Sahip #29

25.9K 1K 72
                                    

Biraz kısa olduğu için şimdiden üzgünüm :( Ama sıradaki bölümlerle arayı kapatabileceğimi umuyorum :)

İyi okumalar :)

-----Crystal------(Savaştaki 1.Hafta)

Saraydan gittikleri 1 hafta olmuştu ve ilk haber bu gün bir ulakla gelmişti. Her birimize özel birer mektup da gelmiş bir de Valide sultana bir emir geldiği söylendi ama sanırım boş bir dedikodu. Hepimize gelen mektupları okumak için harem dairesine toplandık gene. 1 Hafta içinde Valide sultan daha da kötüleşmişti. Saray halka açılmış ve zor durumdaki halka yardım ediliyordu çünkü bazı cephelerde savaşın başladığı ve köylerin boşaltıldığı haberi gelmişti. Yardım etmek Sarayın en büyük sorumluluklarından biriydi. En azından benim gözümde.

Her zamanki harem dairesindeki yerimize oturduk. Heyecanlı bir şekilde mektubu açtım. Ondan haber gelmesini bekliyordum 1 haftadır.

'''Sultanım

Gözlerinin yeşilini özlediğim , saçlarının ateşini özlediğim Sultanım.

Seni şimdiden o kadar çok özledim ki tahmin bile edemezsin. Savaş iyi gidiyor ama bir süre daha buradayız. Sağlığım yerinde ve gayet iyiyim. Ben yokken Saray sana emanet. Ben yokken en iyi şekilde idare edeceğine eminim.

Seni seviyorum Crystal'm '''

Niye bana bu yazılanlar geri dönmeyecekmiş gibi geliyor ? Niye hiç sözünden bahsetmemiş? Niye ?

Ağladığımı kağıda düşen damlalarla fark ettiğimde kimse ağladığımı gördü mü diye  soluma Silvera baktım. Sinsi sırıtışı bütün yüzünü kaplamıştı ama dikkati bende değildi. Sağımdaki Stell ise mektuba sarılmış gözleri kapalı oturuyordu. Valide ise Hadma hatunu ve yardımcısını yanına almış karşısında ise devlet büyüklerinden birkaçı ile sessizce ama hararetli bir şekilde konuşuyordu. Kimseyi rahatsız etmemek için sessizce kalktım ve odama gittim. Yatağıma yattım ama uyuyamıyordum zaten. Aklıma Onunla beraber yaktığımız yatak geliyordu mesela. ya da bana beni ilk sevdiğini söyleyişi yada beni kurtarışı yada ilk şehzade olduğunu söyleyişi  yada düğün gecemiz..

'

'Nazik ol... Lütfen' dedim canım acıyacak korkusuyla.

'Elimden geleni yapacağım ' dedi ve beni tekrar öpmeye başladı.

'

Ellerinin hareketini hala hissedebilmek beni daha da üzüyordu. Onu o kadar çok özlemiştim ki. Onun bana bakan kahve gözlerini , karıştırmaktan zevk aldığım o kahve saçlarını o kadar özledim ki.

Sabah kapımın aniden açılmasıyla birden uyandım. Stell hızla içeri gitti gözleri sulanmıştı ve titriyordu.

"Ne oldu?" diye sordum endişeyle. Raju veya Farada bir şey mi olmuştu!?ne olmuştu !?

"Silver..!" Raju veya Farad olmama olasılığı biraz rahatlatsa da saray hala güvenli değildi ve padişaha atılan ok hala beni geriyor ve korkutuyordu.

"Ne olmuş Silver'a!?"

"Gitmiş!"

"Ne? Nereye ?"

"not bırakmış 'Ben gidiyorum' yazmış bir de!" dedi şok içinde ve elindeki kağıdı bana verdi.

"İnanamıyorum! Nereye gitti peki bizi bırakıp?"

"Bilmiyorum" dedi daha da ağlayarak. söyleyebileceğim tek şeyi söyledim.

"Dönecektir" ama bu aralar hiç bir giden dönmüyor..

---------------Stell--------------

Saraydaki hareket dur durak bilmiyorken Valide Sultanımızın yaptığı toplantılar bütün saray halkı boyunca duyulmuştu. Köklü bir değişim geliyordu. Herkezin tek bildiği buydu.

