Sahip #24

51.2K 2.1K 191
                                    

Ve işte beklenen o bölümm :)
İyi okumalar :))

-------

"Ben Şehzadenin ta kendisiyim. Ben Şehzade Farad'ım." NE! NE! NE!

Hayır! Hayır! Benim duvar adamım adını bile bilmeden sevdiğim adam benden kardeşlerimi alan adamla aynı olamaz! Şaka olmalı! Büyük bir şaka!

 Bu düşünceler beni yerle bir ediyordu ve kollarından kayıp yere düştüm. Beni defalarca kurtaran adam kardeşlerimi almıştı benden! Neden!? Ellerimi yere dayayıp ağlamaya başladım. Engelleyemiyordum kendimi. Aşık olduğum adamla kardeşlerimi benden aldığı için nefret ettiğim adam aynı adamdı!

"Ne saçmalıyorsun sen? Benim duvar adamımla kardeşlerim benden alan adam aynı adam olamaz." Dedim önüme gümüş tabakla koyduğu gerçekleri reddederek. Elim ayağım titriyordu. Şaka yaptım demesi için canımı bile verirdim.

"Ben.." lafını bitirmesine izin vermedim.

"Bunlar... çok ağır. Kardeşlerime kıyıp nasıl beni sevdiğini söylersin! " Nasıl affedebilirim seni!? Yerdeki beni kaldırdı ve bana sarıldı.

"Onlara kıymadım." dedi. Bu mesafede duyduğum tek ses onun kalbinin sesiydi. Öyle hızlı atıyordu ki.

"Neden?Sana bağlanmama izin verdin ki?! Niye bana Şehzade olduğunu söylemedin?" dedim ağlayıp bir yandan da ondan uzaklaşmak için ona vururken.

"Gerçek aşka inanır mısın? Karşılıksız olana?" dedi sakin bir sesle.

"Evet inanırdım. Beni her kurtarışının bedelini kardeşlerime ödetmeden, Sen kardeşlerimi elimden almadan önce!" dedim.

"Kardeşlerini elinden almadım" dedi üzgün bakan gözleriyle.

"Neredeler peki?" Diye son bir kez paraladım kendimi.

"Onlara bir şey yapmadığımı kanıtlarım ama bir şartım var." dedi sırıtarak. Kanıtlayabilir mi?İnanabilir miyim ona?

Gerçekten..

"Onlar gerçekten iyiler mi? Hayattalar mı?"Diye sordum son bir umut. Kardeşlerimin iyi olduklarını öğrenmek için her şeyi yapardım.

"İyiler ve mutlular da. Birazdan gelirler."dedi ve bana sıkıca sarıldı. İyi ve mutlu olduklarını bilmek benim için öyle bir mutluluktu ki ağlamaya başladım. Rahatlamıştım. Yakınlığı ve kokusu da dikkatimi dağıtıyordu.

"Ne istiyorsun?" diye sordum kafamı omzundan kaldırmadan.

"Ben özür dilerim. Şart filan yok." dedi bana daha çok sarılarak. Bende ona sarıldım.

"Seni gerçekten çok seviyorum ve seni kaybetmek istemiyorum."dedi. Kafamı kaldırıp gözlerine baktım.

“Seni hayal kırıklığına uğrattım. Üzülmene izin verdim. Kendimi suçlu hissediyorum ama kaşlarını çatmana izin veremem. Seni ilk gördüğümde başlamadan sonumuzu gördüm. Güldün, kalbime dokundun. Ağladın, ruhuma. Hayatımı değiştirdin ve bütün hedeflerimi. Aşk kördü ve ben bunu kalbim senin tarafından kör edildiğinde anladım.”

 O kadar üzgün bakıyordu ve dudaklarına o kadar yakındım ki. Dudaklarına hasret kalan dudaklarım sızladı ve onu öpmeye çalıştım. Başta şaşırdı ve bedenini geri çekmeye çalıştı ama boynuna kollarımı sarınca bana karşılık vermeye başladı.

Kanıtlarım diyorsa kanıtlardı. Ona bilmediğim bir sebepten dolayı o kadar güveniyordum ki. 

"Öhömm öhöm" Yabancı bir ses duyunca birbirimizden koptuk. 

Odada Silver, Silverın mendili verdiği muhafız, Stell ve daha önce görmediğim bir adam duruyordu. Ne ara bu kadar kişi girmişti ve duymamıştık? Bu düşünceyle ne kadar utansam da hemen Şehzademin yanından kalkıp kızlara koştum ve sıkıca sarıldım.  İkisi de bana sarıldı.

"Öldüğünüzü sandım. Burada neler döndüğünü hanginiz anlatacak?" diye sordum 32 diş sırıtarak ama ağlayarak. İyi ve yanımda oldukları için o kadar mutluydum ki. Onları tekrar görmek, tekrar  yanımda ve hepbirarada görmek… 

"Öncelikle tanıştıralım" dedi stell gülerek.

"Bu saray başmuhafızı Omhar. Kocam."dedi silver mendili verdiği adamı göstererek.Adamı hatırladım. Bu Silver kriz geçirdiğinde odasına götüren muhafız. Kocası mı?!

"Bu da Raju. Şehzadenin TEK yardımcısı. Kocam" dediğinde stell, elimde olmadan kendimi ona ihanet etmiş gibi hissettim.

"Bu da Farad. Kendini şehzadenin yardımcısı olarak tanıtan şehzade."dedim mahcup bir sesle. Neden böyle bir şey yaptığına ise hiçbir fikrim yoktu ama bir ara sormalıydım. Ama o an karşılıksız saf aşkla ilgili sorusu geldi. evet bu konuyu kesinlikle sormalıyım.

"Neler oluyor? Biri açıklasın artık" dedim sitemle.

Stell ve Silver kocalarının yanına gittiler. Silver Omhara sarıldı ve alınları alınlarına dayalı bir şekilde  birbirlerinin gözlerine bakmaya başladılar. 

Stell ise Rajunun yanına gitti ve rajuya sarılınca Raju onu öpmeye başladı. 

Tam o anda Rajunun cebindeki mendili fark ettim.  Bu Stellin yaptığıydı.

Silverın yaptığı mendil de omharın sol koluna bağlıydı.

Birbirlerine aşık oldukları gözlerinden okunuyordu.

‘Kendinize gelin ne bu haliniz’ demeyi düşünürken Farad kalktı ve elimi tuttu.

"Crystal, ben seni seviyorum ve kalan hayatımı seninle geçirmek istiyorum. Evlen benimle " dedi gözlerimin içine bakarak. Ciddiyetini anlamak için gözlerinin derinliklerine baktım. Bir Şehzadeyle bir ömür.

"Ya benden sıkılırsan?" dedim karamsarlıkla. Sonuçta ben deneyimsiz bir köle parçasından başka bir şey değilim.

"Elimin altında kocaman bir harem var." demesiyle ona bakakaldım.

" Sadece şakaydı. Sana doyabileceğimi hiç sanmıyorum" dedi gülerek. Stelle baktım.

"Her zaman yanında olacağız" dedi gülümseyerek.

"Seni üzerse benden neler çekeceğinden haberi var ve acımayacağım" dedi Silver ciddi tonda. Ama omhar boynundan öpmeye başlayınca bütün ciddiyeti yerini istemsiz kıkırtılara bıraktı.

Biricik kardeşlerim benim. Her zaman yanımda ve her zaman beni kollarlar. Onları o kadar çok seviyorum ki.

Sonra Farada döndüm.

"Tamam. Seninle evleneceğim." dedim ve onu öptüm. Bana sıkıca sarıldı ve dudakları daha istekli daha arzulu öpmeye başladı. O an öpüşmek yetmedi. Midemdeki kelebekler arttı.

"Artık gitseniz diyorum" dedi Farad. O hatırlatana kadar ben odadakilerin varlığını unutmuştum.

"Aaa abi olur mu öyle şey." dedi Raju.

"Evlenmeden olmaz." dedi gülerek Omhar.

"Şehzadem, düğün hazırlıkları için zamanınızı istiyoruz." dedi gülerek Stell.

"Yemek ve davetiyeler hazır. Kıyafetler tamamlanmamış daha."dedi Farad elini alnına vurarak.

"Benim için bu kadar zahmete girmene gerek yok" dedim yanağını okşayarak.

"Yapacağım. Hemde zevkle."dedi. Bana biraz daha yaklaştı.

"Ve düğün gecemiz için sabırsızlıkla bekliyor olacağım" dedi kulağıma doğru. Kulağıma değen nefesi vücudumu sarsarken vaadi içimi kıpır kıpır etmişti. 

SahipHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin