Sahip #17

58.9K 2.3K 104
                                    

Evet.. Yeni bir bölümle daha karşınızdayım. Umarım bu bölümde sorduğunuz sorulara cevap bulabilirsiniz :)

--------Farad------ 

Ama adamlarım siyah saçlı kadın fazla yaklaşamadan işini bitirdiler. Tam arkamı dönüp gidecekken;

"Efendim" dedi kahverengi saçlı bir kız. Yüzü  çok güzeldi ama kızılınki daha hoşuma gitmişti. Bana doğru bir adım atmıştı ve adamlarımdan biri hemen kılıcı çekip boğazına dayadı. Sanırım bu pisliğin köleleriydiler.

"Cyristal'i nereye götürüyorsunuz?" diye sordu kahverengi saçlı kızın yanındaki sarı saçlı kız. O da ellerini havaya kaldırmış ben zararsızım ifadesiyle bir adım atıp arkadaşının yanına geldi.

"O bizim arkadaşımız" dedi gene kahverengi saçlı kız. Cesaretleri taktire şayandı. Kızıl adına sevindim. Daha demin önlerinde iki kişiyi öldürmelerine rağmen kızılı soruyorlardı.

"Raju!" dedim. Raju hemen kızların yanına koştu. Üzerlerini kontol etti ve temiz olduklarını doğrular şekilde kafa salladı. Adamlara işaret verip kılıçları indirttim. Yeterince dikkat çekiyorduk zaten.

"Tanıtın kendinizi" dedim sert bir şekilde. Kızılı taşımak hoşuma gidiyordu ama yarası vardı ve rengi de soluktu. Bir şifacı görmeliydi. 

"Efendim ben Silver ve arkadaşım Stell. Taşıdığınız arkadaşımız ise Cyristal." dedi sarışın kız. Bana bakmıyordu bile gözleri kızıldaydı. 

"Efendim o yaralı ve onun yanından ayrılamayız" dedi Stell'di sanırım. Ve kızıla bakıp ağlıyordu. Yüz ifadesi öyle kötüydü ki yalan söylüyora benzemiyordu.

"Öldürdüğüm adamın kölesi misiniz?" diye sordum doğrulamak istercesine. 

"Evet efendim" dedi Silver. 

"Artık benim haremimdesiniz. Raju. Arabada yanına al saraya gidince hareme yerleştir" dedim Raju'ya doğru.

"Emredersiniz efendim" Ben önden kendi arabama ilerledim ve raju kızlar ile arkadaki arabaya bindiler.

Kızılı hemen rahat edeceği bir pozisyonda kucağıma yatırdım. Kıvırcık kızıl saçlarını yüzünden çektim. Yüzü kir ve ter içindeydi ama bu bile yakışmıştı kızıla. Saraya gelene kadar kızılın uyuyan yüzünü izledim. 

Araba durdu ve kızılı tekrar kucağıma alıp harem bölümündeki boş odalardan birine soktum. Raju ve kızlar arkamdaydılar. 

"Şifacıya olanları anlat ve buraya getir. Gelirken ilaç da getirsin" dedim. Raju ikiletmeden yanımdan uzaklaştı. Yanımızda başkası varken sahip-köle ilişkisi sergiliyorduk ama yalnızken abi-kardeşten farksızdık. 

Stell Silver'a sarılmış ağlıyordu. 

"Ağlayacak bir şey yok. Ağlamaya devam edeceksen odana kilitlerim seni!" dedim soğukkanlı bir sesle. Silver Stelle daha sıkı sarıldı sanki koruyabilecekmiş gibi. Stell Silverdan ayrıldı, paçavralarıyla gözyaşlarını sildi.

"Özür dilerim efendim!" dedi Stell. Şifacı gelecek ve Raju kızılla ilgilenecekti. Gidebilirdim ama gitmek istemiyordum. Şifacı gelince rahatladım. Hemen yaralara baktı ve arkasından gelen sıcak su ve bezle yaraları temizledi. Ardından yaranın üzerine bir şeyler koydu.

"Efendim sırtındaki yaralar çabuk geçecek ve kalıcı bir iz kalıp kalmayacağından emin değilim. Rahatlayabilirsiniz. Ağrıları dinince uyanacaktır. Tahminimce.." dedi ve aya doğru baktı.Sonra kızlara doğru baktı.

"Arkadaşı mısınız?"dedi kızlara doğru. Stell dokunsan ağlayacak gibi duruyordu.

"Evet efendim" Dedi Silver. Sakin ve soğukkanlı bir kız olduğu belliydi.

SahipHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin