23. Bölüm - "Canım İçin..."

53.4K 2.7K 287
                                    


Ağzım açık bir şekilde önce Tunç Bey'e sonra da Taner'e baktım. En az benim kadar şaşkın ve... Hayal kırıklığına uğramış gözüküyordu. Dirseğini camın önündeki mermere dayadı ve kısa bir süre dışarı baktı. Dudaklarından kararlı bir, "Tamam." cevabı döküldü.

Tamam dedi...

Alın dedi...

Dişlerimin arasından öfkeyle, "Hayır," diyerek karşı çıktım.

"Arzum Hanım..." diyerek tekrar fikrini savunmaya girişti Tunç Bey. Anlayışlı ifadesi, bakışlarımla yüzünden silinirken derin bir nefes aldı. "Bebek varken, iyileşmeniz mümkün değil."

"Ölürüm."

Taner güçsüz bir soluk alırken, başını arkaya attı. "Arzum başa dönüyoruz yine..."

"Allah aşkına böyle yapma! Umursamıyormuş gibi, hiç istememiş gibi... Sen..." gözlerim hızla doldu. "Sen bebek için..."

"Bebek için mi!?" acı bir gülümseme ile dudaklarını birbirine bastırdı. "Gerçekten her şeyin bebek için olduğunu mu düşündün? Yaşadıklarımız, o dava..." aramızdaki mesafeyi ağır adımlarla kapattı ve bana doğru eğildi. "Benim önceliğim hep sendin."

"Taner yapma..." başımı sağa sola salladım ve gözlerinin içine baktım. "Vazgeçmeyelim ondan... Böyle konuşma..."

Parmaklarıyla saçlarımı okşarken, "Bak, hayat uzun..."

"Yazık değil mi?" saçlarımdaki eline uzandım ve karnımın üstüne koydum. "Baksana, bana tutunmuş..." Parmakları hafifçe karnımda kıpırdandı. Gözyaşları içinde onun tepkisini izlemeye çalışırken bir hıçkırık koyuverdim. "Sende onu alın diyorsun..."

Biliyordum, sevmek; ona bir şeyler anlatmak istiyordu. Ama elini çekti. Alışmamak için... Çoktan kafasında bitirdiği için...

"Hayır." Dedim daha güçlü bir şekilde. Tunç Bey'e döndüm. Duymasına rağmen bir kez daha heceledim. "Ha-yır."

Taner gözlerini benden ayırmadan, "Tunç Bey, bizi yalnız bırakın." dedi ifadesiz bir sesle. Omzundan, genç doktora baktım. Başını, Taner görmese de anlayışla salladı ve odadan çıktı.

Aramızda kısa bir sessizlik oldu.

Bakışları çok şeyi anlatıyordu ama birde dudaklarından dökülsün istedim. Belki ben yanlış anlıyorumdur, onu çok iyi tanıyamamışımdır...

"Her zaman bir çocuk sahibi olabiliriz," dedi yumuşak bir sesle. "Önemli olan senin sağlıklı olman." Güçsüz bir nefes aldı. "Benim için kolay mı sanıyorsun? Canım için, canımdan bir parçanın alınmasına müsaade etmek..."

Benzetmesi, göğsümün içine güçlü bir kor yerleşmesine sebep olurken can havliyle ona sarıldım. "Taner..." diye sızlandım gözyaşları içinde. Ellerini belime sardı, göğsüne yaslandım. "Benim canım çok acıyor."

"Söz veriyorum geçecek." Dedi küçük bir çocuğu inandırmak istercesine. Bir çocuktum; düşmüştüm, canım acıyordu. Kalkamıyordum; ellerim dizlerim yara bere içindeydi. Taner'in uzattığı eli tutamıyordum... "Şimdi biraz uyumaya çalış." Beni göğsünden uzaklaştırdığında, tereddütle gözlerinin içine baktım.

O an, nedendir bilmiyorum ama kuşkulandım. "Uyandığımda... Bebeğim, hala karnımda olacak?" diyerek güvence istedim.

Acı bir şekilde gülümsedi ve başını ağır ağır salladı. "Kendimden nefret ettirme gibi bir planım yok." Omuzlarımdan hafifçe tutarak beni yatırdı. "Bir yerin ağrıyor mu?" diye sordu.

Son Nefeste (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now