. İnternetim bitti ve bayram haftasından dolayı yayınlamadım. Ve arkadaslar yorum ve wote çok düşük. Bu yuzden bölümler geç geliyor. Lütfen yorumlarınızı ve oylarınızı eksık etmeyın.

İyi okumalar...

Bazı unutumaz anlar vardır ya..
Ha işte suan bir unutulmaz anım daha olmuştu... Her anımız unutulmazdı zaten.

Zaten nasıl unuturdum onun dokunuşunu...  Ya da öpüşünü.. Aslında onunla olan hiç bir şeyi unutamazdım.

Ait olduğunuz insanın gözlerine baktığınızda kalbiniz hızlanıyorsa zaten unutamazsınız. İşte ben öyleyim.

Yigit'e her bakışımda, öpüşümde içimde atan o mutlulukla savaşan başka bir ben vardım.

Öyle bir mutluluktayım ki gözlerimi kapattığımda açmaktan korkuyordum. Onu kaybetmek istemiyorum. Aslında bunu düşünmek bile istemiyordum. 

Düşüncelerimden ayrılıp dizlerime uzanıp uyuya kalmış adama baktım. Aşık olduğum adama...

Bana böyle bir gece yasatan adama.

Sahneden inişimi hatırladığımda gülümsedim. Beni öperek yere indirdikten sonra dudaklarımızı ayırmıştı.
Bana söylediği söz hala kulaklarımdaydı.

"Sahneye çok yakışıyosun. " demişti. Söylediği söz beni gülümsetmişti. Yapamayacagımı düşündüğünü sanıyordum.

Ona verdiğim cevapla gülümseme sırası onda olmuştu.

" Sana daha çok yakışıyorum ama" dediğimde tekrar dudaklarını dudaklarıma bastırmıştı.

Daha sonra biraz daha eğlenip eve gelmiştik.

Egemen ve Asya uyumaya gitmişti. Bizde Yigit ile film izleyecektik ama o dizlerimde uyuya kalmıştı.

Aslında benim için en güzel film onu izlemekti. Onu sonsuza kadar izleyebilirdim.

"Beni böyle izlemeye devam edersen her gece uyurum dizlerinde. " dediğinde bakışlarımı gözlerini gözlerime kilitleyen Yiğit'e çevirdim.

Söylediği sözü hatırlayıp bir karşılık verecektim ama aklıma birşey gelmeyince inkar etmeyip,

"Benim için sorun yok."  dedim sırıtarak.

Sonra birkaç saniye bekleyip,

"Seni çok seviyorum Yiğit,  herşeyden çok.. " dedim gözlerimi kaçırıp.

Başını dizlerimden kaldırıp doğrulmuştu. Elini çeneme getirip kendine çevirdi.

" Benim sevdiğim kadar değil Nefes. " deyip başımı göğsüne çekti. Kollarımı beline sıkıca sarmıştım. Kokusunu içime çektim. Kendine özel olan kokusu beni daha da büyülemişti. Gözlerim yavaşça kapanırken kollarımı daha sıkı sardım...

İki güçlü kolların belimi ve bacağımın altından tuttuğunu hissediyordum. Gözlerimi açamıyordum. Yorgunluk tüm bedenimi esir almıştı sanki..

Güçlü kollar beni bıraktığında yerimde kıpırdandım. Yatagımda olmalıydım. Bunun rahatlığıyla daha da yayıldım. Ve kendimi derin bir uykuya bıraktım.

Gözlerime gelen ışıkla huysuzlanıp yatagımda kıpırdandım. Sonra pes edip gözlerimi açtım.

Yataktan dogrulup saate baktığımda baya geç olduğunu gördüm. Hemen kalkıp banyoya ilerledim.

Rutin işlerimi halledip dolabımın başına geçtim. Altıma siyah dar kotumu ve üzerine pudra rengindeki tişörtümü geçirdim.
Saçlarımı tarayıp odadan çıktım.

Merdivenlerden inerken evdeki sessizlik garip gelmişti. Herkes uyuyor olamazdı herhalde.

