GERBERA

24.BÖLÜM

Her yer kapkaranlık. 

Fırtınanın rüzgarları adeta camları dövüyor.

Genç kız ilerliyordu.İlerliyor ...Ve bir ışık gördü.İncecik,güçsüz ve solgun bir ışık.Ama yetiyor o cılız ışık karanlığın bir kısmını içine çekmeye.

Işığın sonunda bir beden gördü genç kız ve bedene doğru ilerledi.Uzun bir boyu vardı.O yaklaştıkça adam birden yere düştü.Yüz üstü düşmüştü.Kız tam dibinde durduğunda adamın beyaz gömleği kırmızının en koyu tonuna bulandı.Kız yavaşça eğildi.

Eliyle adamın başını tutup,saçlarını yüzünden çekti.Yüzü kapkaranlıktı,kanla doluydu.Yüzüne dikkatle baktı ve bir an korku,endişe ile yoğrulan ruhu sanki bedeninden çekildi.Elleri kana bulanmış,elleri arasından kayıp giden başın sahibi ölmüş bir şekilde yatıyordu dizlerinin önünde.

Çığlık atıyordu ama bu çığlıklar bir fısıltıdan ibaretti.Dudaklarından çıkan son kelime ile kalbi sanki durdu.''Ekin.''

Gözlerimi açıp,yatağın üzerinde bağdaş kurup oturdum.Elimle,ter içinde kalmış saçlarımı yüzümden çekip gözlerimden akan bir iki damla yaşı elimin tersi ile sildim, yanımda mışıl mışıl uyuyan adama baktım.Bir kolunu başının altına almış,diğer kolu ile de yastığına sıkıca sarılmıştı.Elimi kalbimin üzerinde çekip fısıldadım.''Sadece bir rüya Burçak,o iyi.''

Derin derin alıp verdiğim nefeslerim sonunda düzeldiğinde başımı Ekin'in yastığına koydum.

Fazlası ile korkmuştum.

Yastığa sarılmış olan kolunu yavaşça kaldırıp başımı sarıldığı yere koydum ve daha sonra yavaşça kolunu boynuma doladım.Başımı göğsüne iyice gömüp elimi kolunun üzerine yavaşça koydum ama sanırım onu çoktan uyandırmıştım.Uykulu bir sesle,''Kıvrışık?''dediğinde yakalanmama dileklerimin boşuna çıkmasına içimden bir küfür ettim.

''Efendim?''dedim sessizce.

''Ne oldu sana?''diyerek uykulu uykulu sorduğu soruya yavaşça güldüm.

''Rüya gördüm.''

''Peki ne gördün,anlatmak ister misin?''diye sorduğunda başımı olumsuz anlamda salladım.

''Peki o halde,iyi geceler kıvrışık.''diyerek saçlarıma dudaklarını bastırdığında kalbimde sanki bir şeyler uçuş uçuş oldu ve bu his çok değişik ve aynı zamanda da tuhaftı.

Kalbim sanki karıncalanıyor,sanki bir şeylerinde ipi kopmuşta bir uçurtma edası ile göğüs kafesimde uçuşuyorlardı.

Ekin'in düzenli nefes alış verişleri kulaklarıma dolduğunda başımı yavaşça kaldırdım.Yeni yeni uzayan sakallarına,biçimli kirpiklerine baktım bir süre.Sanki kirpiklerinin hepsi özenle yapılmış gibiydi.

Uykuya daha fazla dayanamayacağımı anladığımda başımı geri göğsüne koyarak gözlerimi yumdum.

Sabah gözlerimi ovuşturarak açtığımda mutfaktan sesler işitmiştim.Hızlıca yatağı örtüp elimi yüzümü yıkadıktan sonra dolabın karşısına geçtim.Üzerime deri taytımı ve uzun siyah bluzumu giyerek gevşekçe saçlarımı topladım.

Mutfaktan gelen sesleri öğrenmek için mutfağa ilerledim.

Melek,mama sandalyesinde oturmuş,Ekinde mutfak tezgahına koyduğu kaptakileri karıştırıyordu.

''Babacığım,sanki bunun unu az oldu.Malum senin annen aşçı da,baban pek beceremez güzelim.Sonra laf etmesin huysuz annen.''dediğinde gülerek kaşlarımı çattım.Yalandan öksürdüğümde Ekin'in kolunu un paketine çarptı ve tüm un,siyah halının üzerine dağıldı.