With You

79 5 4
                                    

"Günaydın Didem!"

Gözlerimi ovuşturdum, hala uyanamamıştım. Jess bana sarıldı, Tessa ise gülümsüyordu. Sabaha onunla başlamak pek iyiye alamet değildi.

"Aman Tanrım, Michael tüm dünyayla paylaştı, ne tatlı!"

Sahte bir gülücükle geçiştirmeye çalıştım, kafein tüketmek istemesem de kahve doldurdum

"Didem hayır, bu çok zararlı!"

Evet ve sen de zararlısın, başımı ağrıtıyorsun

"Ben ne yaptığımı biliyorum" dedim soğukça, bozulmuş gibiydi ve bu beni mutlu etti

Jess araya girdi,

"Didem bugünlerde biraz gergin, gel tatlım buraya otur"

"Gergin olduğum yok benim" dedim ve Jess'e delici bir bakış attım. Masadakilerden otlanmaya koyuldum, zaten iştahım gittikçe açılmıştı, o sırada kapı çaldı ve Jess açmak için içeri gitti

"Harika bir anne olacaksın Didem! Aldığın kilolar sana çok yakışmış"

Kıpkırmızı kesildiğimi hissetmiştim, inadına yapıyor olmalıydı, daha karnım pek belli değildi bile

"Teşekkürler" diye mırıldandım, sonra benimle konuşmaya çalıştıysa da oralı olmadım

"SÜRPRİZ!"

Michael gelmişti, beni durdurup kalkmamı engelledi, eğilip dudaklarıma hafif bir öpücük kondurdu, o sırada bir eli karnımın üstündeydi. Bu itiraf edemesem de hoşuma gidiyordu.

"Günaydın aşkım" bunu Türkçe söylemesi hala beni bitiriyordu

"Bizi unuttun bakıyorum" dedi Tessa, Michael gülüp onlara sarıldı. Üçü konuşurken çok oralı olmayıp bir şeyler yedim. O kadın etraftayken hiçbir zaman konuşmak gelmiyordu içimden

"Didem, bak Calum arıyor"

Sonunda ilgimi çeken bir şey!

Telefonun kilidini kaydırdı, az sonra karşımızda Calum ve Pania vardı

"Siz gerçekten de barışmışsınız!!!" dedi çığlık attıktan sonra Pania

"Hey, sessiz ol, herkesi uyandıracaksın, merhaba Michael ve Didem"

"Merhaba, bu saatte senin uyuyor olman gerekmiyor muydu küçük hanım?"

Pania kafasını iki yana salladı, bukleleri birbirine karışıyordu,

"Hayır, o yaşlılar için!"

"Annesinin yanındayken bunu yapamıyor, ben izin veriyorum" dedi Calum gülerek, kızını mutlu etmek için her şeyi yapıyor olmalıydı

"Ne zaman evleniyorsunuz?"

"Pania!!"

"Offf baba sadece merak ettim"

Michael gülüyordu, gözlerinin parladığını farkettim,

"Pek yakında, ayrıca... Sana bir haberimiz var"

"Evet, biliyorum sizin de çocuğunuz olacak... benle tanıştırırsınız değil mi?" dudaklarını büküp yavru köpek bakışı attı

"Tabii ki tatlım" dedim ve ellerini çırptı

Calum araya girdi,

"Buraya ne zaman geleceksiniz? Ya da Türkiye'ye ne zaman gideceksiniz?"

Bunu duymamla bir yutkundum, çünkü Michael bir şeyi hesaplamamıştı o da ailemin(kardeşim hariç) bunu bilmediğiydi, internete düşürmesiyle onlar da öğrenmişti. Bunu benden öğrenmemeleri pek de iyi olmamıştı.

Son Şans || Michael CliffordWhere stories live. Discover now