Salonda kimseyi göremeyince mutfaga ilerledim. Ama burada da kimse yoktu.

Aniden içimde bir acı olmuştu. Nasıl birşey olduğunu ifade edemiyordum. Büyük bir karanlık vardı sanki...

Mutfaktan hızla çıktıp merdivenlere koştum. Merdivenleri hızla çıkarken kötü şeyler düşünmemeye çalışıyordun. 

Yiğit'in odasına dogru hızla ilerlerken hemen kapıyı açıp içeri girdim. İçeride Yiğit'i göremeyince korkum artmıştı. Hemem odadan çıkıp bir üst kata çıkmak için merdivenlere ilerledim.

Asya'nın odasında olmasını dilerken içeriye girdiğimde aynı korku içime tohumlar serpiyordu. Bu odadan da çıkıp yanındaki Egemen'in odasına girdim ama o da burada değildi.

Odadan çıkıp kendi odama gitmek için merdivenlere ilerledim. Hiçbiri yoktu. Ya kötü bişey olduysa..  İşte bu korku bedenimi esir almıştı.

Kendi odama geldiğimde telefonumu elime alıp ilk Yiğit'in adının yazılı oldugu yere bastım ve kulağıma götürdüm telefonu.

Birkaç defa çaldıktan sonra telefon açılmıştı.

Karşıdan henüz ses gelmeden "Yiğit?"  dedim korkuyla.

"Efendim güzelim. " dediğinde derin bir nefes aldım. İyiydi. Ona bişey olma düşüncesi beni mahvetmişti.

"Güzelim iyi misin?" dediğinde korkum yerini kızgınlığa bırakmıştı.

"Hayır iyi değilim Yiğit! "

" Birşey mi oldu? "

"Çok korktum Yigit. Seni, Asya'yı, Egemen'i göremeyince çok korktum." deyip sustum.

"Haklısın güzelim ama sabah erken çıkmam gerekiyordu uyandırmak istemedim. Egemen ile Asya da birlikteler zaten. Merak etme ben 2 saate kadar gelicem. "

" Tamam ama çok geç kalma olur mu? Bide dikkat et Yiğit çünkü içimde kötü bir his var. "

" Güzelim korkacak birşey yok. Geç kalmadan geleceğim. " deyip telefonu kapatmıştı.

Telefonu arka cebıme koyup odadan çıktım. Kötü düşünmeyecektim. Ama yapamıyordum işte. Kötü şeyler olacak gibi hissediyordum. İçimdeki sesi ilk kez susturamıyordum. Asağıya inip mutfaga girdim.  Bendeki  de ne şans ama bugün yanlız kalmıştım. Meryem teyze de izinliydi. Asya da yoktu zaten eve gelince onunla ciddi ciddi konuşacaktım. Bana haber vermesi gerekiyordu.

Şimdilik düşüncelerimi bir yana bırakıp kafamı dağıtmak için buzdolabını açtım. Meyve suyunu elime alıp dolabı kapattım. Kendime bir de tost hazırlayıp televizyonun karşısına oturdum.

Kanalları istemsizce dolaşırken bir yandan da tostumdan yiyordum.

Elimi meyve suyuna uzattığımda arka cebimdeki telefonum çalmaya başlamıştı. Cebimden telefonu çıkardığımda Yiğit'in aradığını gördüm. Hemen açıp telefonu kulağıma götürdüm.

"Geliyorum güzelim yoldayım haberin olsun. "dediginde gülümsedim.

" Bekliyorum sevgilim. " deyip telefonu kapattım.

Gülümseyerek telefonu önümdeki sehpaya koyup geri çekildiğimde yüzümdeki gülümsememi silen ağzımı kapatan güçlü eller olmuştu.

Ne olduğunu anlamadan çırpınmaya başlamıştım. Ellerimi ağzımı sıkıca kapatan ellere götürdüm. Çekmeye çalışıyordum ama başaramıyordum.

Burnuma gelen kokuyla gözlerim kapanmaya başlamıştı. Bilincimi yitirirken o son ses kuşağıma dolmuştu.

"Geri döndüm Nefes! "

Mafyanın EsiriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin