🍂Final🍂

9K 528 39
                                    


"Abi yeter! Bırak beni, Yusuf orada kaldı. Allah aşkına bırak beni!"

Sinem dakikalardır son gaz araba süren Kutup'a, dönüp Yusuf'u almaları için yalvarıyordu. Nikah saatleri geride kalmıştı, ama umurunda değildi Sinem'in.

Gözlerinin önünde kalan son görüntü, maskeli bir adamın Yusuf'a yumruk atıyor oluşuydu.
Elinin tersiyle göz yaşlarını silerek, Kutup'un kolunu sıkıca kavradı.

"Beni hemen bu arabadan indir!"

Kutup, ağlamaktan kan çanağı olmuş olan gözlere baktığında sessizce küfretti.
Kolunun üzerindeki ince parmakları, sıkıca kavrayarak, mırıldandı. Yoksa bu sessizliğin sonunda Sinem, çıldıracaktı.

"Sinem, beni Masal yengem gönderdi."

Sinem, Kutup'un söylediklerine anlamaz bir ifadeyle bakarken, örgüsünden firar eden saç tutamlarını yüzünden geriye doğru iterek, koltuğunda dikleşti.

"Bana bu saçmalığı açıkla!"

Kutup, kaşlarını çatarak bakışlarını yoldan çevirmedi. Sinem, tek bir defa olsun, kendisine edepsizlik etmemişti. Verdiği cevapsa, insanı daha fazla çıldırtacak cinstendi.

"Bunu sana, yengem anlatır."

🍂🍂🍂

Sinem, bulamadığı cevaplar yüzünden kafayı yemek üzereyken, Kutup'un arabayı babaannesinin evinin önünde durdurmasıyla hayretler içerisinde kaldı.
Anlaşılan o ki, bugünü hiç bir zaman unutamayacaktı.

Kutup, arabayı park ettikten sonra Sinem'in şaşkınlığından dolayı hareket etmediğini görünce, kapısını açarak elini uzattı.

"Hadi, içerde Dedemler seni bekliyor."

Sinem, arabadan inip kapıyı doğru götürülürken, olduğu yerde durarak sordu.

"Abi, Allah aşkına Yusuf nerde?"

Kutup, Sinem'in omuzlarına ellerini koyarak, ilk defa sıcak bir ses tonuyla cevap verdi Sinem'e.

"Merak etme, her şey çok güzel olacak. Havanın kararmasını bekle."

Sinem, kapıyı tıklamadan açıldığında karşısında gördüğü Ezgi ve Hamza'ya sıkıca sarıldı. Ezgi, Sinem'in kolunu boynundan çekerken, kırılgan bir tavır takınmıştı.

"Demek biz olmadan, kocaya gidiyordun ha?"

Ezgi'ye destek Hamza'dan geldi hemen.

"Böyle özel bir güne bizi dahil etmezsen, bizde bodoslama dalarız."

Sinem, ağlasa mı gülse mi şaşırmış kalmıştı. Aklı fikri Yusuf'tayken, Ezgi'nin onu çekerek yukarı kata götürmesine ses çıkarmıyordu.

Babasının eski odasına girdiklerinde, Yağmur ablasıyla karşı karşıya geldi.
Ablasına sıkıca sarıldığında, kulağına fısıldadı.

"Abla Allah aşkına neler oluyor, kimse bana neden bana olanları anlatmıyor."

"Çünkü, bu akşam seni Yusuf'un düğününe götürecek oldukları gerçeğini, kimse dile getiremiyor kardeşim."

Sinem, gözlerini bir kaç defa kırpıştırdığında, kelimeleri hala idrak edebilmiş değildi. Yusuf'un düğünü vardı ha?

Ellerini Yağmur'un kollarına koyup sıkarken, fırtınayı andıran sessizliğiyle sordu.

"Yusuf'un düğünü var, öylemi yani?"

Yağmur usul usul başını sallarken, Sinem'in bu hallerinden endişeliydi. Tahmin edebiliyordu, az sonra kopacak olan kızılca kıyameti.

Sinem'le Yusuf'un birbirlerine nasıl baktıklarına şahit olmuştu, Yağmur.
Aşklarına şahit olmasa, Yusuf'u gecenin bir yarası evlerine alır mıydı?

PALYAÇO -Tamamlandı-Where stories live. Discover now