🍂5~Aldanma Yusuf!🍂

6.5K 524 17
                                    

“Yusuf, O ölmek üzere Sinem.. Çabuk gel...”

Tek satırlık mesajı defalarca okumasına rağmen, ne bir tepki verebiliyor nede ona sorulan soruları duyabiliyordu Sinem.

Tutunacak bir yer aradığında, kolunda hissettiği Hamza’nın elleri düşmesine engel oluyordu.

Ezgi elinden telefonu alıp mesajı sesli okuduğunda, Serkan ve bahçedeki herkesin yüreğine bir korku hakim olmuştu.

Yağmur, Sinem’e su içirmeye çalışırken, Ezgi titreyen sesiyle korkarak sordu.

“Sinem, Onur Abi kim?”

Sinem, kaskatı kesildiği o kısa şoktan çıktığında, babasına doğru dönerek acı dolu bir inilti halinde sordu.

“Baba, beni ona götürür müsün?”

Kimse bilmiyordu etrafında Onur denen kişinin kim olduğunu.
Nefesler titrek, kalpler ritimsizdi.

................

Serkan bey, Hamza ve Sinem’le birlikte yola çıktığında, Yusuf motoruyla son sürat hastaneye gidiyordu.

Daha saatler önce tanıştığı, ondan Sinem’i korumasını isteyen minik Yusuf, ölüm kalım savaşı veriyordu şimdi.

İçinden kutsal bildiği her şey üzerine dua ederek, hastaneye ulaştı.
Doktor Onur’un aynı mesajı kendisine de atmasına hem şaşırmış, hem de minik Yusuf’un onun adını sayıklamasıyla şok olmuştu.

Hastanenin önüne geldiğinde, motorunu bulduğu ilk yere bırakıp anahtarını cebine atarak, onkoloji bölümüne koşmaya başladı.

İkinci kata çıkıp karşısına ilk gelen görevliye Yusuf’un nerde olduğunu sorduğunda, yoğun bakıma alındığını öğrendi.

Tek elini saçlarının arasına sokup, geriye doğru sertçe çekerken derin bir nefes bıraktı havaya.
Hala nefes alıyor olmasını onun için büyük bir lütufken, çektiği acıları o minik bedeninin nasıl kaldırdığını düşünüyordu.

Doktor Onur’un odasına gitmek için yönünü sağ tarafa çevirdiğinde, merdivenlerden ağlayarak Hamza’nın koluna tutuna tutuna çıkan Sinem’i gördü.

Sinem, hastanenin adını söylediğinde babası yıldırım hızıyla getirmişti kızını.
Geriye doğru bir kaç büyük adım atarak Sinem’in önüne geldi.
Sinem, başını kaldırıp Yusuf’un hüzünlü yeşillerini görünce ellerini Yusuf’un tişörtüne koyup sıkarak, zorla çıkardığı sesine hakim olmaya çalıştı.

“Yusuf, nerde?”

Yusuf, tişörtünü kavrayan Sinem’in kollarından tutarak gözlerinin içine baktı.
Ses tonu o kadar kısıktı ki, bakışlarıyla bütünlendiğinde canından kanından birisi için bu kadar üzüldüğü düşünülebilirdi.
Bugün görmüştü, Yusuf'la Sinem'in arasında ki o güzel bağı.

“Sakin ol Sinem, Yusuf yaşıyor.”

Sinem, ardı arkası kesilmeyen yaşlarla Yusuf’a sarılınca, koy verdi tüm feryatlarını.
Yusuf, Sinem’i belinden kavrayıp kendi bedenine yaslayarak sırtını sıvazlayarak sakinleştirmeye çalıştı.

Birlikte Doktorun odasına giderken, Serkan bey Hamza’yla onları takip ediyordu.

Doktorun odasında onları beklediğini görünce, birlikte odaya girerek Yusuf’un durumunu sordular.

“Yanındaki hemşireyle sizin hakkınızda konuşuyorlarmış, en son Yusuf abiyle Sinem ablamı istiyorum diye tutturunca, hemşire beni arayarak durumu haber verdi.

PALYAÇO -Tamamlandı-Where stories live. Discover now