25. Bölüm - "Yara İyileştirme Uzmanı"

51.4K 2.8K 84
                                    



Tedavide kullanılan, hareket etmemi engelleyen maskeler hala yüzümdeymiş gibi refleksle dokunuyor kendimi fazlasıyla garip hissediyordum. Bir değişiklik yaşadığımdan değildi. Aksine iyiydim. Ama ufakta olsa bir yorgunluk, kötü bir yan etki bekliyordum.

Yatağın ucuna oturan Buket yüzüme baktı. "İyi misin?"

"Saçma."

"Ne?"

"İyiyim, bu çok saçma."

Öykü yaslandığı duvardan doğruldu. "Acısız ve fazlasıyla teknolojik bir tedavi yöntemi. Şimdi dışarı çıkıp deliler gibi gezebilirsin."

İlgisizce gülümsedim. "Bunu kutlamalıyım."

Buket elime uzandı. "Artık... Gerçekten gülmeyi denemelisin."

"Farkında mısınız, beynimdeki o şeyler hala yerinde. Gitmiş gibi davranıyorsunuz?" Bu kadar iyimser olmaları beni delirtiyor, bir yandan imrenmeme sebep oluyordu. Nasıl başarıyorlardı bunu? Bardağın yarısı dolu da değildi. Bardak bildiğin çatlaktı! Ve onlar bardağın bir gün suyla dolacağına inanacak kadar hayalperestti.

"Tedavinin başarı oranı fazlasıyla yüksek. Kendini hep en kötüye alıştırdığın için-..."

"Çünkü hep en kötüsü oldu, Öykü." yataktan kalktım. "Taner gelse de artık gitsek. Nefret ediyorum buradan."

"Doktorlarla görüşüyor ve bilgi alıyor."

"Birde şu bilgileri alıp kendine saklamasa çok güzel olacak." odanın içinde volta atarken, ikisine baktım. "Hakan mevzusunu da hiç açmadı."

Öykü önlüğünün cebindeki bir şeyi açıp kapıyordu, "Emre'nin ağzını aramaya çalıştım ama hiçbir şey söylemedi."

"Hakan'la görülmemiş hesabım var benim."

Buket gözlerini öfkeyle irileştirdi ve başını sağa sola salladı. "Saçmalıyorsun! Bu mevzu seni zerre kadar ilgilendirmiyor. Mafyacılığı kocana bırak."

Dişlerimi birbirine bastırdım, "Umut..." diye başladım cümleye. Umut'u onun yüzünden kaybettim.

Öykü bana yaklaştı ve ellerini ceplerinden çıkartıp, kollarımı tuttu. Hafifçe sarsarak ona bakmaya zorladı. "Bebek-..."

"Umut," diye düzelttim.

Anlayışla başını salladı, "Umut, Hakan yüzünden düşmedi. Sen bayıldığında kanaman vardı." gözlerini hafifçe kırpıştırdı. "Ayrıntıya girmek istemiyorum. Ama Umut için geç kalmıştık."

"Denediniz mi Öykü?" sesimde en ufak kızgınlık, suçlama yoktu. Bilmek istiyordum. Belki bir şansı vardı ama onlar... Bunu yapmış olabilir miydi? "Yoksa Taner ne de olsa bebekten kurtulmak..."

Sıkıntıyla ofladı. "Hayır Arzum! Taner'in bebeği yabancı bir madde gibi algılamadığını artık kabul etmelisin. Tedavi olmanı engellediği için tereddütleri vardı ama... Bu sonu onun da istemediğini sende biliyorsun." gözleri buğulandı, "Şeyda Hanım denedi... Ben yanındaydım..." kolumdaki eli, elime uzandı. "Elini tuttum... Sana dua ettim..."

Dudaklarımı birbirine bastırdım ve tuttuğu elime baktım. "Teşekkür ederim." bakışlarım yatağımın üstünde gözyaşlarını silen Buket'e kaydı. Ona baktığımı fark edince hemen gülümsedi ve yaşlarını sildi. "Her şey için teşekkür ederim."

Buket ellerini pantolonun üstüne sürterek yataktan kalktı. "Biz teşekkür ederiz," dedi ve aramızdaki mesafeyi kapattı. Öykü kendini de kapsayan cümleyi söyleyen Buket'e omzundan baktı. "Bizi bırakmadığın için..."

Son Nefeste (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin