14. Bölüm - "Terk Edecek Misin?"

46.1K 2.7K 186
                                    


Beni inceleyen bakışları altında, onu kullandığım aklıma geldi ve utançla, "Arabam bozulmuştu, Orhan Bey," diye mırıldandım.

Kaşları havaya kalktı, sonrada kahkaha attı. "Gelin tarafından Arzum!" elini uzattı ve iğrenerek sıkmak zorunda kaldım. Taner yüzünden istemsizce bir antipati gelişmişti. Onun dediklerini göz ardı etmeye çalıştım ve sadece babasıymış gibi düşündüm.

"Siz... Tanışıyor musunuz?" dedi Ceyda şaşkın bir şekilde.

Başımı salladım. "Evet."

"Bir ödül gecesinde karşılaştık, hayatım." diye açıklamaya girişti Orhan Bey. "Arzum'un arabası bozulmuştu. Onu davete kadar götürmüştüm. Ah, oğlumun sevgilisi olduğunu bilseydim..."

"O zaman tanıştık zaten," gülümsedim.

"Ya?! Desene, oğlumun aşkını bulmasına vesile oldum?" bakışları etrafı tarıyordu. "Taner burada mı?" adını söylerken bile heyecanlandığını fark ettim. Kravatını gevşetmedi ama hafifçe döndürdü.

"Evet, Nükhet Hanım ve eşiyle beraber aynı masadayız."

Başını salladı, "Pekala... En azından burada olduğu için şanslıyım. Umarım bana birkaç dakikasını ayırır."

Ceyda hafifçe kolunu sıvazladı. "Hiç vazgeçmedi. Taner'i çok seviyoruz fakat o..."

"Sizin sevginize ihtiyacı yok." diyerek çıkıştım, "Burada birisi sevgisini verecekse," Orhan Çamlı'ya baktım, "Babası olur."

Çıkışıma güldü ama gözleri aksine nefret dolu bakıyordu. "İzninizle." diyerek yanlarından ayrıldım.


Bütün bedenim tir tir titrerken, kendimi lavaboya zor attım. Kapı arkamdan kapanırken nefes alışverişlerimi düzenlemek içi lavabonun mermerlerine tutundum. Göz ucuyla aynadan kendime baktığımda, yüzümün sapsarı olduğunu gördüm. Makyajımı bozmamaya dikkat ederek yanaklarıma su çarptım ve peçeteyle fazla bastırmadan kurularken, lavabonun kapısı açıldı. Ceyda içeri girdiği gibi kapıyı kapattı ve kilitledi. 

Ona aldırmadan çantamdan rujumu çıkardım ve canlılığını kaybetmeye başlayan rujumu tazelemeye başladım.

Ceyda kollarını bağlamış bana bakıyordu. "Kendini ne sanıyorsun acaba?"

"Asıl sen kendini ne sanıyorsun? Benden iki yaş büyüksün diye, abla mı oldun sen?" ruju çantama attım ve sırıtarak Ceyda'ya dönüp, mermere yaslandım.

"Taner'le olmak çok güzel bir şey değil mi? İstediğin her şey oluyor, sana kendini evrendeki tek kadınmış gibi hissettiriyor. Eminim ki seni tatmin etmesi onun için çocuk oyuncağıdır. Ama sence o tatmin oluyor mu?"

Siktir. Kıskançlığı sanki ikimizin arasında bir akım gibi gidip geliyordu. "Empati yeteneğin ne kadar da gelişmiş. Ama biraz hayal dünyandan çıkıp, gerçek dünyana odaklanmalısın."

"Gerçek dünya? Bebeğim, ben zaten gerçek dünyamdayım."

YATTILAR.

İç sesimin iki ayağı olsaydı, beynimin bir ucundan diğer ucuna koşarak kendini duvarlara vuracaktı. Soğukkanlı bir şekilde konuştum. "Gerçek dünyanda Taner yok, Ceyda. Hayal kurma. Onun babasıyla evlisin."

"Belki de ensest ilişki hoşumuza gitmiştir?"

Sakın ağlama. Taner onunla hiçbir şey yapmadı. Buna inan. Her dizide ve kitaplarda böyle aptallar olurdu. Esas kızımız da onların laflarına inanıp, aşkını kaybederdi. Derin bir nefes aldım. İşaret parmağımı üstüne tutarken, ona doğru yürüdüm. "Sen zaten ensest bir ilişki yaşıyorsun," sesim tuvalette yankılanıyordu, "baban yaşındaki bir adamla evlenerek!"parmağıma bakarken iki göğsünün arasındaki kemiğe bastırdım. "Taner'den uzak dur, Ceyda. Kadınlık gururunu, -ah tabi varsa- yerle bir etmek istemiyorum."

Canı acımış olmalı ki, baskımdan kurtulmak için kendini bir adım geri çekti. Kapının kilidini açtım ve lavabodan çıktım. Az önceki tepkimin şokunu atlatamadan, kapının birkaç adım ötesinde buraya bakan Nükhet Hanım'ı gördüm.

Son Nefeste (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin