Öncelikle yazmak benim için bir terapiydi ve herkese destekleri için çok teşekkür ederim.
Bugün kalbimde açık kalan bir yarayı kapatmak için alternatifimi yazıyorum.
Olması gereken belki buydu. Bu olmalıydı. Çünkü ne olursa olsun, herkes o umudu, kendi mutlu sonunu hakediyordu.
Orjinal #38 'in ilk yarısı değişmeyecek. Rajunun bakış açısına geçiş anından itibaren değiştiriyorum. Raju'nun bakış açısından olan sahnelerin bu halini beğenecek misiniz bakalım.
Bu kadar uzun sürdüğü için hepinizden özür dilerim.
Yazardan sevgiler :)--------------------- Raju-----------------------
Savaş alanına gitmeden önce Faradla yaptığım konuşma aklımda dönüp duruyordu."Eğer olur da bana birşey olursa"elindeki kağıtla oynadı" bunu kullan. Bu kağıt herkesi koruyabilmeni sağlayacak. Ve eğer olur da bana bir şey olursa... herkese iyi bakmak sana kalıyor."
"Bu kağıtta ne yazıyor Farad? "
" Okuyunca öğrenirsin ama önce izleme alanına gitmelisin. Orada kalmayı unutma. Ne olursa olsun. Savaş alanına girme! "
Elinden kağıdı aldım. Mühürlenmiş olan kağıda şöyle bir baktım. Kafamı tekrar yukarı kaldırdığımda Farad bana sıkıca sarıldı. Uzun zamandır yapamadımız bir kardeş sarılmasıydı.
Ve Farad hızla çadırdan çıktı, askerlerle savaş alanına yöneldiler.
Ben, bana eşlik eden bir katip ve izleme alanında yanımızda bulunacak bir düzine okçu ile beraber atlarımızla dolu dizgin izleme noktasına yol aldık.
"Destansı bir savaş olacak" dedi katip savaşın üzerinden bir süre geçmişti.
Bu noktadan Omharı, Aaryanı ve Faradı ve çevresindeki savaşçıları görebiliyordum.
Omhar ve Aaryan'ın sırt sırta beraber savaşmalarını izledim. Birbirlerinin zayıf noktalarını bilir gibi ikili savaşıyorlardı. Birbirlerini koruyorlardı.
Kafamı Farada çevirdiğimde ise çevresindeki savaşçıların ondan uzaklaştığını gördüm.
Farad ise lider sarığı takmış birine doğru koşuyordu. Yakalamaya çalışıyordu.
Kulaklarıma ulaşan deli dizgin ok atışı sesleri geliyordu. Fakat okların yönü Farad ve düşmanını hiç görmüyordu. Okçular farklı hedeflere odaklanmıştı. Avuçlarım terlemeye başlamış, elimdeki dürbün kaymaya başlıyordu.
Sadece bir ok
Etrafımdaki okçulara bakındım ama hiç biri Faradı görmüyor gibiydi. Farad ise delicesine karşısındaki düşmana kılıçla saldırıyordu. Ama onun bu saldırganlığının sebebini biliyordum.
Yorulmaya, zayıflamaya başlamıştı ve bu dövüşün bitmesini istiyordu.
Yanımdaki okçuya tekrar baktım ve elindeki ok ve yayı bana vermesi için ısrar ettim.
Tek ok
Ve eve döneceğiz
Bu savaş saçmalıkları bitecek
Huzuru ve barışı yeniden sağlayacağız
Orta kaliteli bir yay olsa da oku sakince yaya dayadım.
Tek gereken uygun bir açıydı
Farad sola kayar kaymaz bu iş bitecekti.
Sola
YOU ARE READING
Sahip
Historical FictionAldığı kölelerle bir gece geçirip saraydan gönderen acımasız bir Şehzade... Ve Yıllardır eziyet çeken bahtsız bir köle.. Yolları bir gün kesişirse ne olur dersiniz?