Stell haber gelmediği her gün daha da sinirli ve hırçın birine dönüşmüştü.Her gün belli saatler arasında kaybolup geri geliyordu ve hiç bir şeyden süphelenmeyen ben bile süphelenmeye başlamıştım.

Ve bunu Crystal'e söyleyemiyordum bile. Bir kere denediğimde beni dinlememişti bile. Eskisi gibi değildi o da. O huzurlu sessizliği yerini rahatsız edici bir sessizlik almıştı ve ruhunu kaybetmiş gibi hiç bir şeyle ilgilenmeden dolaşıp duruyordu.

Ve bunu da Silver'a söylesem o da beklememi ve zamanı gelince değişime ayak uydurmamı söylüyordu. Ya her kez filozofa bağlamıştı ya da ben aptallaşıyordum.

Ama Raju döneceğini ve daha çocuklarımızla oynamak istediğini yazmıştı mektupta.

Yok. Hamile değilim. Ama bu bile sözsüz yemindi onun için. Geri dönecekti. Sapasağlam bir şekilde dönecekti. Bundan Emindim.

-------------Crystal------------(Savaştaki 2. Hafta)

Silver gitmişti. Kim bilir neredeydi ? Beni bırakıp gittiğine inanamıyordum hala !? Hele böyle bir zamanda. Stell yemeğimi getirmeye gitmişti ve bense burda tek başıma oturuyordum. Hadma hatum bile yoktu ve tek başıma sıkılmaya başladım. Saray halk için açılmış ve her yer çok kalabalıklaşmıştı. Stelle bakmak için çıktığımda Şehzade bahçesinin orda Valide Sultanı gördüm.

"Bu gün nasılsınız Validem?" diye  sordum. Şu zaman boyunca hiç iyi değildi ama gene de direniyordu.

"iyiyim kızım iyiyim. Sen ?" dedi sakinlikle. Sesinde bir huzur vardı ama nedense beni çok rahatsız etmişti.

"Sizin ve Şehzademizin sağlığına duvacıyım Validem. Yürüyüşe mi çıktınız?"

"Evet. Bana katılmak ister misin ?"

"onur duyarım"

"Kötü bir zaman geçiriyoruz. Ve köklü bir değişim zamanındayız. Yalnız başına dolaşmamalısın." dedi bana tembihler bir şekilde. Annemi hiç hatırlayamıyordum ama Validenin davranışları anaç geliyordu artık. Faradın gidişi ve savaş hazırlıklarıyla geçen uzun süre bizi yakınlaştırmıştı.

"Üzgünüm validem ama bu aralar kendimi bir şeye veremiyorum"bahçeden çıkmış ve sarayın içinde yürüyorduk artık.

"Kendini toparlamalısın.Oğlumun emri üzerine bir sürü değişiklik yapıyoruz. Silver'a sana anlatmasını söylemiştim. " dedi şüpheyle.

"Özür dilerim Validem ama Silver artık sarayda değil. " dedim sesimdeki hüznü saklayamayarak.

"Sana anlatayım. Oğlumun gönderdiği yazılı emirde.." birden bir gürültü kopmasıyla konuşmasına devam etmedi. Sağa baktığımızda sağımızda her zamanki yerinde duran vazoyu bir şeyin parçalamış olduğunu gördüm. Ortasında boşluk olan uçları keskin bir yıldızı andırıyordu. Ve evet ! Bu silah tanıdıktı! Valideyle göz göze geldik ve koşmaya başladık.

Ben önde valide arkada koşuyorduk.

"Muhafızlar! İçeride silahlı biri var!" diye bağırıyordum bir yandan.

Küçük bir sürtünme sesi duyunca arkama baktım ve validenin düştüğünü gördüm.

"Hadi validem" diyerek kaldırmaya çalıştım. Tam kaldırdığımda valide ani bir hareket yaptı. Ben ne yaptığını bile anlamadım.

"Kendini toparla ve oğlumu gururlandır. Kaç!" Demesiyle beraber gözleri kapandı ve yere yığıldı. Gene aynı silahtı.Sırtında! Koşmaya başladım. Yaşamalı ve Validenin fedakarlığını boşa çıkarmamalıydım. Tek düşünebildiğim buydu.

Kaçarken biri beni tuttu ve ağzımı kapayarak perdenin arkasına çekti.

"Şşş." dedi. Korkudan buz kestim. Hareket edemedim.

SahipHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin